FANTE'DEN AİLE BAĞLARI


John Fante'yi dünya da, biz de Charles Bukowski'nin sayesinde tanıdık. Daha doğrusu kitaplarının yeniden yayınlanması Bukowski'nin katkısıyla oldu. Bukowski, Fante'yi keşfini şöyle anlatır; "Derken bir gün bir kitap çektim, açtım ve kalakaldım. Birkaç paragraf okudum. Sonra çöplükte altın bulmuş gibi kitabı masaya götürdüm. Cümleler sayfada yuvarlanıyorlardı, kayıyorlardı. Her cümlenin kendine özgü enerjisi vardı. Cümlelerin özü sayfaya bir biçim veriyordu; sayfaya oyulmuşlardı sanki. Duygusallıktan korkmayan birini bulmuştum sonunda. Mizah ve acı olağanüstü bir kolaylıkla iç içe geçmişti. O kitabın ilk sayfaları benim için çılgın bir mucizeydi. (…) Kitabın adı Toza Sor, yazarı ise John Fante'ydi. Fante'nin yazarlığıma ömür boyu etkisi olacaktı." Charles Bukowski, “Fante benim tanrı’mdı” diyor Toza Sor’un önsözünde. Fante'nin kahramanı Arturo Bandini'de kendi benliğini buluyor. Charles Bukowski gençlik yıllarında kütüphanede tesadüfen kitaplarını keşfettiği Fante’yi hiç unutmamış. 39 yıl sonra, 80’li yıllarda tanınmış bir yazar olunca, kitaplarını basan yayınevine Fante'yi önermiş. Fante hayattayken kitaplarının yeniden basıldığını görmüş. John Fante, 1909 Colarado doğumlu. Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra 1929’da yazmaya başlamış. 1932’de ilk kısa öyküsü The American Mercury’de yayınlanmış. Daha sonra The Atlantic Montly, Esquire, Harper’s Bazaar gibi dergilerde öyküleri yayınlanmış. İlk romanı "Wait Until Spring, Bandini" 1938’de basılmış. 1940’da da öyküleri "Dago Red" adıyla yayınlanmış. Kitaplarının yayınlanmasından sonra sinemacılar tarafından keşfedilen John Fante, bir çok senaryoya da imza atmış. "Full of Life", "Something for a Lonely Man", "Walk on the Wild Side" filme çekilen senaryolarından bazıları. 1955’de şeker hastalığına yakalanan John Fante, 1978’de hastalığın etkisiyle kör olmuş ama eşi Joyce’un yardımıyla yazarlığa devam etmiş. "Dreams From Bunker Hill"i (Bunker Tepesi Düşleri,1982) eşine dikte ederek tamamlamış. Fante 74 yaşındayken, 8 Mayıs 1983’de hayata gözlerini kapamış. John Fante, kısa ve öz anlatımıyla, anlatımındaki durulukla, akıcılıkla dikkati çekiyor öncelikle. Bu yormayan anlatımla işlediği konularda hep hayatın içinden. Daha çok birey olarak hayatta tutunma çabalarını ve o bireyin aile ilişkilerini anlatıyor. Toz Sor'da ilk gençlik yıllarını yaşayan Arturo Bandini'nin yazar olma çabalarıyla birlikte evden kopuşu, tek başına tutunma çabaları anlatılır. Seçme öykülerden oluşan Gençliğin Şarabı'nda çocukluktan ilk gençliğe uzanan yılları, aile ilişkilerini, anne sevgisini, arkadaşlıkları ve ilk aşkları anlatır. Bunker Tepesi Düşleri'nde Arturo'nun kadınlarla ilişkileri anlatılırken yazarlık mesleğinde ilk ve önemli adımlarını atmasına, Hollywood'a kadar uzanacak yazarlığının geçirdiği evrelerden söz edilirken onun gençlik yıllarını tamamlayışının öyküsüne şahit oluruz. Hayat Dolu'da artık karşımızda profesyonel bir yazar vardır. Evlenmiştir ve çocuk beklemektedir. Her evliliğin en önemli aşamalarından biri olan ilk bebeğinin doğum öncesini, karısının hamilelik günlerini birlikte nasıl yaşadıklarını anlatır. Fante, karı kocanın ilişkilerindeki değişimi, o değişimin hayatlarına getirdiği yenilikleri, hoşlukları ve zorlukları kendine has duru ve gerçekçi anlatımıyla yansıtır. Baba olmanın heyecanını sorgularken baba-oğul ilişkisine de neşter vurur. Geçtiğimiz günlerde türkçede de yayınlanan Üzümün Kardeşliği'nde kahramanımız Henry artık usta bir yazardır, kendi hayatını kurmuş, evlenmiş, çoluğa çocuğa karışmıştır. Henry'i bir gece kardeşi arar ve anne babalarının boşanmak üzere olduklarını bildirir. "Nicholas ve Marie Molise elli bir yıldır evliydiler; her ne kadar başından beri cehennemden farksız olan ilişkileri kocasının bencilliğini ve aşağılayıcı tavrını çileden çıkarıcı hoşgörüsüyle cezalandıran annemin amansız Katolikliği sayesinde ayakta kalmışsa da, ömürlerinin son demine gelmiş bu iki insanın birbirlerini terk etmeye kalkışmaları çılgınlıktan başka bir şey değildi; çünkü annem yetmiş dört, babamsa ondan iki yaş büyüktü." Henry'nin boşanmayı önleme çabaları aynı zamanda başta babası olmak üzere ailesini de yeniden tanımasına neden olacaktır. Yıllardır gitmediği kasabaya gittiğinde artık her şeye başka bir gözle baktığını fark eder. Zaten bir çok şey de değişmiştir. Anne ve babası ihtiyarlarken kardeşleri büyümüş, çoluğa çocuğa karışmıştır. Ve hemen herkesin geçmişten kalma bir hesabı vardır görülecek. Eski defterler açılmaya, hesaplar görülmeye çalışılır. Yeniden anlatılan anılara kahramınımızın gözlemleri eklenince ortaya öncekinden farklı bir baba portresi çıkar. Annesi babasından boşanmak istemekte haklıdır; "yaşlı bir hergele"dir babası. Yine de bu boşanma işlemi önlenmeye çalışılır. Bu arada da yepyeni olaylar yaşanır. Fante, akıcı bir anlatımla bizi kendi aile ilişkilerimizi, anne - babalarımızla, kardeşlerimizle ilişkilerimizi sorgulamaya yönlendirir. Üzümün Kardeşliği, Fante okurları için önceki kitaplara eklemlenen birçok çözüm getirecek, Fante'yi ilk kez okuyacaklar içinse iyi bir başlangıç olacak. Hemen hepimizi ilgilendiren ailevi sorunlara yeni bir bakışla karşılaşacaklar. Üstelik bir çok yerde aynı şeyleri yaşadıklarını, duyduklarını, düşündüklerini hissederek. (2003) John Fante'nin Türkçede yayınlanmış kitapları; (Üzümün Kardeşliği, Çeviri: Avi Pardo, Parantez, Şubat 2003) (Bunker Tepesi Düşleri, Çeviri: Avi Pardo, Parantez, 2001), (Hayat Dolu, Çeviri: Avi Pardo, Parantez, Aralık 2000), (Gençliğin Şarabı, Çeviri: Avi Pardo, Parantez, Haziran 2000)

Yorumlar