Soner Olgun’u 1980’lerde tanıdığımda başarılı bir genç gazeteciydi.
Karacan Yayınları’nın dergi grubunun başındaydı. Daha sonra Güneş
Yayınları’nda, Genç İnsan’da, Attilâ
İlhan’ın yönettiği Cönk Dergisi’nde birlikte çalıştık. Dokuz Eylül Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden mezundu. Tiyatroyla ilgilenmesini
beklerdik ama o dost meclislerinde saz çalardı keyfi yerindeyse.
80’lerin sonuna doğru, bir gün müzik eleştirmeni, şair
dostumuz Orhan Kahyaoğlu kendisinin de mezunu olduğu Kadıköy Maarif Koleji
Mezunlar Derneği’nin yeni bir lokal açtığını, Soner’i oraya davet ettiklerini
söyledi. Soner de Bornova Maarif’den mezundu. Dayanışma için belki sazıyla bir
kaç türkü de çalardı...
Moda’da Kadıköy Maarif’in karşı sırasındaydı lokal. Şarkılar
türküler söyledi geç vakitlere dek. O kadar beğenilmişti ki haftada bir gece
sahneye çıkar mı diye teklif ettiler. Soner Olgun’un sahne hayatı başladı. Sonra
Arnavutköy’de kolay ulaşılmayan bir tepede Caberet Sine Bar’da sahne almaya
başladı ve orada tanındı. Yıllarca sahneye çıktı. Yıl 1992. “Tek bağlama.
Ayağımın altında bir tef...” diye anlatıyor o günleri.
Araya Nükhet Duru’ya yaptığı besteler girdi. Mahmure şarkısı
dillere düştü. 1992’de kendi pop müzik bestelerinden oluşan ilk albümü
Letafet’i yaptı. Ama esas ve büyüyen ünü sahnedeydi. Sahnede her gece maraton
yapıyor, izleyicisine nefes aldırmadan, eğlendirerek ve hiç ara vermeden
saatlerce türküler söylüyor. 60 ila 100 şarkı, türkü söylüyor. Ortalama 6 saat.
Hiç ara vermeden 12 saat sahnede kaldığı olmuş.
Müdavimleri vardı. O müdavimler hep arttı. Ortaköy’de yine
bir tepenin üzerinde olan Patika’da 17 yıl boyunca cuma ve cumartesi geceleri
sahne aldı. Artık yalnız değildi, bir grubu vardı, eşi Özlem Olgun vokaldeydi. Şimdi
de, yıllardır her hafta sonu Kuzey Kıbrıs Merit Park Hotel’de sahneye çıkıyor.
1994’de Herşey Değişmeli, 1999’da İyi Bayramlar, 2004’de İyi
Bayramlar Türkiye, 2012’de Sevda Diye Bir Kuş albümlerini, 2015’de ilk maxi
single’ı Yakarım Yağmurları’yı çıkardı. Onlarca beste yaptı. Albümlerinin de
müdavimleri var, ama sahnede öyle etkileyici ki albümlerde aynı başarıyı
yakalayamadığı düşünülüyor. Çünkü hep sahne performansı geliyor akla. Ben de
sahnedeki sıcaklığın bir yolla albüme aktarılması gerektiğini düşünmüşümdür.
Belki canlı, belki akustik kayıtla...
Soner Olgun yeni albümü “Efsane Türküler 1”de (Esen Müzik)
sahnedeki etkiyi hem parça seçimi hem kayıtta yakalamış gibi görünüyor. Albümde
9 türkü, 2 Azeri türkü ve 1 Kırım türküsü yer alıyor. Albümün ilk videosunu da
Nazende Sevgilim’e çekti.
Albümün adı “Efsane Türküler 1” olunca
“Bir Of Çeksem” gibi çok bildik örnekleri de okumuş Soner Olgun. Soner
Olgun’un yaptığı müzik en genel anlamıyla “world music” diye tanımlanıyor.
Anadolu Pop da denebilir. Bence albümün en başarılı icrası olan “Keten
Göynek”de olduğu gibi Anadolu Rock’a yakın durduğu çalışmaları da var.
Soner Olgun Fethiyeli’dir. Albümü dinlediğinizde
söyleyişinin Ege türkülerine çok yakıştığını görüyorsunuz. Önceki albümlerinde
bunlardan tek tek örnekler vardı ama topluca dinleyince bu kanı daha da
pekişiyor. İlginç ama Azeri türkülerinde de aynı tadı yakalıyor. Özlem Olgun’la
düet yaptıkları “Ey Güzel Kırım” ise iç yakıcı bir dokunaklılıkta. Özlem Olgun’un
güzel sesinin yeni albümlerde düetlerle değerlendirilmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Adı üstünde “Efsane Türküler 1”, yani
devamı gelecek. Soner Olgun bu kez albümde de aradığı tadı bulmuş. Başta
müdavimlerine olmak üzere tüm müzikseverlere öneriyorum. 03.05.2017
Yorumlar