Maçka Sanat Galerisi 20 Kasım 1976'da Rabia Çapa ve Varlık
Sadıkoğlu kız kardeşler tarafından kurulmuş. Mehmet Konuralp’in mimari tasarımı
ile 'beyaz küp'' galeri mekanlarından farklı deneysel bir mekan ortaya çıkmış.
Mimarisi ile de örnek gösterilen yapılardan. Sanatta eleştirel ve sorgulamacı
tavırlarıyla tanınan Aliye Berger, Kuzgun Acar, Altan Gürman, Komet, Alaattin
Aksoy, Utku Varlık, Mehmet Güleryüz gibi sanatçıların eserlerini sergilemeye
ağırlık vermiş. Düzenlenen toplantı ve söyleşilerle, özellikle yazarların,
sanatçıların buluşma noktası haline gelen akşamüstü buluşmalarıyla 70’li - 80’li
yılların önemli sanat merkezlerinden biri olmuş.
80’li yıllarda başta Adnan Çoker ve Sarkis olmak üzere önemli
sergilere yer vermiş. Daha sonra kavramsal sanat başlığında üretilen işlerin
sergilendiği ilk özel galeri olmuş. Şükrü Aysan, Serhat Kiraz, Ergül Özkutan
gibi sanatçıların yapıtlarını izleyiciyle buluşturmuş. O yıllardan Füsun Onur
ve Ayşe Erkmen’in sergileri de anımsanıyor.
90’lı yıllarda İstanbul Bienalleri ile eşzamanlı olarak
önemli yabancı sanatçıların sergileriyle de kapılarını açmış. 1995’de
Berlin'deki Iris von der Tann galerisiyle ortaklaşa her yıl bir Türk sanatçısı
Berlin'de, bir Alman sanatçısı da İstanbul'da sergi açmaya başlamış.
2011’de 35. Yılını Bengü Karaduman, Burak Arıkan, Volkan
Aslan, Alp Klanten, Elmas Deniz ve İz Öztat’ın kişisel sergileri, dialı
söyleşileri ve performans gibi etkinliklerle bir yıl boyunca kutlamış. 40 yılda
205 sergiye ev sahipliği yapmış. Kâr amacı gütmeyen bir kurum gibi çalışmış.
Sanatta öncü çalışmalara her zaman kapılarını açık tutmuş. O yıllarda sık sık
“Maçka Sanat Galerisi kapandı” dedikoduları çıkmış ama Rabia Çapa 1989’da kız
kardeşi Varlık’ı kaybetmesine rağmen galerisini yaşatmış.
Maçka Sanat Galerisi 40. yılını arşiv sergileri ile
kutluyor. İlk arşiv sergisini Füsun Onur
gerçekleştirdi. “Siz de Bilirsiniz”de Füsun Onur, bir bulmaca aracılığıyla
MSG’nin tarihine odaklanmış, “Kimler geçti bu galeriden?” sorusuna cevap aramıştı.
İz Öztat, “Sorulara Cevap Vermeyi Tercih Ediyorum” adlı sergisinde sanat
dünyasından ve kendi arkadaşlarından 20 kişiyi “sorguya” almış, o kayıtları
sergilemişti. Son sergi de Serhat Kiraz’ın 11
Ekim’de başlayan 12 Kasım’a kadar sürecek olan “Görüntü Düzlemi”. Galeriye dair
sesler ve görüntülerden oluşan belleksel bir yolculuk olarak tanımlanıyor.
Bu arşiv sergileri aynı zamanda galerinin resmen kapanışının
da habercileri. Maçka Sanat Galerisi Kasım ayında kapanacak. 40 yıldan geriye
kalan ve bir süredir derlenen arşivi Koç Müzesi’nde değerlendirilecek. Sanatçı
giysileri, sanatçıların yaptığı takılar, sanatçı dosyaları, kitaplar, ses
kayıtları ve görüntülerden oluşuyor arşiv. Türkiye’nin çağdaş sanat tarihinin
önemli belgeleri olarak araştırmacılara sunulacaklar. Galerinin kırk yılını
anlatan bir kitap da yayınlanmak üzere.
40 yıl bir açıdan uzun bir süre. 205 sergi, kataloglar,
etkinliklerle dolu dolu geçmiş. Bir açıdan da kısa. Galeri yeni kuşaklara
aktarılmamış oluyor. Oysa Türkiye’nin bu tip kalıcı sanat kurumlarına ihtiyacı
var. Ama kişisel özverilerle, yatırımlarla da bir yere kadar gitmek mümkün.
Hele son yıllarda yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin öncelikle sanat ortamını
etkilediğini düşünürsek. Birçok sanat galerisinin kendi yağıyla kavrulamadığı,
kapanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu, kapandığı biliniyor.
Yine de Maçka Sanat Galerisi’nin 1976’dan bugüne
gerçekleştirdiklerine, açtığı sergilere, yayınlarına bakınca kapanmasına
üzülmemek elde değil. Rabia Çapa ve Varlık Sadıkoğlu kendi sermayeleri ve
emekleri ile Türkiye sanat ortamına önemli bir katkıda bulundular, Maçka Sanat
Galerisi bir sanat merkezi olarak önemli bir işlev gördü. Eksikliği hep
hissedilecektir.
02.11.16
Yorumlar