İstanbul Caz Festivali’nin sloganı “25 yıldır caz ve
dahası”. Festival çeyrek asrını kutluyor. Açılış da bu 25 yılı taçlandıracak
görkemdeydi. Yaşam Boyu Başarı Ödülleri
caz müziğinin usta isimleri Nezih Yeşilnil, Şevket Uğurluer ve Balarası Ahmet’e
verildikten sonra Türkiye cazının belli başlı solist ve toplulukları sahne aldı
ki bu isimler bir kaç eksikle son yarım yüz yılın panaromasını da oluşturuyor.
Ateş Tezer, Ayşe Gencer, Ayşegül Yeşilnil, Ayhan Öztoplu, Ayşe Tütüncü, Barış
Ertürk, Burak Cihangirli, Deniz Dündar, Emin Fındıkoğlu, Enver Muhamedi, Kerem
Görsev, İmer Demirer, İlham Gencer, Neşet Ruacan, Nezih Yeşilnil, Nilüfer
Verdi, Okay Temiz, Ozan Musluoğlu, Önder Focan, Sibel Köse, Şenova Ülker, Tamer
Temel, Tuna Ötenel, Volkan Hürsever ve Yahya Dai o gece sahneye çıkıp unutulmaz
saatler yaşattı. Uzun ama keyifli geceydi, bir daha gerçekleştirilmesi de kolay
değil.
İstanbul Caz Festivali 25 yıldır gerçekleştiriliyor ama
İKSV’nin Türk izleyicilerini cazla buluşturması daha eski yıllara dayanır.
Sanırım en az 10 -15 yıl daha eklemek gerek. Bu yıl kırk altıncısı
gerçekleştirilen İstanbul Müzik Festivali Dünya cazının bir çok büyük ismine
programlarında yer verdi. Seksenli yıllardan itibaren de bu konserlerin takipçisi
oldum.
1994’de de caz, İstanbul Müzik Festivali’nden ayrılıp
bağımsızlığını ilan etti. Al di Meola, Boby Mc Ferrin, Jan Garbarek, Herbie
Hanckok, Keith Jarret, Miles Davis, Ray Charles hemen aklıma gelen isimler.
Yaşayan efsanelerin çoğunu sahnede, canlı olarak izleme olanağına kavuştuk.
Bugün İstanbul Caz Festivali’nin 25. yılını onurlandıran Türkiyeli cazcılar da
bizlerle birlikte bu efsane isimleri izliyordu.
Gençlik heyecanıyla radarlarımız açıktı, cazın devlerinin
konser sonrası nereye gidip jam session
yapacaklarını öğrenir, bir yolla o mekanlara sızmanın yolunu bulurduk. 12 Eylül
Darbesinin karanlığı sürüyordu ve İstanbul’da çok fazla mekan yoktu. Bunların
caza özel önem vermesi dikkati çekicidir. Zihni, Ziya’nın Ortaköy’deki yeni mekânı,
Bilsak’ın Yeniköy’deki yazlık yeri, Arnavutköy’deki Naima, Gayrettepe’deki
Jazzino, Ece, Korukent Jazz Bar ilk aklıma gelen mekânlar.
Festivalin ana sahnesi Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda
konseri izledikten sonra bu mekânlara Dünya cazının devleri ile Türk cazcıların
birlikte yaptıkları jam session’ları izlemeye giderdik. Aytekin Hatipoğlu,
Faruk Şüyün, tabii ki Sevin Okyay ve daha bir çok gazeteci arkadaş grupta yer
alırdı. Nereye gidileceği bilgisi de çokluk Sevin Abla’dan gelirdi.
Görgün Taner İstanbul Caz Festivali’nin kurucu direktörü
oldu. Taner İKSV Genel Müdürü olunca ondan görevi Pelin Opcin devraldı.
Festivali başarıyla, hemen her yıl geliştirerek bugünlere getirdiler. Pelin
Opcin başarısını yurtdışına da taşıdı. Londra Caz Festivali’ne yönetici olarak
gidiyor.
Türkiye cazının efsanelerini Yekta Kopan ve Hülya Tunçağ’ın
caz tarihine de uzanan hoş sunumlarıyla İstanbul Caz Festivali’nin açılışında
izlerken o günlere döndüm. Kendimi iyi bir caz dinleyicisi olarak değerlendiremem
ama sahneye çıkan hemen tüm usta cazcıları bir vesile ile dinlemişim. O günleri
yad etmemi sağlayan bu gece benim için unutulmaz bir anı olacak.
Garanti Bankası sponsorluğunda düzenlenen 25. İstanbul Caz
Festivali 17 Temmuz’a kadar 27 mekânda, 250 yerli ve yabancı sanatçının
katıldığı 50 konserle gerçekleştiriliyor. Benjamine Clementine, Kurt Elling
Quintet, Caro Emerald, Anat Kohen gibi Dünya cazının çok önemli isimleri sahne
alacak. “Parklarda Caz”, “Çocukça Bir Gün” gibi ailecek katılınabilecek hoş
etkinlikler de var. Ayrıntılı program caz.iksv.org’da. Kaçırmayın. 04.07.2018
Yorumlar