Pera Müzesi onuncu yıl kutlamalarına iki sergi ile başladı.
Video sanatı ile pop -rock müziğin ilişkisini irdeleyen “Bu Bir Aşk Şarkısı
Değil” ve Türk resminde modernleşmeyi nü resimlerle araştıran “Üryan, Çıplak,
Nü”.
Küratörlüğünü Ahu Antmen’in yaptığı “Üryan, Çıplak, Nü”de,
farklı dönemlerden 44 sanatçının 150’ye yakın eseri yer alıyor. Ama esas olarak
Osmanlı’da ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yapılan nü resimlere odaklanılmış.
Osman Hamdi Bey, Süleyman Seyyid Bey, Halil Paşa, İzzet Ziya Bey, Avni Lifij,
Ruhi Arel, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Melek Celal Sofu, Cemal Tollu, Zeki
Faik İzer, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Fikret Mualla, Leyla Gamsız ve
Yüksel Arslan’ın eserleri, desenleri yer alıyor sergide.
Serginin girişinde ziyaretçileri kanepeye uzanmış bir kadın
karşılıyor. Giyinik. Nü sergisine böyle bir videoyla başlamak verilmek istenen
mesajı ya da sergiyi oluştururken yapılan araştırmaların sonucunda varılan
yargıyı çok iyi anlatıyor. Özlem Şimşek 2012 tarihli videosunda Halil Paşa’nın
1894 tarihli “Uzanan Kadın”ının kimliğine bürünerek “yapıta güncel bir yorum
getiriyor”. İşin “güncel” boyutundan bakınca 1860’larda ilk çıplak resimlerin
çizilmeye başlamasından 150 yıl sonra başlangıçtaki yere döndüğümüzü, günümüzde
bir sergide nü resim sergilemenin bile sorun yarattığını, aşırı ahlakçı bakışla
bu resimleri duvarlardan indirildiklerini, sergilerin yasaklandığını görüyoruz.
Bazı müzelerin koleksiyonlarındaki nü resimleri aynı anlayış ile bu sergiye
vermedikleri de söylentilerden. Duyan hiç kimse de şaşırmıyor. Öyle bir ahlak
anlayışına geldik çünkü.
“Uzanan Çıplak” batı sanatında önemli bir simge. Modellere
bu poz verdirilerek birçok resim yapılmış. İlk nü’ler 1500’lerde çizilmiş.
Bizde figürün çizilmesi için bile 1800’lere varmamız gerekmiş. Çıplak modelle
çalışılmak ise ancak yurtdışına eğitime giden sanatçılarımıza nasip olmuş.
Paris’teki atölyelerde karşılaşmışlar çıplak modellerle. Çünkü İstanbul’da ilk
güzel sanatlar akademisi açıldığında canlı model kullanmak bile sakıncalı
sayılmış. Çıplak modele bakarak yapılan
ilk desen çalışmalarının, resimlerin sergilenmediği, saklandığı da biliniyor.
“Üryan, Çıplak, Nü”de bu desenler bizi karşılıyor.
“Çıplak” denince akla kadın gelir ama ressamlarımızın ilk
çıplak modelleri erkekler olmuş. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin 1916 yılından
itibaren düzenlediği Galatasaray Sergileri’nde ilk nü resimler görülüyor. Artık
modeller kadın ama çoğunda kadınların yüzünün ya resmedilmediği ya da
kimlikleri anlaşılmayacak açılardan çizildiklerini görüyoruz. İlk nü resimlerin
çizilebilmesinin de sergilenmesinin de bir padişahın, Abdülaziz’in döneminde
olduğu da dikkatimi çekiyor.
“Çıplak bir bedenin nü olabilmesi için önce bir nesne olarak
görülebilmesi gerekir” demiş John Berger. Uzunca bir süre kadın bedeni nesne
olarak görülmüş. Türk resim sanatında da nü’den çıplağa doğru evrimleşme,
“cinsellikten arınmış bir algı” yaratma ancak ressamların toplumsal baskıdan,
ahlaki koşullanmalardan kurtulup çıplak modele kendi kimlikleriyle
bakabilmeleri ile mümkün oluyor. İlk dönemlerde Avrupa’da gelişen sanat
anlayışlarına koşut, taklit bile diyebileceğimiz resimler yapılırken zamanla
resimlerde kendi bakış açılarını, resim anlayışlarını yansıtmaya başlamışlar.
Sergide bu gelişmeyi de görebiliyoruz.
Sergi kataloğunda yer alan Ahu Antmen’in “Üryan, Çıplak, Nü:
Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü” yazısını okuyunca taşlar iyice yerine
oturuyor. Çıplak çizebilmenin, nü sergilemenin modernleşme açısından ne denli
önemli olduğunu daha iyi kavrıyoruz. Sergi kataloğu hem bu uzun yazı hem de
içerdiği örneklerle kalıcı bir belge olmuş.
Pera Müzesi’ndeki “Üryan, Çıplak, Nü” sergisi 7 Şubat
2016’ya kadar devam edecek.
09.12.15
Yorumlar