Otisabi, çizer Yılmaz Aslantürk’ün çizgi kahramanı. 90’lı
yıllardan, Pişmiş Kelle dergisinden beri maceralarını merakla izlediğimiz kült
bir kahraman. Otisabi’nin maceraları Uykusuz dergisinde sürüyor. Aynı zamanda
da albümler halinde yayımlanıyor. Otisabi albümlerinin altıncısı “İnleyen Nağmeler”
(2013, Mürekkep yay.) adını taşıyor. Otisabi bu yıl içinde 13 dakikalık
bölümlerden oluşan 13 bölümlük bir televizyon dizisi de oldu. Çizgi roman
uyarlamaları genellikle başarısız olur. Bu dizide Otisabi’nin ruhunu ve
simasını ekrana başarı ile yansıtan iyi bir iş çıkartıldığını belirtmeliyim.
Otisabi, bir ajansta grafikerlik yapan, Beyoğlu’na yakın bir
mahallede yalnız yaşayan bir genç adam. Üzerinden hiç çıkartmadığı gri
pardösüsü, uzun favorileri ve eski model Jaguar arabası ile kendine has bir kahraman.
Felsefesi "İlişkiyi oluruna bırakırım, olmazsa
bırakırım.” Günlerini kadınlarla yeni ilişkiler kurmak ve eski ilişkilerinden
kaçmakla geçiriyor. Sürekli gittiği barda tanıştığı kadınlarla kısa sürede
tanışıp sonu sevişmeye varan bir ya da iki gecelik ilişkiler kuruyor ve ilk
fırsatta ayrıldıktan sonra da yeni bir kadının peşine düşüyor.
Erkekler açısından bakıldığında özenilecek bir hayatı var.
Kadınlar açısından ise kuşkusuz tam bir kötü örnek. Uzak durulması gereken
biri.
Otisabi “Kadınları kadınlardan daha iyi tanıyan bir çizgi
kahraman” olarak tanınsa da aslında sürekli başarı sağlayamıyor. Reddedildiği,
terk edildiği, dersinin verildiği bir çok öyküsü de var. Ne kadar reddedilse de
o her yeni macerada kadınların peşinden koşmayı sürdürüyor.
Otisabi tek bir dergi sayfasında 25-30 kareden oluşan, her
birinde tam bir öykü anlatan çoğundan bir romanlık malzeme çıkabilecek
maceralardan oluşuyor. Ev sahibi Nejat Amca ve kapı komşusu Kaan diğer sürekli
kahramanlar. Kadınlar ise “format”a uygun olarak sürekli değişiyor. Ama temel
ortak özellikleri de var. Hepsi genç, güzel ve bekarlar. Tüm öyküler tanışma
faslı ile başlıyor. Otis abi biraz uğraşıp dil döktükten sonra genç kadını ikna
ediyor ve birlikte eve gidiyorlar. Sonrasında iki olasılık var ya şevişiyorlar
ya da Otisabi tam başarıya ulaşıp kadını yatağa atacakken beklenmedik bir şey
oluyor. Üstelik Otisabi’nin kırmızı çizgileri de var; “evli kadınla olmuyor,
paralı seks yapmıyor, korunmasız seks yapmıyor” diyor yaratıcısı Yılmaz
Aslantürk. Bir ilişki sonucunda evlenmek de en korktuğu şey, hayatının kadınına
rastlamış bile olsa evlenmeye yönelik gelişmeler hissettiği anda birlikte
kolduğu kadını terk ediyor. En ilginci de tüm maceralar yatakta son bulsa da
aslında öyküler erotik değil. Cinselliğe değil kadın erkek ilişkilerine
odaklanıyor.
Otisabi de her durumdan kendince bir ders çıkartmasını,
okuruna ders vermesini biliyor. Sondan bir önceki kare her zaman bu hayat derslerine
ayrılıyor. Bu genel yapı içinde her defasında farklı ve merakla okunacak
öyküler anlatmak gerçekten büyük başarı. Bunu da öykünün diğer unsurları
oluşturuyor. Günlük hayatta yaşanan değişimler, örneğin cep telefonu ya da
twitter, büyük şehrin sıkıntıları (kira sorunundan, trafik yoğunluğuna, her gün
kilometrelerce yol kat etmek zorunluluğuna), aile içi ilişkiler, komşularla
yaşananlar, geçim sıkıntıları, işsizlik, pahalılık, gaspçılar, kapkaççılar,
bodyguardlar... aklınıza gelen gelmeyen ama hepimizin yaşadığı şeyler var ana
öykünün arka planında.
Otisabi belki de en sevimli anti kahramanlardan. Ona ne kadar kızsanız
da gülümseyerek okuyorsunuz maceralarını. 28.11.2013
Yorumlar