Kitap sevme sanatı


Umberto Eco’nun ziyaretine gelen misafirlerin çoğu geniş kütüphanesini görünce kendilerini tutamayarak, “Ne çok kitap var. Bunların hepsini okudunuz mu?” diye sorarmış.

Eco’nun misafirlere verdiği cevap ise ilginçtir: “Hayır, bunlar ay sonuna kadar okumam gereken kitaplar. Diğerlerini ise ofiste tutarım.”

Eco’nun kitaplığının ne kadar büyük olduğunu vurgulayan bu anekdotu çok severim. Bilim insanı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür diye tanınsa da Umberto Eco aynı zamanda gerçek bir kitap tutkunu, bibliyofildir. Bibliyofil de kitapları sadece okumak için değil örneğin cildi, ilk baskı olması, imzalı olması gibi diğer nitelikleri nedeniyle de onlara nesne olarak da sahip olmak isteyendir.

Eco’nun kütüphanesinde 50 binden fazla kitap varmış. 70 metre uzunluğunda bir koridoru edebiyat eserlerine ayırmış. Kitaplarının bir kataloğunu yapmak istediklerinde “kitaplarımı akılda tutmak zorundayım,” demiş ve “kültür bir bilgiyi iki dakikada nasıl bulacağını bilmektir. Günümüzde bu türden bilgileri internette zaman kaybetmeden bulabiliyorum. Ama internette gerçek anlamda bilgi sahibi olmuyorsunuz" diye eklemiş.

Türkçeye Leyla Tonguç Basmacı’nın kazandırdığı ‘Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar’ Eco’nun kitap tutkusunu anlattığı, bibliyofili üzerine görüşler geliştirdiği yazılarından oluşan kitabı. Kitabın adındaki ‘bitkisel hafıza’ terimi merak uyandırıyor kuşkusuz. Umberto Eco, “Hafızanın iki işlevi vardır. Biri, hepimizin bildiği gibi, daha önceki deneyimlerimizin verilerini hatıralar şeklinde muhafaza etmektir, diğeri de onları süzgeçten geçirip bazılarının kayıp gitmesine izin vermek, bazılarını da saklamaktır,” diye söze giriyor. Bu saklama işinde de kitaba adını veren ‘bitkisel hafıza’nın büyük önemi var. Bitkisel hafıza adlandırmasını yazının icadı ile ortaya çıkan kağıda, kağıdın hammaddesinin bitkiler olmasından yola çıkarak yapmış. Bitkisel hafıza kaynakları olarak kitaplar hem bireysel hafızamıza, hem de toplumsal hafızaya kaynaklık eder.

Eco kitabın ortaya çıkışından itibaren uygarlıkların evrimini etkilediğini ve tek tanrılı dinlerin doğuşu açısından önemini anlatıyor.

Sonra da esas sorusuna geliyor; “Nedir bibliyofil?” Bibliyofil sadece kitap okumakla yetinmeyen, ona sahip olmak isteyen ve esas olarak her şeyiyle kitabı sevendir. Bibliyofilin kitapseverden, koleksiyoncudan farklarını araştırıyor ve ne zaman bibliyoman’a dönüşebileceğini sorguluyor.

E-kitaba, teknolojik yeniliklere karşı değil ama tercihi her zaman bitkisel olandan, selülozdan yana. Bilginin en iyi kağıtta korunabileceğini düşünüyor. Bir bibliyofil olarak da kitabı elinde tutmak, nesne olarak hissetmek, hatta koklamak istiyor. Kitabı sadece içeriği için değil biçimi için de sevebileceğini söylüyor. Bibliyofil kitapları sırf tipografik kompozisyonu, kağıdı veya cildi için bile toplayandır. Bir bibliyofil bir kitabın üç farklı baskısını birden bulundurmak isteyebilir. İlk baskıları toplayanlar kadar, onuncu baskılardan ya da 44. baskılardan, farklı dillerdeki çevirilerinden, her türlü formatından koleksiyon yapanlar da olabilir. Tabii imzalı kitapların, hele içlerinde imzayla birlikte değerli ithafları da taşıyorlarsa ayrı bir önemi vardır. Bir bibliyofilin satın aldığı kitapları okuması da beklenemez çünkü “çil” kitaplar yani el değmemiş, sayfası açılmamışlar da toplanabilir ve benzerlerinden daha değerlidir. Zaten bir bibliyofil bir kitabın kapağını okşayarak ya da sayfalarını çevirerek bile içindekileri bilebilir, okumuş kadar olabilir.

Eco, bir bibliyofilin dedektif olarak nadir kitapların, kitaplığında mutlaka bulunmasını istediği kitapların izini nasıl sürdüğünü, onlara en uygun fiyatlarla sahip olabilmek için nasıl yöntemler kullandığını da eğlenceli bir dille ama bilgi vermeyi ihmal etmeden anlatıyor. Araştırmaları “Shakespeare gerçekten Shakespeare miydi?” gibi sorular sormasını bile neden oluyor ki bu da bibliyofili edebiyat tarihçisi haline getirecektir. Bacon mu Shakespeare’di, Shakespeare mi Bacon imzasını da kullanıyordu gibi daha derin tartışmalar da kaçınılmazdır.

‘Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar’ Eco’nun kitap sevgisini anlattığı konuşma ve makalelerinin yanında kitap tarihi, nadir kitaplar gibi konulardaki makaleleriyle de edebiyatın, kültürün önemli konuları hakkında da kitaplar üzerinden tartışmalar açan, akıcı anlatımıyla zevkle okunan bir kitap. (Hürriyet Kitap Sanat, 06.08.2021). 

Yorumlar