Edebiyatta Ermeniler



Murat Belge’nin “Edebiyatta Ermeniler”i (2013, İletişim yay.) bu konuda Türkçede yazılmış ilk kitap olmasıyla önemsenmesi gereken bir çalışma. İsminin kapsayıcılığıyla, arka kapak yazısıyla beklentiyi yükselten bir görünümü var. Arka kapakta şöyle yazıyor; “Murat Belge Edebiyatta Ermeniler'de, toplumsal hafızada takılıp kalan, edebiyat aracılığıyla ortaya çıkan "Ermenileri" inceliyor. Hangi dönemde, hangi romanda Ermeniler nasıl yer aldılar? Toplumun olağan bir parçası iken ne zaman "düşman" oldular? Kıyım, edebiyatımızda nasıl işlendi? Kıyımın ve mülkiyet transferinin ortaya çıkardığı "yeni" dönem, romanlarda nasıl anlatıldı? Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devreden edebî miras içinde Ermenilere ne oldu? Murat Belge ele aldığı roman ve şiir örneklerine bu soruları yöneltirken, bir yandan da milliyetçiliğin edebiyatta hangi zihinsel performanslarla zuhur ettiğini, bastırılanın bilince nasıl çıktığını ve edebî dili nasıl etkilediğini inceliyor.”
“Tarihçi ‘Mugalatası’” başlıklı giriş yazısında belirttiği gibi Murat Belge’nin tarihçi değilse de “edebiyat tarihçisi” sıfatını kullanma hakkı var çünkü dediği gibi diploması var. Estetik bakışı, eleştirmen tavrı olduğunu da biliyoruz. Yine aynı yazıda “Bu kitapta, okuyabildiğim, erişebildiğim kadar, Türkiye’de üretilmiş edebiyatta (bir “güzel sanat” olarak edebiyat içinde) Ermeni sorunsalının nasıl ele alındığına bakacağım” diyor. Bu cümlelerdeki “erişmek” ve okumak” sözcüklerinin anahtar nitelikleri olduğunu ise makalelere geçince anlıyoruz. Murat Belge “diplomalı edebiyat tarihçisi” ve de yine kendi belirttiği gibi “akademisyen” olsa da bilimsel nitelikte bir çalışma yapmamış. Kitap yazılardan oluşuyor. Yazılar kitaplaştırılmadan önce dergilerde yayımlanmış. Kitaplaştırma aşamasında da makaleler elden geçirilip bir bütünlük sağlanmaya çalışılmamış. Örneğin okunup değerlendirilen kitapların kronolojik bir sıralaması bile yapılmamış. Ama Belge “tarihçi değilim, diplomam var edebiyat tarihçisi sayılırım herhalde” gibi sözlerle kendi konumunu küçümsemeye çalışsa da tarihi açıdan tartışmaya değer önemli tezler geliştirmesinin yanında, değerli edebi eleştiriler de yapıyor.     
Murat Belge’nin ifadelerinden okuyup değerlendireceği kitaplarla ilgili bir kaynakça çalışması yapmadığı gibi bir yöntemi de olmadığını anlıyoruz. Bulduklarıyla yetiniyor, bilmediğim, erişemediğim kitaplar var mı diye araştırmasını genişletmiyor. Yine de Türk Edebiyatının konuya değinen belli başlı eserlerini değerlendirdiğini belirtmeliyim. 
“Konu hakkında benim de oldukça köklü bir bakışım ve değerlendirmem var” diyor. Bu bakış ve değerlendirmeyi de giriş yazılarında açık yürekle yazmış. Edebiyat eserlerini “bu bakış ve değerlendirmey”le bir başka bir deyişle önyargı ile okuyor ve öncelikle edebi ve estetik açıdan değil “etik, tarih, psikoloji ve sosyoloji çerçevesinde eleştiri”yor. Yine de zaman zaman edebi eleştiriler de yapmış. Değerlendirilecek kitap seçiminin erişilebilirlik yanında kendi “bakış ve değerlendirme”sini kanıtlayacak eserlere öncelik verilerek yapıldığı kanısı oluşuyor. Çünkü, kendisinin de belirttiği gibi siyasi koşullanmalarla yazılmış, edebi değeri olmayan hatta edebiyat eseri olmadığı bilinen kitaplara da yer vermiş. Devletin resmi tezlerini desteklemek için roman müsvetteleri yazanları, Ermeni isimlerini bile doğru bilmeyecek kadar ele aldıkları konuya uzak bir halde ve siyasi önyargılarla yazmaya girişenleri okumak, uzun uzun değerlendirmek gerekli miydi? Gerekli olabilir ama bu dediğim gibi “edebiyat”la ilişkili bir çaba değil. Murat Belge giriş yazısında “bir ‘güzel sanat’ olarak edebiyat içinde” eserleri değerlendireceğini söylüyor, kitabına koyduğu ad da bu beklentiyi yaratıyor.
Yine girişte “Türkiye’de üretilmiş edebiyat” deyip sonra yazıları sadece Türk yazarlarla sınırlaması, çoğu Türkçe yazmış ya da Türkçeye çevrilmiş Ermeni edebiyatçılara yer vermemesi eleştirilmişti. Buna Kürt edebiyatının okuma listesi dışında bırakılmasını da ekleyebiliriz. Bu haliyle Murat Belge’nin yazıları Türk Edebiyatında Ermeniler hakkında yazılacak bir kitap öncesinde yapılmış okumalarda alınan notların derlemesi olarak değerlendirilmeli herhalde.
Murat Belge bu kitapla “Edebiyatta Ermeniler”in üzerinde çalışılması gereken, bakir bir alan olduğuna dikkati çekmiş. Ötesini ise daha kapsamlı bir çalışma olarak bekliyoruz.

Yorumlar

TruckTurkey dedi ki…
Edebiyat Tarihçisi sıfatını kullanarak tarihsel önyargılarını kullanan Murat belge nin dedesi Osmaniye Mutasarrıfı Mehmed Asaf Bey'in Ermeni Murahhası Piskopos Muşheg (Musheg Seropian) ile mücadeleleri çok ilgi çekicidir.1915 ile 1921 tarihleri arasında Kafkasya-Güney Ruya ve İran'a kaçan 500.000 Osmanlı Ermenisi'nin 200.000 den fazlasının açlık ve hastalıktan ölmesi ile yüzleşemeyen Ermeni Tarihinin Edebiyatı üzerine ciddi bir çalışma yapmak Murat Belge nin harcı değildir.1921 den sonra Taşnaksutyun'a veryansın eden Ermeni siyasetçilerinin Ermeni Edebiyatına nasıl etki ettiği ise ayrı bir muammadır. Kısaca eğer Murat Belge Ermeni Edebiyat Tarihi ile ilgili bir çalışma yapacaksa hiç beklemediği yerlerden gol yiyebilir.