Çok kısa bir yaşam, ondan çok daha kısa süren bir şiir
verimi. 37 yıl yaşamış. Sadece on yıl kadar bir süre şiir yazmış, yayımlatmaya
çalışmış. Tanınıp meşhur olması ölümünden sonra mümkün oluyor.
Kafka, Che Guevara, Marilyn Monroe, James Dean gibi Dünya
kültürünün kült isimlerinden Arthur Rimbaud. Hakkında çok yazılmış, çok
tartışılmış. Bunun nedeninin de kült yazar olmasının yanında James Joyce ve
Franz Kafka gibi eserlerinin kolayca anlaşılamaması, yoruma açık olması olduğu
kanısı hakim. Kuşkusuz şiirlerinde işlediği temalar, kullandığı imgeler,
oluşturduğu dünya da okuru çekiyor, büyülüyor. Yoksa aradan yüz yıldan fazla
bir süre geçmiş olmasına rağmen şiirleri bu kadar çok okunmazdı.
Dünya kültürünün kült isimlerinden olduğu için yaşam öyküsü ile
efsaneleştiriliyor. Genç yaşta ölmesi. Eşcinselliği, alkol ve uyuşturucu
bağımlılığı... Serseriliği, serkeşliği, aksiliği, kavgacılığı... Paul Verlaine
ile tutkulu birlikteliği... Rimbaud’nun kült olması için yeterince veri var
aslında ama biyografi yazarlarına yetmiyor olmalı ki yeni efsaneler üretiliyor
ve bunların bir bölümü gerçekmiş gibi kabul görüyor. Silah kaçakçılığı, esir
tüccarlığı yaptığı "herkesin doğru bildiği
yanlış"lardan, galat-ı meşhur. “Ölürken, son nefesinde Arapça
‘Allah Kerim’ demiştir” gibi Rimbaud’yu müslümanlaştırmaya yönelik iddialar da
var. Yaşam öyküsü üzerinde çok çalışılmış, bir çok biyografisi yazılmakla
kalmamış yaşamının çeştli dönemleri de ele alınmış. Amazon Fransa “arthur
rimbaud”yu arattığınızda 1492 kitap listeliyor. İngilizcede de 1213 kitap var.
Türkçeye baktığımızda ise liste kısa. Milli Kütüphane’de 54
başlık var. Bunların bazıları kitapların yeniden basımları, bazı makaleler ve Fransızca
baskılar da kütüphane kataloğunda bulunuyor. Biraz kafa karıştırıcı bir
listeleme. kitapyurdu.com bazıları tükenmiş 17 kitap listeliyor. İlhan Berk,
Özdemir İnce, Can Alkor, Erdoğan Alkan Rimbaud’nun şiirlerinin başlıca
çevrimenleri. Bütün eserlerinin yayımcısı Yapı Kredi Yayınları İlhan Berk’in
Rimbaud çevirilerinin, tabii diğer şiir çevirilerinin de yeni baskılarını neden
yapmaz, diye de bir merak sorusu sorayım.
Türkçede Arthur Rimbaud biyografisi aradığınızda üç kitaba
ulaşıyorsunuz. Birincisi 2012’de yayımlanmış olan Graham Robb’un 543 sayfalık
hacimli çalışması Rimbaud (çev. Süha Sertabiboğlu, İş Bankası yay), ikincisi
ilk baskısı 1999’da Nisan Yayınları’ndan çıkmış, şimdi yeni baskısı yayımlanan
günümüz büyük Fransız şairlerinden Yves Bonnefoy’un Rimbaud Ben Bir Başkasıdır
(çev. Ömer Aygün, Alfa yay.), üçüncüsü de günümüz önemli Amerikan yazarlarından
Edmund White’ın Rimbaud Bir Âsinin Çifte Yaşamı (çev. Cem Uzungüneş, Edebi
Şeyler yay.). Bir not da Yves Bonnefoy’un Rimbaud’su için Alfa Yayınları yayın
yönetmeni, dostumuz Mustafa Küpüşoğlu’na; künyede “1. Baskı Mayıs 2017” denmiş,
bu ibare “Alfa Yayınları’nda 1. baskı” şeklinde olsa ve ilk baskının 1999’da
Nisan Yayınları’ndan çıktığı belirtilse iyi olurdu.
Genelde iki tür biyografi yazımı görüyoruz. Birincisi
şairin, yazarın özel yaşamını anlatırken eserlerinde de değinmek, ikincisi
eserlerine yoğunlaşıp, o eserler gerektirdiği ölçüde özel yaşamına değinmek .
Edmund White Rimbaud Bir Âsinin Çifte Yaşamı’nda ilk yolu
izlemiş Rimbaud’un özel hayatına odaklanarak biyografisini yazmış. Yeri
geldiğinde de eserlerine değinmiş ve onların çözümlemelerini yapmayı da ihmal
etmemiş.
Rimbaud’un yaşamı ile ilgili olarak bir çok efsane
yaratıldığını biliyoruz. Edmund White bunların doğruluğunu da belgelerle
sorguluyor. Rimbaud’nun Afrika’dayken “silah kaçakçılığı, esir tüccarlığı
yaptığı” iddiasını Enid Starkie 1938’de yayımladığı Arthur Rimbaud
biyografisinde ortaya atmış. Edmund White, bu iddiaların Rimbaud’un o dönemde
yazdığı mektuplardaki ifadelerinin aşırı yorumlanması olduğunu kanıtlıyor.
Rimbaud, ev işlerinde çalıştırmak üzere iki köle aradığını belirtiyor
mektubunda Starkie bunu köle ticareti olarak yorumluyor. Aynı şekilde tamamen
yasal olarak yapılan ve o dönemde o bölgelerde yaygın olan silah ticaretini de
silah kaçakçılığı olarak anlamış Starkie.
Rimbaud’un Komün’e desteği, Verlaine ile ilişkilerinin
boyutları, Paris’te sanat çevrelerinde nasıl karşılandığı, yaşarken şiirlerinin
neden ilgi görmediği ve neden kendi olanakları dışında basılma şansı bulmadığı
gibi konulara da değiniyor White. Rimbaud’un son nefesinde kız kardeşine ne
söylediğini de öğrenmek mümkün. Gençliğinde dine, özellikle Katolik Kilisesi’ne
saldıran Rimbaud’nun ölürken Katolikliğe döndüğü hakkında veriler var ama
“Ölürken, son nefesinde Arapça ‘Allah Kerim’ demiştir” tezini kanıtlayacak veri
yok.
Edmund White’ın Rimbaud biyografisi 186 sayfalık hacmiyle
kısa, öz ama ayrıntıları ince ince işlemiş, her cümlesini belgelerle denetlemiş
bir biyografın titizliğini yansıtıyor. Çok akıcı, merak ve keyifle okunan,
bilinmedik yeni bilgiler de veren bir çalışma çıkmış ortaya. Kitabın çevirisini
şair Cem Uzungüneş yapmış. İyi bir çeviri. Tek eleştirim kitapta yer alan
Rimbaud’un, Verlaine’nin şiirlerinin Fransızca’dan değil de İngilizceden
çevrilmiş olması. Rimbaud’un tüm şiirlerinin Türkçede olduğu gözönüne alınarak,
o çevirilerden alıntılar yapılabilirdi, diye düşünüyorum.
Yves Bonnefoy’un Rimbaud çalışması ise bir biyografiden öte
iyi bir şairin Rimbaud’nun eserlerini okuması ve çözümlemesi olarak
değerlendirilebilir. Bonnefoy kronolojik olarak Rimbaud’nun şiirlerini
inceliyor. Yaşamı ile ilişkilerini buluyor. Hangi şiirin ne zaman hangi koşullarda
yazılmış olduğunu araştırıyor. Rimbaud’nun okuduğu eserlerle bağlarını bulup,
metinlerarası ilişkiler kurulabilir mi diye sorguluyor. Rimbaud’nun esin
kaynaklarını araştırıyor. Rimbaud’nun yaşam öyküsü de bu inceleme içinde
gerektiğinde metne dahil oluyor. Şair Rimbaud’yu tanımak, eserlerini anlamak
açısından çok yararlı bir eser.
13.07.17
Yorumlar