16 Mayıs Salı akşamı Zorlu PSM Ana Tiyatro’da İstanbul
Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin
gerçekleştirdikleri Monte Carlo Balesi’nin “GÖL - Kuğu Gölü’ne ithafen”ini
izliyoruz. Salon tamamen dolu. Jean-Christophe Maillot balenin klasiklerinden Çaykovski’nin
Kuğu Gölü’ne baleyle modern dansın harmanlandığı bir yorum getirmiş. Koreografisi,
sahne tasarımı, kostümleriyle gerçekten çarpıcı bir yorum. Dakikalarca ayakta
alkışlanıyor. Dansçılar defalarca selama çıkıyor.
Göl’ün girişinde İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ve Hürriyet
Sanat sayfası yönetmeni İhsan Yılmaz’la karşılaşıyoruz. Venedik Bienali’nde İKSV’nin
koordinasyonunda ve Fiat’ın sponsorluğunda açılan Türkiye Pavyonu’ndaki Cevdet Eriş’in
kendi deyimiyle bir “mimari düzenleme ve bir ses enstelasyonu” olan Çın adlı
yerleştirmesinin nasıl karşılandığını soruyorum. Görgün Taner keyifli. İhsan
Yılmaz New York Times’ta çıkan “En güçlü ulusal pavyon” yorumundan söz ediyor.
İKSV’nin gündeminde ECA’nın
sponsorluğunda 29 Mayıs - 21 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan
45. İstanbul Müzik Festivali var. Festivalin teması “Sıradışı”. Açılış
konserinde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Sascha Goetzel yönetiminde
2015 Çaykovski Yarışması Viyolonsel Dalı birincisi Andrei Ioniță’ya eşlik
edecek. Törende değerli müzik yazarı Evin İlyasoğlu’na da Onur Ödülü sunulacak.
Değişik mekanlarda eser siparişleri ve prömiyerler ile disiplinlerarası
geçişlere imkân veren konserlerle klasik müzik deneyimini çeşitlendirecek,
zenginleştirerek ve her yaştan seyirciye hitap edecek bir program
oluşturmuşlar. Bu yılın sürprizi Bomontiada’daki ücretsiz konserler.
İstanbul Müzik Festivali 45 yılda 3.000’e yakın gösteride
3,5 milyon seyirciyi ağırlamış. İstanbul Müzik Festivali demek aslında İKSV
demek. 45 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 50. yıldönümü olan 1973
yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı önderliğindeki 17 işadamı ve sanatsever
tarafından kurulmuş İKSV ve hemen o yıl ilk etkinlik olarak İstanbul Festivali’ni
gerçekleştirmiş. Sadece klasik müzikten oluşan festivalin kapsamına izleyen
yıllarda film gösterimleri, tiyatro, caz, bale performansları ve tarihi
mekânlarda gerçekleştirilen sergiler de girmiş. Bu farklı sanat dalları da
Sinema, Caz, Tiyatro festivallerinin ve Bienalin temellerini oluşturmuş.
Tasarım Bienali, Film Ekimi bunlara eklenmiş.
2004’den itibaren Avrupa’da festivaller düzenlemeye başlamış
İKSV. Berlin’de “Şimdi Now”, sonra “Şimdi Stuttgart”, Avrupa’nın çeşitli
merkezlerinde “Turkey Now”, “Fransa’da Türkiye Mevsimi”ni gerçekleştirmiş. Nihayet
2007’den beri Venedik Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu’nun organizasyonunu
üstlenmiş İKSV. 2014’de de Türkiye’nin Venedik Bienali’nde bir binası olması
sağlandı. Türkiye Venedik Mimarlık Sergisi’ne de katılmaya başladı. Fransa’daki
Cité des Arts sanat kurumunda 20 yıllığına kiralanan Türkiye Atölyesi’nde
sanatçılarımız ağırlanıyor.
2007 yılından itibaren festivaller dışında yıl boyunca özel
etkinlikler de gerçekleştirmeye başladılar. İKSV Şişhane’deki Nejat Eczacıbaşı
Binası’na taşınınca da Salon’da neredeyse hemen her gün bir etkinlik
yapıyorlar. Leyla Gencer Şan Yarışması, Aydın Gün Teşvik Ödülü, Talât Sait
Halman Çeviri Ödülü de bunlara eklendi. Kültür politikasına yönelik etkileyici
araştırmalar yapıyorlar. Gençelere yönelik Kültür-Sanat Kart projesi de
önemli.
Yapılmadık ne kaldı, derseniz. Göl balesindeki seyirci
ilgisi artık bir bale festivalinin, tabii operanın da İKSV’nin gündemine
girebileceğini gösteriyor. Tabii şiirin, edebiyatın başkenti İstanbul’un
vakfının programına şiir ve edebiyat da eklenmeli. Nice yıllara İstanbul Kültür
Sanat Vakfı. 24.05.2017
Yorumlar