Ödüllerin iyi yanlarından biri de bize yeni yazarları tanıtması. Bilmediğimiz coğrafyalarla, ülkelerle, oraların kültürleriyle ve tabii edebiyatlarıyla buluşturuyorlar. International Booker Prize ülkemiz yayıncılarınca yakından takip edilen, ödül alan yazarların kitapları hemen Türkçeye çevrilen bir ödül olmasının yanında böyle bir işleve de sahip. Nobel’e gösterilmeyen ilginin gösterildiği International Booker sayesinde genç, yetenekli ve normalde dilimize çevrilmeyecek eserler veren yazarları tanımış oluyoruz.
2021
International Booker ödülünü kazanan David Diop, 1966, Paris doğumlu bir
romancı ve akademisyen. Fransız anne ve Senegalli babanın çocuğu. Öğrenim
görmek için geri dönmeden önce gençliğinin bir bölümünü Senegal'de geçirmiş.
“Şiir ve Edebi Tarih” alanında yüksek lisans sahibi. Pau Üniversitesi'nde
edebiyat öğretim görevlisi olarak göreve yapıyor. 18. yüzyıl Fransız Edebiyatı
ve Frankofon Afrika edebiyatında uzmanlaşmış. 2012’de Paris’teki evrensel
sergiyi ziyaret eden Senagal delegasyonunu konu edindiği ilk romanı ‘1889’
yayınlanmış. 2018’de yayınlanan ikinci romanı “Kardeşliğin Ruhu” Fransa’da
çoksatanlar arasına girdikten sonra, Anna Moschovakis tarafından ‘ At Night All
Blood Is Black’ adıyla İngilizceye çevrilince 2021 Uluslararası Booker Ödülü'nü
almış. Uluslararası Man-Booker Ödülü'nü alan ilk Fransız yazar olmuş. Roman 13
dile çevrilmiş. Sekiz Fransız edebiyat ödülünde kısa listeye seçilmiş.
Çevirileri de çeşitli ödüller almış.
David
Diop ‘Gece Tüm Kanlar Karadır’da en yakın arkadaşı Mademba Diop mavi gözlü bir
asker tarafından öldürüldükten sonra aklını kaybeden ve tam bir caniye dönüşen
Alfa Ndiaye’nin yaşadıklarını, anılarını kendi bakış açısından anlatıyor.
Kitabın arka kapağında da belirtildiği gibi Alfa Ndiaye, arkadaşının intikamını
almak için her gece düşman hattına sızıp bir düşman askerini öldürüyor. Düşmanın
eli ve silahıyla cepheye geri dönüyor.
Birinci
Dünya Savaşı’nda Fransız cephesinde Almanlar’a karşı savaşıyorlar. Her dakika
birinin öldürüldüğü bu kanlı savaşta böyle bir şeyin yaşanması ilk bakışta
sıradan bir olay gibi görünse de Alfa’nın eylemlerini canı bahasına ısrarla
sürdürmesi bir süre sonra birliğinde rahatsızlık yaratmaya başlıyor. İlk dört
ele kadar asker arkadaşları ona kahraman gibi davranmış, cephede en değerli
şeyleri olan yemeklerini, tütünlerini ve sohbetlerini paylaşmışlar. Ama
dördüncü eli kesip, elin sahibinin silahıyla birlikte getirmesinden sonra
yaşananlar hem birlikte savaştığı arkadaşlarının hem de komutanlarının ona
tavrının değişmesine neden oluyor. Cephe gerisine çekilip doktor gözetimine
alınıyor. Alfa hem yaşadıklarını düşünüp kendisiyle hesaplaşıyor hem de
geçmişe, anılarına dönüp kendisini bu hale getiren yaşamını bize anlatıyor.
David
Diop, romanında büyükbabasının savaş sırasındaki yaşadıklarından ilham almış. Büyükbabası
savaş hakkında konuşmayı reddettiği için Diop, Tirailleurs'lerin hizmetiyle
ilgili birçok yayınlanmış anıyı ve araştırmaları okumuş. Tirailleurs deyimi
Fransız Ordusu tarafından 19. ve 20. yüzyıllarda Fransız sömürge topraklarında
toplanan hafif piyade olarak hizmet veren birimler için kullanılmış. Yani
savaşta ölüme ilk koşan birlikler bunlar. Üstelik kendi ülkeleri için değil,
ülkelerini işgal eden emperyalistler için savaşıyorlar. Tabii komutanlarıyla
ancak tercüman vasıtasıyla konuşabilseler de kendilerini Fransız gibi
hissetmeleri, görev yaptıkları orduya bağımlılık duymaları da sağlanmış. İki
Dünya savaşında Fransızlarla birlikte 135 bin Afrikalı savaşmış ve bunların 30
bini ölmüş.
Gece
Tüm Kanlar Karadır bu olguların üzerine pek yoğunlaşmıyor. Yer ve tarih
belirtmeyen yazarın asıl ilgisi kahramanı Alfa’nın en yakın arkadaşının ölümünü
üç gün boyunca izledikten sonra bir tür savaş travması geçirip girdiği ruh hali
ve karşı cephedeki düşmanlarına elinde silah ve palayla saldırıp, kollarını
koparacak hale nasıl geldiği. Sıradan masum bir er nasıl dehşet verici bir cani
halini alır, bu değişim sırasında neler düşünür, neler yaşar ona yoğunlaşmış. Öyküyü
kahramanının bakışından anlatmış. Alfa’nın bilinçakışını satırlarına yansıtmış.
Romanı kahramanının kendiyle konuşup hesaplaşmasıyla geliştirmiş.
Yorumlar