Furuğ Ferruhzad, şiirlerini ezbere okuyacak kadar
sevdiğimiz bir şair. Sadece Türkiye’de değil, şiirlerinin okunduğu her yerde,
tabii ki özellikle doğup büyüdüğü ülkesi İran’da hakkında çok konuşulmuş,
yazılmış. Sevenleri kadar düşmanları olmuş. Şiirleri de, diğer eserleri de çok
eleştirilmiş. Çünkü öncü bir şair, öncü bir sinemacı.
Furuğ Ferruhzad hakkında Türkçede yeni çıkan Nasser
Saffarian’ın “Ah Ayetleri”nin ise ayrı bir önemi var. “Furuğ Ferruhzad Hakkında
Söylenmemiş Sözler” alt başlığını taşıyan kitap, Ferruhzad’ın yaşam öyküsünü
tanıklıklar aracılığıyla araştırıyor. İranlı yönetmen Nasser Saffarian 2002’de
çektiği, üç kısa belgeselden oluşan “Furuğ Ferruhzad Üçlemesi” için yapmış bu
söyleşileri. Ailesi, yakın dostları, şair, yazar ve sinemacı arkadaşları
anlatıyor Ferruhzad’ı. Hem yaşam öyküsünü hem de başta şiir ve sinema olmak
üzere eser verdiği sanat dallarındaki emeğine değiniyor, değerlendiriyorlar.
Furuğ Ferruhzad şiirin yanına sinemayı, tiyatroyu, resmi
koymuş. Siyasi olarak saf belirlemese de kararlı bir insan hakları savunucusu
ve muhalif olmuş, eylemlere katılmış, eylemcilere destek olmuş. Feminizmin
kavram olarak bile bilinmediği bir ortamda kadın olarak var olmuş, sözünü
sakınmadan söylemiş, kadınların haklarından, özgürlük mücadelelerinden söz eden
eserler vermiş. Bu nedenle de büyük sıkıntılar çekmiş. Tutucu sanat
çevrelerinin sert tepkileri yanında, babasından, dost bildiklerinden de aynı
şekilde tepki görmüş.
Nasser Saffarian, düşmanları kadar hayranlarının da Furuğ
Ferruhzad’ı doğru tanımadıkları kanısında. Furuğ’un hem sanatı hem de yaşam
öyküsü etrafında efsaneler üretilmiş, yakıştırmalar yapılmış ya gereğinden
fazla övülmüş ya da yerilmiş. Biraz bile araştırmak gereği duymadan doğruymuş
gibi bilgiler verilmiş. Doğum tarihi bile yakıştırılmış, 5 Ocak 1935 doğumlu
olarak bildiğimiz Furuğ Ferruhzad’ın gerçek doğum tarihi 29 Aralık 1934. Bu
bilgiyi edinmek için nüfus kağıdına bakmak yetmiş. Doğumu gibi ölümü hakkında
da tartışmalar var. Gizli polisin bir operasyonu sonucunda öldürüldüğüne
inanılıyor. Saffarian bu doğruluğuna inanılan iddiayı da, defnedilmesinde
Şah’ın eşi Farah Diba’nın rolünü de araştırmış. Bir de Bertolucci’nin Furuğ
hakkında film yaptığı iddiası var. Onu da bizzat Bertolucci’ye sormuş. Yani
aslında yaptığı doğru kaynakları bulup doğru bilgiler edinmek.
“Ah Ayetleri” Furuğ Ferruhzad’ın yaşam öyküsünü öğrenmek
için doğru bir kaynak. Ama bununla kalmıyor, Furuğ’un eserleri hakkında
yaratılan şayiaları ve kuşkuları da soruşturuyor. İran’ın en önemli adları olan
şair ve sinemacı arkadaşları onun şiirini, sinema çalışmalarını gerçekçi bir
bakışla ve doğru bilgilerle anlatıyorlar. Böylece Furuğ’un şiir ve sinema
kariyeri de büyük bir tepki toplayan ilk şiirinden, İran sinemasının en önemli
merkezi olduğu anlaşılan Gülistan Film Stüdyolarında sekreter olarak göreve
başlayıp kamera arkası ve kamera önünde aldığı görevlere dek ayrıntılı olarak
anlatıyorlar. Hoş anılar da yürek burkucu anlar da dile getirilmiş.
Sonuç olarak ortaya tanıkların ağzından anlatılan,
belgelerle kanıtlanan bir yaşam öyküsü çıkmış. “Ah Ayetleri”nde Furuğ’un
yaşamını da eserlerini de yakından, ayrıntılara girerek öğreniyoruz. Eserlerini
doğru anlamaya yarayacak değerli yorumlar da var. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bütün şiirlerinin yer aldığı ‘Rüzgâr
Bizi Götürecek’le birlikte okunduğunda yaşamının şiirine nasıl yansıdığı da
ortaya çıkıyor. (Hürriyet Kitap - Sanat, 19.10.2019)
Yorumlar