Milli Kütüphane’nin üç deposunda 346 bin adet kitabın
çürümeye terk edildiği haberleri çıktı geçen hafta. Depolardan 1500'lü yıllara ait yazmalar, TBMM'nin gizli tutanakları, Danıştay'a ait
bilgiler, Eski milletvekili M. Tevfik Gerçekeri'nin Milli Kütüphane'ye hediye
edilmiş kütüphanesi, Türk Ocak koleksiyonu çıktığı bildiriliyordu.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik “Milli
Kütüphane, milli kültürün kalesidir,” diyor.
Çelik haklı, Milli Kütüphane sıradan bir kütüphane değil. Türk
kültür, bilim, edebiyat ve sanatının “milli arşivi” olması amacıyla özel bir
yasayla kurulmuş. Ülke kütüphanelerine önderlik etme, örnek olma gibi bir
durumu var.
22 Şubat 2012’de yenilenen Derleme Kanunu’na göre “ülkemizin
kültürel varlığı ile bilgi birikimini oluşturan fikir ve sanat eserlerinin
basılmış veya çoğaltılmış nüshaları etkin, sağlıklı ve eksiksiz bir biçimde
toplanması, gelecek kuşaklara aktarılması, elverişli ortamlarda
saklanması, korunması, düzenlenmesi ve
toplumun bilgi ve yararına sunulması” amacıyla derleme kütüphanesi olarak
görevlendirilmiş bir kuruluş. Türkiye sınırları içinde basılan veya çoğaltılan,
her türlü eseri derleyip korumakla yükümlü.
31 Ekim tarihi itibariyle Milli Kütüphane koleksiyonunda
3.147.999 kitap ve süreli yayın bulunuyor. 2012’de koleksiyonuna 77.728 eser
eklenmiş. Her yıl da bir o kadar kitap ve basılı materyal koleksiyona
eklenecek. Çünkü Derleme Kanunu böyle gerektiriyor.
Milli Kütüphane kolesiyonunun sergilenemediği, depoların
yetmediği yeni bir bilgi değil. Yolsuzluk suçlaması ile görevden uzaklaştırılan
eski başkan Tuncel Acar bu durumu defalarca ifade etmiş, yeni depolar yapılması
gerektiğini söylemişti. Kütüphaneciler kitapların çürümeye terk edildiği
haberlerinin Tuncel Acar ve arkadaşlarını yıpratmak amacıyla bilinmeyen bir
olaymış gibi gündeme getirildiğini düşünüyor. Kütüphanecilikle değil siyasi
niyetlerle ilgili olduğunu iddia ediyor.
Milli Kütüphane kitap çürüten tek kütüphane değil. Böyle
birçok kütüphane var. Ama Milli Kütüphane farklı, çünkü o “Milli Hafıza”. Tıpkı
yasayla derleme görevi verilmiş Beyazıt Devlet Kütüphanesi, TBMM Kütüphanesi,
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Ankara Adnan Ötüken İl Halk
Kütüphanesi ve İzmir Millî Kütüphanesi gibi. Onlarda da benzer sorunlar
yaşandığını biliyoruz. Beyazıt Kütüphanesi depolarının 21 yıldır temizlenmediğini,
el yazması nadide eserlerin zarar gördüğünü 2011’de göreve atanan Ayten Şan
ortaya çıkarmıştı. İstanbul
Üniversitesi Kütüphanesi’nde de birçok kitabın kullanılamadığı söyleniyor.
İzmir Millî Kütüphanesi’nin yer darlığından görev yapamadığını eski bakan
Ertuğrul Günay bizzat görmüştü. TBMM Kütüphanesi’nin de derleyip korumakla
yükümlü olduğu kitapların çoğunu okullara bağışladığı yaygın bir söylenti. Eski
Milli Kütüphane binasındaki Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nin yer
darlığı, personel yetersizliği biliniyor. Bizzat bakan Ömer Çelik’in öncülük
ettiği denetimlerin siyasi olmadığını ve Milli Kütüphane ile sınırlı
kalmayacağını umuyorum. Derleme kütüphanelerinin yasa gereği korumakla yükümlü
oldukları kitap, dergi ve basılı materyalin ne kadarının koleksiyonlarında
olduğunu, ne kadarının ise depolarda bile bulunmadığını merak ediyorum. Çok acı
sonuçlarla karşılaşacağımıza, “Milli Hafıza”nın korunmadığının ortaya
çıkacağına inanıyorum. Umarım yanılırım.
04.12.2013
Yorumlar