İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki onur konuğu Almanya. Almanya fuarda 30 yayınevi ve 13 yazarla temsil edilecek. Temaları “Sözcüklerin Etkisi”. Çok yoğun ve ilgiye değer bir programları var. Çünkü dostluğumuz ve ilişkilerimiz o kadar eskiye dayanıyor ki konuşacak çok şeyimiz var.
Alman ve Osmanlı İmparatorluklarının siyasi ilişkileri 18. yüzyılda
elçilerin ziyaretleri ile başlamış. Dostluk anlaşmaları ile gelişmiş. Aynı
yüzyılda Almanya’da bir “Türk modası” yaşandığı da belirtiliyor. Sultan II.
Abdühamit döneminde 1876’da siyasi ilişkiler resmen başlamış. 20. yüzyılda
ittifaka dönüşmüş. Türkiye’deki Alman Okulu’nun ve daha sonra da Alman Eğitim
Enstitüsü’nün açılması, Berlin-Bağdat demiryolunun inşası, I. Dünya Savaşı’nda
müttefiklik, Türk öğrencilerin mesleki eğitim için Almanya’ya yollanması,
Türkiye’ye sığınan Alman öğretim üyeleri, Türkiye’de şehir planlaması ve
özellikle devlet inşaatlarında Alman mimarların katkısı, Alman Kültür Merkezi, Alman
Şarkiyat Enstitüsü, Alman Arkeoloji Derneği, Alman Kitabevi’nin faaliyete
geçmesi, 1960 sonrası Türk İşçi göçü, dış ticaret ve turizmdeki işbirlikleri
ile ilişkiler gelişmiş.
Almanya’daki Türkoloji çalışmaları 1838’de Berlin’de
Friedrich Wilhelm Üniversitesi’nde Wilhelm Schott’un öncülüğünde başlamış.
Türkçe’den Almanca’ya çevrilen ilk kitap 1800’de “Latifi ve Çelebi’nin Şiirleri”,
çevirmeni Thomas Chabert, 1836’da da Josef von Hammer-Purgstall’ın dev eseri “Divan
Şiiri Antolojisi” yayımlanıyor. Almanca’dan Türkçe’ye çevrilen ilk roman 1881
Rudolph Töpffer’in “Amcamın Kütüphanesi”, çevirmeni Mehmet Tahir.
Almanya, Dünya’nın en büyük üçüncü yayıncılık sektörü. 2014’de
9 milyar 322 milyon Euro ciro yapmış ve 73 bin 863 yeni kitap yayımlamışlar. En
çok roman okunuyor (% 19.1), çocuk ve ilk gençlik kitaplarının payı % 9.6. 2014’de
yayımlanan kitapların 9 bin 992’si yabancı dillerden çevrilmiş. Yeni çıkanların
içinde çevirilerin oranı % 13,5. Bu bir çok ülkeye göre oldukça iyi bir oran.
Yani Almanya dış dünyaya açık, yabancı edebiyatları izleyen bir toplum.
Çevirilerin % 65.5’i İngilizce’den yapılıyor. İkinci % 10.1’le Fransızca. %
6.4’le üçüncü Japonca. Ama Japonca’dan çevirilenlerin büyük bir çoğunluğunun
“manga” denilen çizgi romanlar olduğu belirtiliyor. Edebiyatın payı sadece %
0.9’muş. Polisiyelerin etkisi ile İsveççe dördüncü, İtalyanca da beşinci
sırada. (bkz. “Information on the book market in Germany”, buchmesse.de)
Bu bilgileri verince ister istemez Almanca’dan çevirilerin
Türkiye’de durumu nedir diye merak ediliyor. 2015’de Türkiye’de 56 bin 414
çeşit yeni kitap yayımlanmış. Bu rakamla Dünya onuncusuyuz. Bunların 11,356’sı
edebiyat. Edebiyatın payı % 20.12. Çocuk ve ilk gençlik kitaplarının payı 8,215
kitapla % 14.5.
2015’de Türkiye’de 7871 adet yeni çeviri kitap yayınlanmış.
Yeni çıkanların içinde çevirilerin oranı % 13,95. Almanya’nın çeviri oranı ile
aynı. Çevirilerin % 66.9’u İngilizce’den yapılıyor. İkinci % 8.5’le Fransızca.
% 5.7’yle üçüncü Almanca. Almanca’dan 448 kitap çevrilmiş. % 5.3 ile Arapça
dördüncü, % 3.35 ile İtalyanca da beşinci sırada. (bkz. ISBN İstatistikleri 2015, tuik.gov.tr ve ISBN
Ajansı).
2005 yılından itibaren TEDA Desteği ile 65 ülkede yayımlanan
2001 kitabın 250’si Almanca’da. Almanca
Türkçe’den en çok çeviri yapılan ikinci dil olmuş. (Birinci 251 kitapla
Bulgarca) Çeviri desteği dışında 250 kadar daha kitap çevrildiğini tahmin
ediyoruz. Goethe Enstitüsü’nün ve S.Fischer Vakfı’nın Adımlar Projesi de
Almanca’dan Türkçe’ye çevirileri destekliyor. 2005’da başlayan Adımlar Projesi
ile Almanca’dan Türkçeye 80 kitap çevrilmiş. Türkiye’nin 2008’deki Frankfurt
Kitap Fuarı’na Onur Konukluğu’nun çok olumlu etkileri olduğunu belirtmeliyim.
Kuşkusuz Almanya’nın İstanbul Kitap Fuarı Onur Konukluğu da benzer etki
yapacaktır.
07.08.2016
Yorumlar