“Struga Şiir Akşamları” Dünya’nın en uzun ömürlü şiir
festivali. En büyük şiir festivallerinden biri. Bu yıl 54. kez yapıldı.
Makedonya’nın en önemli sanat etkinliklerinden. Açılış törenine devlet
düzeyinde katılım oluyor. Tören canlı olarak televizyondan yayınlanıyor.
Struga, Ohrid gölünün kıyısında güzel bir tatil kasabası. Şiir
festivali Struga’ya beş yıldızlı bir otel, bir de kapalı salon kazandırmış. 26
– 31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen festivalde Türkiye’yi İsmail
Kılıçarslan ve Bejan Matur’la birlikte temsil ettik. Altın Çelenk Ödülü’nü
Çinli büyük şair Bei Dao aldı. İlgi ve destekleri için Üsküp Yunus Emre Kültür
Merkezi yöneticilerine teşekkür borçluyuz.
“Struga Şiir Akşamları” Struga ile sınırlı kalmıyor
Makedonya’nın neredeyse tüm şehirlerinde etkinlikler gerçekleştiriliyor. Ben de
bir grup şairle birlikte Bitola’ya şiir okumaya gittim. Bizim Manastır olarak
bildiğimiz Bitola Türkiye’nin yakın tarihi açısından önemli bir kent. Üsküp’ten
sonra Makedonya’nın ikinci büyük şehri olan Bitola 1382’de I. Murat döneminde Osmanlı
topraklarına dahil olmuş. 1912’ye dek 530 yıl Osmanlı yönetiminde kalmış.
Mimari açıdan iyi korunmuş bu şehre daha ilk bakışta Osmanlı’nın izleri
görülüyor.
Manastır 18. ve 19. yüzyıllarda Selanik’le birlikte Balkanlar’ın
siyasi ve kültürel merkezi olmuş. 74 bin nüfuslu şehirde halen Türkiye dahil
birçok ülkenin konsoloslukları görev yapıyor.
Kültür merkezindeki basın toplatısından çıkışta Milton
Manaki’nin fotoğraf makinesiyle birlikte büyük bir heykeli karşılıyor bizi.
Resmi tarihimiz farklı bilgi verse de Manaki Kardeşler ilk Türk filmini
çekmişler. Balkanlar’ın da ilk sinemacıları. Manaki Kardeşler’in evi müze
olarak korunmuş.
Esas sürprizle ise Ulusal Müze’ye gittiğimizde
karşılaşıyorum. Manastır Askeri İddiadisi müze haline getirilmiş. Burası
Atatürk’ün Selanik’ten, ana ocağından ayrılıp öğrenim görmek üzere geldiği yer.
Mustafa Kemal, Manastır İddiadisi’nde 1896 -1899 yılları arasında eğitim
gördükten sonra İstanbul’a Harb Okulu’na gitmiş. Mayıs 2013’de TİKA binanın ve
müzenin yer aldığı birinci kattaki Atatürk Anı Odası’nın “tadilatı ve
tefrişatı”nı yapmış.
Anı odasınnın girişinde Atatürk’ün büstü bizi karşılıyor.
Binanın bir kanadını kaplayan salonda Atatürk’ün balmumu heykeli, bazı kişisel
eşyaları sergileniyor. Panolarda yaşam öyküsü, katıldığı savaşlar ve Cumhuriyetin
kuruluşu hakkında bilgiler fotoğraflarla anlatılıyor. Atatürk ile ilgili Türkçe
ve diğer dillerde yayımlanmış kitap ve broşürler sergileniyor. Genelkurmay
Başkanlığı’nca hazırlanmış ”Güneşin Adı: Mustafa Kemal” isimli kısa film
sürekli gösteriliyor. Atatürk’ü tanımak, Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl
kurulduğunu öğrenmek isteyenler için gerçekten de faydalı bilgiler. Ama Atatürk
Anı Odası’nın ziyaretçilerinin neredeyse tamamının Türkiye’den gelen turistler
olduğu gözönüne alındığında bunları tüm ziyaretçilerin bildiğini tahmin
edebiliriz. Mustafa Kemal’in Manastır günlerine yoğunlaşılıp, burada yaşadıkları
hakkında daha fazla bilgi verilseydi sanırım daha iyi olurdu. İnsanın gözü
Mustafa Kemal’in okuduğu sınıfı, oturduğu sırayı arıyor. Okul arkadaşları
kimlerdi diye merak ediyor.
Atatürk Anı Odası’nın bulunduğu birinci katın diğer kanadında müze yer
alıyor. Türkiye’den gelen turistler buraya pek uğramıyor. Hemen hiç
ziyaretçinin olmadığı salonlarda şehrin tarihi tarih öncesinden başlayarak
kronolojik olarak anlatılıyor. Sadece 530 yıllık bir bölüm atlanmış. Enver
Paşa’dan, Resneli Niyazi’den, Jön Türkler Hareketi’nden söz ediliyor ama
Osmanlı İmparatorluğu’nun adı bile anılmıyor. Makedon devrimcilerin neye isyan
ettiği de anlaşılamıyor. Bunu da müzenin düzeltilmesi gereken önemli bir kusuru
sayalım. Yolunuz Makedonya’ya düşerse Bitola’ya uğramayı ihmal etmeyin. 08.09.2015
Yorumlar