Küçük şehirlerde, kasabalarda yetişenlerin okuma
alışkanlığının oluşmasında kütüphanelerde geçirilen saatlerin büyük etkisi
vardır. Ben de çocukluğumun kütüphanecisi Adnan Peşkircioğlu’nu hep saygıyla
anarım. Adnan Bey Haydarpaşa – Gebze banliyö hattındaki Çayırova tren
istasyonunun tek memuruydu. Bekleme salonunda başta yolcular olmak üzere
herkese açık iyi bir kütüphane kurmuştu. Sık sık istasyona gider kitap okurdum.
Daha sonra Ankara’ya taşındığımızda yaşamımdaki en önemli
eksiklik kitaplardı. Teksas ve Tommikslerin dışında pek kitap bulunmuyordu, ben
de onların hepsini okumuştum. Çevrede de gidebileceğim bir kütüphane yoktu.
Sanıldığının aksine büyük şehirler halka hizmet verecek
kütüphaneler açısından yoksuldur. Örneğin İstanbul’da Beyazıt Devlet ya da İBB Taksim
Atatürk Kütüphaneleri hemen akla gelir ama mahallenizde kütüphane bulamazsınız.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2013 yılı itibariyle açık 1010 halk kütüphanesi
var, bunların 46’sı çocuk kütüphanesi (bkz. kygm.gov.tr). İstanbul’da 39 ilçede
782 mahallede 36 halk kütüphanesi var. Yani Şişli, Beyoğlu gibi çoğu ilçede ve
birçok mahallede bakanlığın halk kütüphanesi yok. Diğer büyük şehirlerde de
durum farklı değil. Açığı belediyeler kapatmaya çalışıyor ama onlar da son
yıllarda “bilgi merkezi” adı altında internet cafeler açmaya yoğunlaştı.
Söylentiler doğruysa ve Kültür ve Turizm Bakanlığı yeni
teşkilat yasası ile halk kütüphanelerini yerel yönetime devredecek. Daha yasa
çıkmadan bazı kütüphaneler yerel yönetime devredilmiş bile. Bu olumlu gibi
görünen bir değişiklik ama yasada kütüphanecilik eğitimi almış çalışan ve kitap
alımı için yıllık bütçe oluşturma gibi koşullar getirilmezse belediyeler bu devri
yük gibi görür, çoğu zamanla kapanır.
Kütüphanenin olmadığı yerde kitap okunmadığından,
kütüphanelere gidilmediğinden söz etmek pek doğru değil. Var olanları
kullanıyor muyuz? Çoğumuz “Hayır” diyecek ama Beyazıt Devlet ya da İBB Taksim
Atatürk Kütüphaneleri’ne ne zaman gitsem öğrencilerden araştırmacılara yer
kalmadığını görüyorum. Kütüphane varsa kullanılıyor. Yeter ki ulaşılabilecek
yerde, gözönünde olsun.
Kadıköy kütüphane açısından nispeten şanslı bir ilçe. İlçede
dördü belediyeye ait altı halk kütüphanesi, üç de çocuklar için kütüphane var. Kadıköy’ün
Türkiye’nin en çok kitap okunan ilçelerinden biri olmasında, kitapçılarının
çokluğunda kütüphanelerin olumlu etkisi var sanıyorum. O nedenle eski belediye
binası Şehremaneti Dairesi’nin
kütüphane olarak düzenleneceği haberi şaşırtmadı ama sevindirdi.
Yervant Terziyan’ın 1913’de
inşa ettiği Kadıköy Şehremaneti Dairesi ilçedeki az sayıdaki tarihi yapılardan.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk “Binayı, tarihi yapısıyla koruyacak, sanat, tarih ve edebiyat kütüphanesi
olarak restore edip Kadıköylülere kazandıracağız. Burası binanın mimari
özelliğine uygun farklı tarih, edebiyat ve sanat konularına odaklanan bir
ihtisas kitaplığı olacak” diyor. Projenin yöneticisi Süreyya Operası gibi sanat
girişimleri ile tanınan Murat Katoğlu. 2014 Ocak ayında açılması
hedeflenen kütüphaneyi İlber Ortaylı yönetecek. Kütüphanede Kadıköylü yazar, edebiyat adamları ve sanatçılar için özel bir
bölüm olacağını, onların belgeleri, mektupları, fotoğrafları, yazışmaları,
varsa el yazmalarının toplanacağını belirtiliyor. Darısı diğer
belediyelerin başına!
14.08.2013
Yorumlar