Nahid Sırrı Örik’in terekesinden çıkan eserleri


Les Œuvres Libres Temmuz 1921’le Haziran 1964 arasında yayınlanmış bir dergi. Fayard Yayınevi’nin yayınladığı birkaç kısa roman veya yayınlanmamış kısa öykülerden oluşan bir tür “antoloji” idi diye tanımlanıyor. 1927 Eylül’ünde çıkan 75. Sayısının kapağında “Nahid Bey” adını ve ”Zeinep la Courtisane” başlığını görüyoruz. 

”Zeinep la Courtisane”  aynı zamanda Nahid Sırrı Örik’in yayınlanmış ilk eseri olarak biliniyor. Nahid Sırrı 1895 doğumlu. Yani ilk eseri yayınlandığında 32 yaşında. Biraz geç bir yayın sayabiliriz. Olgunlaşma dönemi eseri. Ama Nahid Sırrı bu eserini yeterli bulmamış olmalı ki yaşarken Türkçe olarak yayınlatmamış. 94 yıl sonra Türkçe çevirisi ile okuyoruz.

Kibar Fahişe Zeynep’te güzelliği dillere destan bir fahişenin kırık aşk hikayesini okuyoruz. Zeynep, bir randevuevinde çalışırken ziyaretine gelen genç ve çok yakışıklı bir seyyaha ilk görüşte aşık oluyor. Aşkıyla yandığı genci ancak iki kez görebiliyor. İkinci buluşmalarında gencin uzak bir ülkeye gideceğini, bir daha görüşemeyeceklerini öğrenince çalıştığı evden kaçıp hiç bilmediği İstanbul’da geminin hareket edeceği limanı arıyor. Bir daha da Zeynep’ten haber alınamıyor. 


Nahid Sırrı’nın Fransızca yazıp yayınlattığı bir eseri daha var. ‘Colere de Sultan’ adıyla basılan eserin yayın yeri İstanbul. Nahid Sırrı neden bu eserleri Fransızca kaleme aldı, diye düşünülebilir. Biyografisine baktığımızda 1915’den 1928’e kadar babasının görevi nedeniyle Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yaşadığını öğreniyoruz. Paris’te yayınlanan bir dergide eser yayımlatmak tabii ki önemli. Nahid Sırrı’nın orada yaşarken bu bağlantıları kurduğunu düşünebiliriz. Ama “Sultan’ın Öfkesi”ni İstanbul’da Fransızca yayınlatmak başka bir iddia olsa gerek. Üstelik bu eser 1933 yılında kitap olarak basıldıktan sonra Journal d’Orient‘da da Fransızca olarak tefrika edilmiş. İki öyküyü de Birsel Uzma Türkçeye çevirmiş.

“Sultan’ın Öfkesi”nde zamanının çoğunu saraydan ve devlet işlerinden uzakta avcılıkla geçiren bu nedenle “Avcı” lakabıyla anılan IV. Mehmet anlatılıyor. Avcı Mehmet, Uzunköprü’de avlanırken İstanbul’da, sarayda bir komplonun ortay çıkarıldığı ve bastırıldığı haberini alır. Şimdi İstanbul’da olsaydım ne yapardım diye düşünür. Komploya el koyması, olaylara müdahale etmesi gerektiğini bilmektedir. Yönetimi tekrar karısının ve başvezirin elinden almak için yola koyulur. Ama yol boyunca düşünürken bambaşka bir fikre varır.

Bu iki öykü Nahid Sırrı Örik’in terekesinden çıkıp kitap olarak yayınlanan ilk eserler. Örik’in terekesinin varlığı, “içi yayınlanmamış ya da kitaplaşmamış eserlerle dolu” bu sandığın 2012 yılında ölen Taha Toros’un arşivinde yer aldığı ve varisleri tarafından Şehir Üniversitesi’ne satıldığı ancak arşivin derlenmesi ile geçtiğimiz yıllarda öğrenilmiş.

Serdar Soydan, Nahid Sırrı’nın 1928-1960 yılları arasında tefrika ettirdiği tarihi tetkik, uzun öykü ve romanlardan sadece beşinin o yaşarken kitap olarak basıldığını belirtiyor. Nahid Sırrı Örik’in bütün eserlerini yayınlayan Oğlak Yayınları, terekeden çıkan bu tefrikalardan “Kösem Sultan”ı da Selim Soydan’ın derlemesiyle kitaplaştırdı. “Kösem Sultan”, Resimli Perşembe dergisinde 25 Ekim 1928 – 14 Şubat 1929 tarihleri arasında 15 tefrika olarak yayınlanmış.

Trabzon’daki Rum mahallesinin en güzel kızıyken saraya cariye olan ve I. Ahmet’in karısı, IV. Murat ve I. İbrahim’in annesi, IV. Mehmet’in büyük annesi olarak saray yönetiminde söz sahibi olmuş bir kadın. İktidar hırsıyla yaptıkları, işlediği cinayetler dehşet verici. Selim Soydan kitabın sonuna Örik’in “Tarihle romanın hudutları” adlı “tarih nerede biter roman nerde başlar?” sorusuna cevap aradığı makalesini de almış.

Terekesinde yer alan eserleri derleyip tekrar yayınına ön ayak olan Serdar Soydan, önemli bir keşif de yapmış. Nahid Sırrı’nın yayınlanmış ilk eserinin 1924 tarihli Kin adlı öykü olduğunu tespit etmiş ki bu öykü de daha önce, henüz tespit edilemeyen bir tarihte, Fransızca olarak bir dergide yayınlanmış. Bu öykü Türkçe olarak Örik’in tek sayı yayınlanan Mevzubahis adlı dergisinde yer alıyor. Böylece Örik’in dergiciliği de 1929 değil 1924 oluyor. Terekede bulunan, kitaplaşmamış Rekabet adlı oyunu ise 1916’da kaleme almış.

Yeni yayınlanan Nahid Sırrı Örik’in kitaplarından biri de bütün öykülerine yeni bir cilt olarak eklenen, Son Saat gazetesinde yayınlanan öykülerinden oluşan ‘Fatma Hanım’ın Evine Bir Erkek Lazım’. Dördüncü kitap da Örik’in tarih alanında uzmanlığını, anılarla kardığı yazılarından oluşan bir derleme, Saray Kadınları.

Nahid Sırrı Örik’in terekesinden kitaplaşacak başka eserler de çıkacak. Örik severler ve Türk edebiyatı araştırmacıları için heyecan verici bir olay. Oğlak Yayınları’na ve Serdar Soydan’a teşekkür etsek az. (09.07.2021, Hürriyet Kitap - Sanat)

     

Yorumlar