Yavaş yemek, rahat insanlar...



Torino FIAT fabrikasıyla, Juventus kulübüyle tanınan bir sanayi şehri olsa da güzellikleriyle göz dolduruyor. Geniş meydanlara açılan caddeleri barok cepheli, geniş avlulu apartmanlar süslüyor. Şehri saran yemyeşil Alpler ve Po nehri görüntüyü daha da muhteşemleştiriyor.
Torino bir sanayi kenti olmanın sıkıcılığını doğası ve mimarisinin yanında kültürel ve sanatsal zenginliği ile gideriyor. 17 - 18. Yüzyıldan kalma binalarında onlarca müze var. Kahire'den sonra Dünyanın en büyük Mısır müzesi de, sinema müzesi de, meyve müzesi de Torino’da.
Torino'nun esas ünü ise çikolatası, peynirleri, salamları ve tabii şarabı ile yemek kültüründen geliyor. İtalyan yemeklerini Dünyaya tanıtan Eataly'nin merkezi. hamburger kültürüne, fast food'a karşı "yavaş yemek" (slow food) akımının öncüsü.
Yavaş yemek'in rahat insanlar gerektirdiğini, yavaşlığın sadece yemekte olmadığını ise Torino'da yaşadıklarım öğretiyor.
Torino’yu daha çok sinema festivali ile tanısak da son yıllarda özellikle edebiyat ajanslarımızın gündemine kitap fuarı ile de girdi. İtalya'daki tek önemli kitap fuarının Bologna Çocuk Kitapları Fuarı olduğunu sanıyorduk. Torino Kitap Fuarı 26 yıldır yapılıyormuş. Şimdi de uluslararası olma yolunda.
Torino Kitap Fuarı, kent merkezine metro ile 10 dakika uzaklıktaki eski FIAT fabrikasında kurulu Lingotto kompleksinde yer alıyor. Lingotto'da ayrıca sergi ve konferans salonları, sinemalar, lokantalar, bir alış veriş merkezi var. FIAT'ın sahibi Agnelli ailesinin çağdaş sanat koleksiyonu da burada sergileniyor. Lingotto'nun hemen yanında da Eataly'nin merkezi bulunuyor.
Torino Kitap Fuarı okura yönelik, kitap satışı yapılan, yazarlara okurun buluştuğu bir fuar. 5 salonda 1200 İtalyan Yayınevi yer alıyormuş ve 300 bin ziyaretçisi varmış. 911 bin nüfuslu bir kent için çok büyük bir rakam. Salonlar cıvıl cıvıl çocuklarla dolu. Torino Kitap Fuarı uluslararası olmak, telif hakları alış veriş merkezi olmak arzusunda. Her yıl yüzden fazla edebiyat ajansını misafir ediyorlar. Bu yıl Türkiye'yi Kalem Ajans ve Lir Ajans temsil ediyor. Fuara ülke katılımı ise oldukça az. Romanya, Arnavutluk, Litvanya, Lüksemburg, Gine ve İsrail'in standları var. Konuk ülke Şili ama fuarın hiçbir tanıtım materyalinde Şili'nin adı geçmiyor. Açılış törenlerinde de Şilililere söz verilmiyor.
Yavaşlığa ve rahatlığa gelince... Torino Kitap Fuarı açılışını bir gün önce şehir merkezinden otobüsle 40 durak uzaktaki Savoy hanedanın yazlık sarayında yapıyor. Tören sekizde başlayacak, on dakika önce salondayım. Yeterince oturacak yer olmadığı için çoğunluk ayakta. Bir saat törenin başlamasını bekledikten sonra pes edip ayrılıyorum. Tören dokuzda başlamış, konuşmalar bir saat sürmüş. Ertesi sabah 10’da fuar alanında da bir açılış töreni var. Ona beş kala oradayım. Açılışın 11.30'a ertelendiğini öğreniyorum. Kimseye haber verme gereği duymamışlar. 11.30'da salona tekrar geliyorum. On ikiyi on geçeye dek Kültür Bakanını bekliyoruz. Bakan tören başladıktan on dakika sonra geliyor. Bu gecikmelere kimsenin ses çıkarmadığını da eklemeliyim. İnsanlar rahat.
Uluslararası olma iddiasındaki fuarın açılış töreni İtalyanca, fuar hakkında yabancı dillerde tek bir materyal bile yok. İngilizce bilen eleman da  yok gibi. Fuarla ilgili İngilizce bilgi talep ettiğimde web sitesine bakmam öneriliyor. Web sitesinin İngilizce bölümünde hala 2012'nin bilgileri var. Yapılmakta olan fuara dair ise tek bir satır bile yok. Bu da rahatlığın sonucu. 
22.05.2013

Yorumlar