Nabokov ilk romanı Maşenka’da
(2012, Çev. Esra Birkan, İletişim yay.) Berlin’de Rus sürgünlerin toplandığı
köhne bir pansiyonda hatırlanan bir ilk aşkın öyküsünü anlatıyor.
Maşenka,
otobiyografik bir roman. Nabokov romanı yirmili yaşlarında Berlin'de yaşarken
yazmış.
Nabokov, varlıklı ve güçlü bir ailenin çocuğu. Sosyalist
devrim sırasında babası Beyazlardan yana tavır almış. Hatta Kırım hükümetinde
adalet bakanı olarak görev yapmış. 1919’da Beyaz ordunun yenilgisinden sonra
ailecek Batı’ya göç etmişler. Önce İngiltere’ye gitmişler, 1920’de de aile
Berlin’e taşınmış. Babasının sürgündeki Rus Demokrat Parti liderini korumaya
çalışırken öldürülmesinden sonra aile Prag’a göç etmiş ve Nabokov Berlin’de
yalnız kalmış. Nabokov, "Vladimir Sirin" adıyla yazdığı
eserleriyle Rus göçmenlerinin arasında tanınmış. Yaşamını da onlarla birlikte
Alman toplumuyla pek ilişki kurmadan sürdürmüş. Maşenka’yı da bu yıllarda yazmış ve roman 1926’da imzasıyla
Berlin’de Rusça eserler basan Slovo yayınevince yayınlanmış. İngilizcede ise
ancak 1970’de yayınlanıyor. Nabokov’un denetlediği çeviriyi Michael Glenny
yapmış. 1996’da Telos yayınlarında çıkan Maşenka’yı
Esra Birkan bu ingilizce çeviriden dilimize aktarmış. Maşenka, 1987’de sinemaya uyarlanmış. Uyarlama eserin aslına sadık
olarak değerlendiriliyor.
Romanın kahramanı Ganin devrimden kaçmış genç bir Rus
göçmen. Rusya’yı terk ettikten sonra çeşitli ülkelerde yaşamış, Berlin’de de
kalıcı değil. Sürekli gitme arzusunda ama bir türlü gidemiyor. "Pansiyon
hem Ruslara özgüydü hem de berbat bir yerdi. Berbattı, çünkü bütün gün ve
neredeyse bütün gece Stadtbahn trenlerinin sesi duyulurdu, bu da sanki bütün
bina hafifçe sallanıyormuş duygusunu uyandırırdı insanda” diye anlattığı sahibi
dahil tüm sakinlerinin Ruslar olduğu bir yer. Pansiyonerlerden biri dört yıldır
ayrı kaldığı karısını heyecanla beklemektedir. Ganin, beklenen eşin, uzun zaman
önce izini kaybettiği ilk aşkı Maşenka olduğunu anlar. Eğer gitmeyip Cumartesi
sabahına kadar beklerse ilk aşkıyla karşılaşacak belki de küllenen aşkı yeniden
canlandıracaktır. Bu bekleyiş sırasında Galin hem eski günleri hatırlar hem de
Maşenka ile yeniden karşılaşmanın bir gereği olup olmadığını sorgular.
Nabokov, Maşenka'nın
ingilizce çevirisine yazdığı önsözde özyaşam öyküsü ile benzerliklere dikkati
çekerek, "Maşenka'yı yeniden
okuduğumda, gerçek olmayan (köyün kabadayılarıyla yapılan dövüş veya meçhul
şehirde, ateş böceklerinin arasında buluşma gibi) bazı eklentiler yapmış olmama
karşın bu kitapta, kendi kişisel gerçekliğimle, sadakat ve titizlikle kaleme
alınmış özyaşamöykümdekinden daha çarpıcı bir biçimde hesaplaşılmış olması gerçeği
beni çok etkiledi (...) Özellikle de, taklidin, gerçeğin ta kendisiyle böyle
kıyasıya bir rekabet içinde bulunuşuna inanamadım. Aslında bunun açıklaması çok
basitti: O zamanlar, Ganin, geçmişine, benim Konuş, Hafıza’yı (2011, İletişim yay.) yazarken olduğumdan üç kat
daha yakındı" diyor.
Nabokov, Konuş, Hafıza’nın
12. bölümünde ilk aşkının öyküsünü, Tamara’yla yaşadıklarını anlatıyor.
Önsöz’de dediği gibi Galin’in Maşenka’sı ile Nabokov’un Tamara’sı ikiz kardeş
gibiler. Anlatımdaki farka gelince, Nabokov Konuş,
Hafıza’da oldukça edebi hatta şiirsel bir anlatım kurmuş olsa da sonuçta
yaşamöyküsünü anlatıyor. Gerçeklere sadık kalmak durumunda ve ilk aşkın öyküsü
de bu kitabın sadece bir bölümü yani kaçınılmaz olarak daha kısa anlatılmış.
Ama romanda herhalde kurgu gereği anlatmadığı birçok ayrıntı da yer alıyor
yşaamöyküsünde. Konuş, Hafıza’dan
Nabokov’un Tamara’ya her hafta iki ya da üç şiir yazmakla kalmayıp bunları
kitap olarak bastırdığını da okuyoruz. Yıl 1916. Daha yayımlandığında Nabokov
bu şiirleri çocukça ve acemice bulmuş ve kitaplaştırdığına pişman olmuş. Konuş, Hafıza’da ilk aşkın öyküsü var
ama Maşenka'nın yazılış, yayımlanış
öyküsü yok.
Maşenka hoş bir
ilk aşk öyküsü. Nabokov, bu aşkı samimi bir dille, akıcı bir anlatımla tüm
hüznü ve mutluluğunu yansıtarak kaleme almış. Nabokov’un eserleri içinde
önsıralarda yer almasa da Maşenka
keyifle okunacak bir roman.
05.07.2012
05.07.2012
Yorumlar