Bahadır Baruter’in yeni sergisinin adı “Evim Evim Güzel
Evim”. Serginin ismindeki vurgulama katalogda daha da güçlendiriliyor. “Baruter,
resimlerinde lanetli tapınaklar olarak gördüğü evlerin derinlerine tekinsiz bir
yolculuk yapıyor. Kapısı sıkı sıkı kapalı odaların kuytularında sakladığımız ve
kendimize bile itiraf etmekten sakındığımız tedirginliklerimizi deşifre ediyor.
Evimiz, güzel evimiz, ferah ve huzurlu evimiz, hem kendisi için için yanıyor,
hem de bizi yakıyor.”
Bahadır Baruter, basında çıkan söyleşilerinde de sergisi
hakkında açıklayıcı birçok bilgi veriyor. Bir anlamda göreceğiniz yapıtlar
hakkında bir kanıya sahip olarak sergiyi ziyaret ediyoruz.
Üstelik sanatçı ile ilgili de koşullanmalarımız var. Baruter
25 yıl boyunca karikatür sanatına emek vermiş. Popüler, on binlere, yüz binlere
ulaşmış bir karikatürist. 1990’da Pişmiş Kelle’de başladığı karikatüristlik
yaşamı boyunca hep çok okunan mizah dergilerinde karikatürleri yayınlandı.
Kitapları, albümleri çok sattı. Resimlerine ister istemez belleğimizdeki bu
“karikatürist” bilgisi ve imgesi ile bakıyoruz. Bu önbilginin, koşullanmanın
sanatçıya da eserlerine de haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Bahadır Baruter, döneminde çizmeye başlayan birçok
karikatürist gibi resim eğitimi almış. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Resim Bölümü mezunu. Karikatürlerinde de yoğun bir çizim emeği
görülür. Kendini sadece çizgiye adamayı istediğinin işaretlerini zaman zaman
dergi sayfalarında yer alan ve “Ruhaltı” (Yapı Kredi Yayınları, 2012) adlı
albümde toplanan çizimlerinden biliyoruz.
Bahadır Baruter ilk kişisel sergisini 2007’de "Varlık
Evhamı" adıyla yine x-ist’de açmıştı. Daha o sergide karikatür geçmişine
bağlı kalmayacağını resimde kendine has bir üslup geliştireceğini anlamıştık.
Yapıtlarda mizahi bir yaklaşım arasak da aslında bu da bizim koşullanmamızdan
gelen bir şeydi. Belki ironi vardı ama daha fazlası yoktu.
“Evim Evim Güzel Evim” Bahadır Baruter’in üçüncü kişisel
sergisi. Galeri x-ist küçük bir mekan. Nişantaşı’nda. Abdi İpekçi Caddesi’nden
bir merdivenle iniliyor galeriye. Aydınlık, beyaz hakim bir salon. Salonun
beyazlığı, aydınlıklığı ile Baruter’in sergisinin daha isminden başlayan ve
basında yer alan açıklamalarla güçlenen mesajıyla zıtlık yaratmış. Daha loş,
duvarların koyu renk olduğu bir ortamda yapıta odaklanan bir aydınlatma ile çok
daha yoğun bir etki alınabileceğini düşünüyorum.
Baruter, önceki sergisi “Senin Ailen Bir Yalan Yavrum”da
aile kavramını sorgulamıştı. Aklımda o resimlerin ailenin varlığında ezilen
çocuğun sorgulayan bakışıyla yapıldığı kalmış. “Evim Evim Güzel Evim”deki 11
tablo bu sorgulamayı bir adım daha ileri götürüyor.
Galeriye girişte bizi karşılayan “İstikbal” adlı tabloya ilk
bakışta aklıma gelen serginin sunuşundaki “evlilik hedefi ile yetiştirilen
kadınlar” değil “çocuk gelinler”. Daha ağır bir sosyal yara...
“Terbiye” gibi bazı tablolarla önceki serginin mesajı ve
üslubu ile bağ kurulsa da bu sergide çocuğun değil kadının bakışı var. Yeni
gelinler girdikleri aile kurumu ve evde başlarına gelecekleri düşünüp dehşetle
gözlerimizin içine bakıyor. Sonra bu küçük gelinlerin ev içi çeşitli ruh
hallerini görüyoruz. Çoğu tablo bana İbsen’in oyunlarındaki aileleri
hatırlatıyor.
Varılan nokta ise “Tahammül” adlı tablodaki anne, baba ve
çocuklardan oluşan çekirdek ailenin yemek masasındaki boğulmuş halidir. Herkes
birbirine tahammül ediyor.
Baruter’in yapıtlarını görmekte, üzerinde düşünmekte fayda
var. “Evim, Evim Güzel Evim” 24 Mayıs’a kadar x-ist’te.
14.05.2014
Yorumlar