Türk Edebiyatı Tarihini Tersten Anlatmak

“Bibliyofili ile bibliyomani arasındaki ince çizgide yalpalayan, iflah olmaz bir kitap çokseveri” diye tanıtıyor kendini Erol Üyepazarcı. Biz onu Türkiye'de polisiye romanın 125 Yıllık öyküsünü anlattığı ‘Korkmayınız Mister Sherlock Holmes!’tan tanıyoruz. 1881’den, Ahmet Mithat imzalı ilk polisiyeden günümüze 2006’ya dek Türkçede yayımlanmış tek bir polisiyeyi bile atlamadan anlattığı 1148 sayfalık kapsamlı bir çalışma.
Polisiyeler popüler romanın önemli bir parçası. Erol Üyepazarcı bu araştırmasını yazdıktan sonra Türkiye’de popüler roman ve popüler romancılar hakkında bir kitap yazmayı düşünmeye başlamış. Popüler roman çok okunan ama önemsenmeyen bir tür. Edebiyat tarihçileri Türk romanının tarihini yazarken çok satmamış belki dönemlerinde hiç bilinmemiş ama kanonu oluşturan, günümüzden bakıldığında Türkiye’de romanın bir tür olarak oluşmasını gelişmesini sağlamış eserleri ve yazarlarını ele alıyorlar. Popüler romanlara, onların yazarlarına ya hiç değinmiyorlar ya da Üyepazarcı’nın deyimiyle aşağılamak söz konusu olunca adlarını anıyorlar. Birçoğunun adı aşağılamak amacıyla bile anılmıyor, unutulmaya terkedilmişler. Bir de bilinmek popüler romancı olarak istemeyenler var. Bunlar popüler roman yazdıklarında takma ad kullanan yazarlar. “Onun için kitabımın adını ‘Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler’ koydum,” diye yazıyor yeni çalışmasının önsözünde Erol Üyepazarcı.       
‘Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler’ Türkiye'de Popüler Romanın İlk Yüzyılının Öyküsü (1875-1975) alt başlığını taşıyor. Türk romanının kurucusu, “Efendi Baba”sı Ahmet Mithat’la başlayan 1016 sayfalık dev çalışma yakın dönemde çoksatan belgesel romanlar yayınlatmasına rağmen adı anımsanmayan Barbaros Baykara ile son buluyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim, Fatma Aliye, Kemal Tahir, Aziz Nesin, Kerime Nadir gibi bildiğimiz isimler de var. Konsolitçi Mehmet Asım, İskender Fahrettin Sertelli, Selami Münir Yurdatap, Ziya Şakir, Daniş Remzi Korok gibi çok yazmış, çok okunmuş ama ölümlerinden sonra unutulmaya terk edilmişler de var.     
Erol Üyepazarcı Türkiye’de popüler romanı dört tarih diliminde anlatmış; 1875-1908, 1908-1928, 1928-1950 ve 1950-1975. Her bölümün girişinde dönemin genel niteliklerini anlatmış. Sonra da tek tek romancıları ve eserlerini ayrıntılı olarak tanıtmış. Bölüm sonlarında da telif romanları, tefrika edilmiş ama basılmamış romanları ve çeviri romanları listelemiş. Temel zorluk romancıların yaşam öykülerine ulaşmak olmuş. Çoğunun romanları artık basılmadığı gibi yazar sözlüklerinde de yer almıyorlar. Erol Üyepazarcı derinlemesine bir araştırmayla yazarların olabildiğince ayrıntılı biyografisini veriyor. Popüler roman dışında nasıl bir entelektüel emekleri olmuş, başka ne eserler vermiş onlara da değiniyor ve nihayet popüler romancı olarak emeklerini, tek tek kitapları değerlendirerek ele alıyor.
Türk romanının tarihiyle basın tarihi birbirine koşut olarak gelişiyor. Edebiyat eserleri önce dergilerde ve gazetelerde yayımlanıyor, sonra çok ilgi görürülerse kitaplaşıyorlar. Romanların ilk yayım yeri gazete ve dergiler. Tefrikalar gazetelere tiraj kazandırıyor. Türk romanının klasikleşen bütün eserleri gazetelerde tefrika edilmiş. O nedenle popüler olanla edebi nitelik taşıyanın ayrışması uzun zaman almış. Romancıların biyografilerini okuduğumuzda hemen hepsinin edebiyatın diğer türlerinde de ürünler verdiğini, büyük bir çoğunluğunun gazeteci olduğunu, birer aydın olarak ülkenin geleceği hakkında tavır aldıklarını görüyoruz. Birkaç nadir örnek dışında hiçbirinin tek işi edebiyat olamamış, telif gelirleri ile geçinememişler. Bunlara tefrikaları çok okunan, romanları çok satanlar da dahil. Hep ek işler yapmışlar, birçoğu gazetelere popüler roman tefrikaları yazmayı ek gelir kaynağı olarak benimsemiş.            
Erol Üyepazarcı’nın çalışmasından ilk bestseller, satış rekoru kıran ilk roman, en genç romancı, ilk kadın romancı, ilk korku romanı, ilk köy romanı, ilk erotik roman, ilk tarihi roman gibi edebiyat tarihlerinde bulamayacağımız bilgileri de öğreniyoruz. Üyepazarcı, tüm bunları eleştiriyi ihmal etmeden tatlı dille anlatıyor. Hem bilgi veren bir başvuru kaynağı hem de keyifle okunan, yeni şeyler öğrenilen, Türk edebiyat tarihine tamamen ters bir açıdan bakan bir eser çıkmış ortaya.
(20.12.2019, Hürriyet Kitap - Sanat)

Yorumlar