Facebook ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinin ilginç bir
anlayışı var. Müstehcenlik, hakaret, ırk ayrımcılığı gibi bir çok konuda
yasalara saygılı hatta aşırı hassaslar. Örneğin Femen’in protesto eyleminde
göstericinin memelerinin ucunun görünmesi bile o haberin kaldırılmasına
yetiyor. Hatta hükümetlere yönelik ağır eleştiri içeren paylaşımları bile
uyarıya gerek kalmadan kaldırıyorlar ama iş müzisyenin, sinemacının, yazarın
hakkını korumaya gelince akan sular duruyor.
Bir kişi Facebook’ta istediği müzik, sinema ya da edebiyat
eserini paylaşabilir. Bu işi yaparken sosyal paylaşım sitesi bu eserlerin Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunduğunu, eser sahibinden izin almadan
paylaşamayacağı uyarısını yapmaz. Çünkü başta Facebook olmak üzere tüm sosyal
paylaşım siteleri ne kadar çok içerik paylaşılırsa o kadar çok izleyici
kazanacağını, ne kadar çok izleyici varsa da o kadar çok reklam alacaklarını
yani para kazanacaklarını bilir. Bu nedenle müzik, sinema ve bilim ve edebiyat
eserlerinin paylaşımlarını destekler, kolaylaştırırlar.
Bu nedenle de eser sahibi izin alınmadan paylaşılan eserini
kaldırtmak isterse o içeriği olabildiğince geç kaldırmak için işi yokuşa sürerler.
Şarkıların, film ve dizilerin internet üzerinden çok yaygın olarak
paylaşıldığını, müzik ve sinema endüstrilerinin maddi olarak ağır darbeler
yediğini, her geçen yıl bu kayıplarının artıp tahammül edilemez seviyeye
geldiğini biliyoruz. Benzer bir durum yayıncılık endüstirisi için de yaşanıyor.
Dijital kitap korsanlığı çığ gibi büyüyor.
Bir çevirmen arkadaşımın yaşadıklarını anlattı. Bilimsel ve
felsefi eserler çeviriyor. Bir kitabı çevirmek için yıllarını veriyor. Elde
ettiği gelir de çok düşük. Tek umudu çevirilerinin tekrar baskılar yapması. Ama
bu pek mümkün olmuyor. Yayınevleri bilimsel, akademik eserlerin üniversitelerde
fotokopi ile çoğaltıldığını, şimdi buna bir de PDF dosyaların internette
paylaşımının eklendiğini söylüyor.
İnternette araştırıyor ve Facebook’taki gruplarda
çevirilerinin paylaşıldığını görüyor. Bunlardan 4000 üyeli birinin yöneticisine
mesaj yazıyor ve çevirilerinin kaldırılmasını istiyor. Cevap bile alamıyor.
Facebook’a başvuruyor. Facebook, kitabı grupta paylaşandan
istemediği şeyleri çevirmeninden istiyor. Eserin çevirmeni olduğunu ispat
etmesi bildiriliyor. Uzun uğraşlardan sonra Facebook o içeriği kaldırıyor. Ama
daha onlarca grup ve sayfada aynı eser izinsiz paylaşılmaya devam ediyor.
Facebook her grup ve sayfa için ayrı ayrı başvuruda bulunulması gerektiğini
bildiriyor.
Bu kanunsuz paylaşımlarda Yandex gibi kuruluşların rolü ne
diyeceksiniz? Müzik ve sinema eserlerine olduğu gibi korsan PDF’lerin de
internet ortamında dağıtılabilmesi için gerekli yeri sağlıyorlar. “Bir dosyayı ya da klasörü paylaşmak için onları yayınlamak gerekir. Yandex Disk'e yüklediğiniz dosyalar bulutta saklanır; internete bağlı herhangi bir cihazdan onlara
ulaşabilirsiniz” deniyor.
İstediğiniz kitabı tarar, Yandex Disk'e
yüklersiniz. Sonra da Facebook’ta bir kapalı grup kurar bu kitapları herkese
dağıtırsınız. Grup “kapalı” olduğu için eser sahibi eserlerim izinsiz
paylaşılıyor mu diye bile bakamaz. Her şey aksi gitti, şikayetler arttı,
grubunuz kapatıldı, dosyalar paylaşıma mı kapatıldı? Sorun yok hemen yeni grup
açar suç işlemeye devam edersiniz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fikri haklar
konusuyla yakından ilgili olduğunu biliyoruz. Buna rağmen 10 yıldır Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu taslağı yaslaşamadı, hâlâ çalışılıyor. Cumhurbaşkanının
sabrı taşmadan, “Eyy Facebook... Eyy Yandex...” diye çağrılar
yapmadan yani daha fazla gecikmeden umarız taslak yasalaşır,
buna dur denir. 08.12.16
Yorumlar