Türkiye’de hemen her üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi
olduğu anlaşılıyor. Bu fakültelerin verdiği mezun sayısı da binlerle ifade
ediliyor. Her yıl bu sayıya yeni binler ekleniyor. Sanat ortamının darlığı,
kısıtlılığı ise malum. Zaten az olan sanat galerilerinin sayısı gittikçe
azalıyor. Sergileme olanakları çok az. Genç sanatçıların varlıklarını
bildirmeleri, işlerini sergileyip sanat izleyicisi ile buluşturma olanakları
yok denecek kadar az.
BASE, Mamut Art Project gibi girişimleri önemsiyorum. Pera
Müzesi’ndeki Hacettepe
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Lisansüstü ve Sanatta Yeterlik
öğrencilerinin işleri arasından yapılan bir seçkiyle oluşturulan, 26 Ağustos’a
kadar sürecek olan “Sarsılan İmge” sergisi de iyi bir örnek.
Akbank Günümüz Sanatçıları Ödüllü Sergisi genç
sanatçılarının kendilerini gösterebilmelerine vesile olan girişimlerin en
köklüsü. Bu yıl otuz altıncı kez düzenlenmiş. 28 Haziran’da açılan sergi 28
Temmuz’a kadar sürecek. Erdağ Aksel, Hasan Bülent Kahraman, Nadim Samman, Gönül
Nuhoğlu ve Derya Bigalı’dan oluşan jüri, “Yüreği Etkileyen Haklı Güç:
Tutku" teması ile resim, heykel, enstalasyon, video ve performans da dahil
olmak üzere çeşitli ortamlarda üretilen işleriyle 18 finalistin eserleri
sergilenmeye değer bulmuş.
Sergiye seçilen sanatçılar: Ayşe Nilden Aksoy, Atilla Galip
Pınar, Batuhan Keskiner,Berkay Yaşar, Berna Dolmacı, Gül Akpınar, Gülçin
Karaca, Hasan Mert Öz, HaticeArtüz, Kaan Fıçıcı, Levent Yıldız, Meltem Begiç,
Mert Acar, Merve Vural, Nur Pınar Özen, Oğulcan Sürmeli, Seher Uysal, Zeynep
Kaynar. Serginin küratörü de Dünya çapında bir isim; Nadim Samman. Dikkati
çeken bilgi, Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi için 750 sanatçının
başvurduğunun belirtilmesi.
Çok sıcak bir günde, öğle saatlerinde ziyaret ettim sergiyi.
Doğal olarak oldukça tenhaydı ama beni asıl şaşırtan serginin Akbank Sanat’ın
sadece diğer katlara göre daha dar giriş ve birinci katlarında
gerçekleştirilmesiydi. 750 işten 18 tanesi seçiliyorsa ya da seçilmeye değer
bulunuyorsa bu kadar alan kullanılması normal tabii ama ben daha görkemli bir
sunum bekliyordum doğrusu. Neden daha fazla iş seçilmediği de sorgulanmalı.
Tanıtımlarda “seçki Türkiye’nin yeni belirmekte olan sanat
sahnesinde kullanılan tekniklerin ve sanatçıların gündemlerindeki sorunsalların
çeşitliliğini ortaya koyuyor” deniliyor. “Yüreği Etkileyen Haklı Güç:
Tutku" teması da beklenti yaratan bir başlık. Jürinin eğilimi kuşkusuz
belirleyici olmuştur ama sanatçıların yaptığı işlerin içerikleri de jüriyi
etkiler. Sokaktan geçen birine “Tutku” deseniz ilk bağ kuracağı konu siyaset
olacaktır. Akbank 36. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’nde doğrudan siyasi
duruma gönderme yapan bir iş yok. Daha çok doğaya, doğanın insan eliyle
mahvedilmesine, yok edilmesine göndermeler var. Aynı şekilde tutkunun ilk
çağrıştıracağı cinsel aşk. O da yok sergide.
Siyasete dokunanın yandığı bir ortamda genç sanatçıların
konuya uzak durması da jürinin ve ödüllü sergiyi düzenleyen Akbank ve Resim ve
Heykel Müzeleri Derneği’nin tavrının da bu olması anlaşılabilecek durumlar.
Cinsellik de aşırı mütedeyyin bu ortamda siyasi tepki doğuruyor.
Özellikle gençlerin katıldığı yarışmalı, ödüllü bir sergide
hem içerik hem de biçim açısından “yeni” ne yapıldığını da sorgulamak gerek.
Sınır noktası video. Yenilik orada kalmış. Onlarca yıl
geride. Yeni teknolojileri, internetin sağladığı olanakları kullanma konusunda
sanatçılarımız çekingen davranıyorlar. Sadece bu sergideki işlerde değil genelde
böyle bir izlenimim var. Belki de o tip öncü işler jürilerce, kuratörlerce
beğenilmiyor, seçilmiyor. Bu da bir olasılık. Ama video sınırını geçmeden biçim
olarak yeni’ye ulaşılamayacağı da kesin.18.07.18
Yorumlar