Hasan Ali Toptaş, günümüzün önemsenen yazarlarından. “Doğunun Kafka’sı” gibi hoş nitelemelerle tanımlanıyor. Eserleri yabancı dillere çeviriliyor. Tiyatroya, sinemaya uyarlanıyor. İlk kitabının 1987’de yayınlandığı göz önüne alınırsa bu dikkate değer bir başarı. Üstelik Hasan Ali Toptaş, günümüzün yazar ve de eser pazarlama yöntemlerine yüz vermiyor. Pek ortada görünmüyor. Eseri ile okuru başbaşa bırakmayı, araya girmemeyi yeğliyor.
Toptaş’ın tüm eserlerini yayınlayan İletişim Yayınları’nın eleştiri dizisinde geçtiğimiz günlerde Mesut Varlık’ın hazıladığı “Hasan Ali Toptaş Kitabı” alt başlığını taşıyan Efendime Söyleyeyim yayınlandı. 528 sayfalık bu derleme “Hasan Ali Toptaş’ın hem eserlerinin hem de kendisinin bugünden görülen bir profili olarak kurgulan”mış. Toptaş’la yapılmış uzun bir söyleşiden sonra “eserleri üzerine yazılan inceleme yazıları, edebiyat dünyasından dostlarının anıları, okurlarından mektuplar, kendi metinlerinden ve üzerine yazılan yazılardan yapılan alıntılar”la kitap oluşturulmuş. Her yazara nasip olmasını dilediğimiz değerde ve nitelikte bir derleme. Benim takıldığım tek nokta kitabı hazırlayan Mesut Varlık’ın Toptaş’a “aşırı” hayranlığı. Bu hal hem kitabın girişindeki Mesut Varlık imzalı metinlere, hem de Toptaş’la yapılan söyleşiye çok yoğun olarak yansımış. Eleştiriye ve karşı görüşlere de belki bu nedenle yer verilmemiş. Bu durum da kitabın nesnelliği konusunda bizi biraz kuşkuya düşürüyor.
15.07.2010
Yorumlar