Tiyatronun yeterince seyredilmediği söyleniyor. Dünya
rakamlarına bakarsanız bu yargı haklı. Ama diğer yanda da seyirci rekorlarını
duyuran haberler var. Devlet Tiyatrosu 2012-2013 sezonunda 1 milyon 876 bin 700
kişinin oyunlarını izlediğini açıkladı (Cumhuriyet. 31.12.2013). Geçen yıla
göre yaklaşık 100 bin seyirci artışı var. Koltuk sayısı da 19 bin 902'ye
ulaşmış. On yılda seyirci sayısında % 85, koltuk sayısında % 139 artış sağlanmış.
İstanbul Şehir Tiyatroları’nın da 500 bin civarında seyircisi olduğu
söyleniyor. Birçok kentimizde belediyelerin şehir tiyatroları var ve binlerce
seyirciye ulaştıkları biliniyor.
Ödenekli tiyatrolardaki seyirci çokluğu “Devlet Tiyatroları
ve Şehir Tiyatroları’nın yaygın sahneleri, geniş teknik ve finansal olanakları
ve kadroları, düşük bilet fiyatları”na bağlanıyor ama eğer bir insanda
tiyatroya gitme alışkanlığı yoksa bedava da olsa televizyonun karşısından
kalkıp gitmeyeceği de bir gerçek.
Hafta sonu Hürriyet Kelebek’in İstanbul baskısında 34
tiyatro grubunun ilanları vardı. Tiyatrolar için ilan önemli bir gider olduğu
için çoğunun ilan veremediği ve İstanbul’da profesyonel tiyatro sayısının iki
yüz civarında olduğu söyleniyor. Bu sayıya çocuk tiyatroları dahil değil.
Çocukların tiyatroya ilgisi müthiş. Çocuk tiyatrosu olmayan
şehir, ilçe yok gibi. Hemen her okul öğrencileri tiyatro ile buluşturuyor.
Hafta sonları çocuk tiyatrolarında yer bulmak olanaksız. Yeni kuşak tiyatro
seyircisinin yetiştiğini söyleyebiliriz.
TÜİK’in 05.12.2013’de açıkladığı verilere göre 2011-12
sezonunda 606 sahnede 5539 oyun sahnelenmiş. Sahnelenen oyunların 4485’i telif,
1054’ü çeviri. 5 milyon 621 bin 66 seyirciye ulaşılmış. Geçen yıla göre 236 bin
seyirci artışı var. Tüm maddi yetersizliklere, salonsuzluğa ve engellemelere
rağmen tiyatro sürekli artan bir başarı grafiği çiziyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yıl 390 başvurudan 67
profesyonel, 33 çocuk oyunu, 81 amatör ve 40 geleneksel olmak üzere 221 özel
tiyatroya 4.312.000.-TL destek vermiş. Destek kıstasları çok tartışıldı.
Eleştirilerin çoğuna katılmamak elde değil. Bence en çok üzerinde durulması
gereken desteğin yetersizliği. 606 sahne perde açarken sadece 67 profesyonel
tiyatroya destek verip bunu da “genel ahlaka uygunluk” gibi tartışmalı koşullara
bağlıyorsanız tiyatronun başarısında bakanlık desteği vazgeçilmez değildir.
Tiyatro başına ortalama 1.951 lira destekten bu ağır koşullarda kolayca
vazgeçilir.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in bu başarı grafiğini,
seyirci sayısı artışını sürekli kılmak için projeler oluşturması gerek. Tiyatronun
Türkiye’nin her iline, ilçesine ulaşması sağlamak, işlevsiz “çok amaçlı kültür
merkezleri”nden vazgeçip tiyatro sahnelenebilecek nitelikte salonlar inşa
etmek, özel tiyatroların ücretsiz kullanımına açmak bir çözüm örneğin.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın devlet tiyatrolarını kapatmak
istediği biliniyor. Hemen her yıl başarıları duyurulan bir kurum nasıl
kapatılacak, merak etmemek elde değil. Artık “Devletin tiyatrosu olmaz”
tezini bir yana bırakıp “devletin tiyatrosu nasıl olmalı?” sorusuna cevap aranması
daha doğru değil mi?
Doğan Hızlan yeni yıl
değerlendirmesinde "Benim siyaset ve toplum anlayışımda 'kültür ihmalinin'
affı yoktur! Siyasi bahanelerle sanatı, kültürü, edebiyatı yok sayan, onu ihmal
edenleri bağışlayamam. Unutmayın her sorguya çeken bir gün sorgulanır"
(Hürriyet, 31.12.2013) diyordu. Katılmamak elde değil. 08.01.2013
Yorumlar