Selçuk Altun’un Kitap
İçin yazılarını Cumhuriyet Kitap okurları her ay merakla bekler.
Tiryakileri vardır, muhalifleri vardır. Okurlarından çoğu beğenir, bazısı
tartışır, bazıları da kızar. Selçuk Altun, Kitap
İçin yazılarını biner maddelik kitaplar halinde yayımlıyor. Kitap İçin 3’le (Mayıs 2013, Sel yay.)
üç bin maddeye ulaşmış. Her ay 25 maddeden oluşan bir yazı yayımlandığına göre 40
ayda yani yaklaşık 3,5 yıllık bir emeğin sonucunda bir kitap oluşuyor.
Turhan Günay ve Sali Turan’a adadığı kitabın arka kapağında
Selçuk Altun ne yapmak istediğini de on altı sözcükten oluşan dört dizede
açıklamış; “Aforizma - Alkış – Anı / Bilgi - Eleştiri - Günlük – Gözlem / Haber
- Kıssa - Kinaye – Nükte / Öneri - Polemik - Sor (Gu) – Yanıt.”
Selçuk Altun düşündüklerini kısa ve öz bir biçimde ifade
ediyor bu maddelerde. Düşüncelerini iki yolla ifade etmeyi tercih ediyor, ya
kendi söylüyor ya da başka yazarlardan kısa ve vurucu alıntılar yapıyor. Kısa
ve öz deyince de en çok tercih ettiği tür aforizmalar oluyor. Kitap okumaları
sırasında altını çizdiği aforizmalaşabilecek cümleler de maddelerde önemli yer
tutuyor.
Şiirlerden dizeler alıntılamakla kalmıyor, zaman zaman bu
maddeler yeni şiirlerin ilk kez okurla buluşmasını da sağlıyor. Yaşam
öykülerine meraklı. Şairlerin, yazarların ressamların, önemli kişilerin yaşam
öykülerinden kıssa’lar çıkartılabilecek alıntılar yapıyor. Bu alıntıların
kışkırtmasını, okurun kafasında sorular oluşturmasını arzuluyor. Nüktelere de
ayrı bir önem veriyor.
Selçuk Altun İngilizcede yayınlanan edebi eserleri yakından
izler. Türk edebiyatını da ihmal etmez. Kitap
İçin’in notlarında sık sık okuduğu iyi kitapları paylaşır, kitap
önerilerinde bulunur. Çok satmayan ama kaliteli kitabın peşindedir. Onlara özellikle
dikkati çekmeye çalışır. Genç şairin, yazarın izini sürer. Genellikle alkışlar
ama az da olsa yaptığı eleştirileri oldukça ağırdır. Bu nedenle daha çok onlar
akılda kalır. Polemikler ise kolay kolay unutulmaz. Selçuk Altun’un özel olarak
izlemeye aldığı yazarlar vardır. Onların yurt içi ve dışında yaptıklarını
yakından takip eder. Yanlış yaptıklarını düşündüğünde haber verir, uyarır, ağır
bir şekilde eleştirir. Elinde sağlam kanıtlar olduğunu anlarız. Kitap İçin 3’de de böyle polemik yaratan
maddeler bolca yer alıyor.
Kitapevlerini, sahaf ziyaretlerini, aldığı ya da “av”ladığı
kitapları da anlatıyor. Selçuk Altun sadece edebiyatla, kitaplarla kendini
sınırlamıyor, gezilerini, gözlemlerini de paylaşıyor. Bazen İstiklal
Caddesi’nde gözüne çarpanlar bazen Londra notları bazen de hiç akla gelmeyecek
bir şehir ya da arkeolojik alan olabiliyor bunlar. Müzeler, önemli sergiler,
konserler, mimari yapılar ilgi alanında. Yeni ve çarpıcı bir şey varsa okurla
paylaşmayı seviyor.
Hakkının yendiğini, gözden kaçtığını düşündüğü yazarlara,
sanatçılara, iyi okurlara özellikle dikkati çekmeye çalışıyor. Yaşadıklarından,
anılarından parçalar aktardığında da aynı yaklaşımda olduğunu görüyoruz.
Kitap İçin 3
hayatını kitap okumaya, okuduklarını paylaşmaya adamış bir yazarın dünyasını
tüm boyutlarıyla yansıtırken kitap okumaya özendirmeye de devam ediyor.
13.06.2013
Yorumlar