Rotterdam modern mimarinin başkentlerinden sayılıyor. Daha
1920'lerde 30'larda modernist üslubun örnekleri verilen bir şehir. İkinci Dünya
Savaşı’nda yoğun bombardıman altında kalıp yapıların büyük bir bölümü yıkılınca
şehrin yeniden imarında modernist anlayış etkili olmuş. Önemli mimarlar en yeni
projelerini Rotterdam'da hayata geçirmiş.
Şehir yaşayan bir mimarlık müzesi gibi. 1950'lerden bugüne
mimarinin en yeni ve ilginç örneklerini görüyorsunuz sokaklarda. “Bir şehir
yeniden nasıl kurulur?” sorusuna Rotterdam iyi bir örnek olabilir. Rotterdam
Mimarlık Bienali de bu nedenle önemseniyor.
Rotterdam'ın iki yakasını birbirine bağlayan Erasmus
Köprüsü'nü görünce bizim Haliç Metro köprüsünün esin kaynağını keşfediyorsunuz.
Aynı üslup Rotterdam'ın modern mimarisi ile uyum sağlamış bizde ise tarihi
dokuya yapıştırılmış gibi görüntüyü bozuyor.
Rotterdam bir liman kenti. Avrupa'nın en büyük, dünyanın
Şangay'dan sonra en işlek limanı. "Avrupa'nın giriş kapısı" olarak
anılıyor. Hollanda'nın Amsterdam'dan sonra ikinci büyük şehri. Büyük bir bölümü
deniz seviyesinin 6 metre altına kurulmuş olan şehrin 618 bin nüfusu var.
Nüfusun yarısını göçmenler oluşturuyor. 45 bin de Türkiyeli yaşıyor. Şehir
merkezinde ilk gözüme çarpan Simit Sarayı'nın şubesiydi. Birçok Türk
lokantasına da rastladım. Rotterdam'da Döner girdabından kurtulup kendi
mutfağımızı temsil etmeye başlamışız.
Modern mimariyi hemen her köşe başında rastladığımız modern
heykeller tamamlıyor. Heykeller sanki şehrin, yaşamın doğal bir parçası gibi. Avrupa'nın
en iyi görsel sanat müzesi sayılan “Boijmans Van Beuningen Müzesi” 15.
Yüzyıldan 1940'ların sonuna dek ulaşan resim koleksiyonu ile Dünya'daki bir çok
müze ile boy ölçüşebilecek nitelikte. Rembrandt'tan Salvador Dali'ye uzanan bir
koleksiyon. Yer darlığından çoğu eserin sergilenemediği anlaşılıyor.
Benim bu liman şehrine yolumu düşeren sebep ise Rotterdam
Şiir Festivali’ydi. 45 yıldır sürüyor. Dünyanın en önemli şiir
festivallerinden. Festivali Bas Kwakman'ın yönettiği Poetry International Vakfı
düzenliyor. Aralarında Philip Nikolayev, Martin Gambarotta, Ann Jaderlund,
Peter Gizzi, Habib Tengour gibi önemli şairlerin de yer aldığı 19 şair katıldı
bu yıl festivale. Türkiye'yi Roni Margulies temsil etti.
Bu yıl 45. kez 10 – 14 Haziran tarihleri arasında yapılan festival
esas olarak şehir merkezindeki Rotterdam Şehir Tiyatrosu'nun (Rotterdamse
Schouwburg) salonlarında ve fuayesinde gerçekleştiriliyor ama parklarda,
kafelerde yapılan etkinliklerle de destekleniyor. Her gün ondan fazla etkinlik
yapılıyor. Şiir okumalarının yanında çağdaş şiir üzerine tartışma toplantıları,
çeviri atölyeleri de dikkati çekiyor.
Festivalin açılışı 10 Haziran'da Schouwburg'un büyük
salonunda yapıldı. Koltuklar tamamen doluydu. Yaş ortalamasının yüksekliği ise
dikkati çekiyordu. Paralı, bilet alıp girilebilen etkinlikler olmasına rağmen
ilgi yüksekti. Salonlar boş kalmıyordu. Oysa hava oldukça sıcak, gün uzundu.
Ama şiirseverler bir kıyıda, serinlemek yerine festivali izlemeyi tercih ediyordu.
Darısı başımıza, diye düşünmeden edemedim.
18.06.2014
Yorumlar