Hiçbir şey göründüğü gibi değildi


Richard Osman bir İngiliz televizyon sunucusu, yapımcı, romancı ve komedyeni. BBC One’ın televizyon yarışması programı Pointless'ın yaratıcısı olarak tanınıyor. BBC’de birçok popüler programın, yarışmaların sunuculuğunu yapmış bir televizyon yıldızı. 

Richard Osman’ın polisiye romanlar yazdığı bilgisi İngiliz yayıncılar arasında heyecan yaratmış. 2019’da Osman'ın ilk romanı Perşembe Cinayet Kulübü ve tasarı halindeki polisiye bir romanının hakları için 10 yayınevi teklif vermiş. Penguin Random House'un bir yan kuruluşu olan Viking Press yedi sıfırlı bir teklifle bu romanların yayın haklarının sahibi olmuş.

Richard Osman’ın 18 ayda büyük bir gizlilik içinde yazdığı belirtilen ilk polisiye romanı ‘Perşembe Cinayet Kulübü’ planlandığı gibi Eylül 2020’de yayınlandı ve kitap İngiltere’de bir milyon adetten fazla sattı. Kitabın film haklarını Steven Spielberg'in aldığı yakında sinemaya uyarlanacağı da açıklandı. Kitap The Sunday Times'ın çok satanlar listesinde 40 hafta boyunca 1 numarada kaldı, pek çok dile çevrildi. Çevrildiği dillerden biri de Türkçeydi.

‘Perşembe Günü Cinayet Kulübü’nü Türkçede Bilgi Yayınevi’i yayınlamıştı. 2021’de yayınlanan kitap ülkemizde de ilgiyle karşılanmış görünüyor. Beşinci baskıya ulaşmış.

İngiltere’nin Kent şehrinin Fairhaven kasabasında bir tatil köyü gibi düzenlenmiş lüks bir huzurevinde yaşayan yetmişli yaşlardaki dört arkadaş her hafta perşembe günü toplanıp geçmişte işlenip faili bulunmamış cinayetleri incelemekte ve akıl yürüterek katili bulmaya çalışmaktadır.

Elizabeth Best, eski bir MI5 ajanı, Ron Ritchie eski bir sendika lideri, İbrahim Arif Mısırlı emekli bir psikiyatr ve Joyce Meadowcroft emekli bir hemşiredir. İlk macerada huzurevini inşa eden müteahhitin öldürülmesini araştırırken birçok heyecanlı ve tehlikeli olaya dahil olurlar ve sonuç olarak cinayeti çözümleyip katili bulurlar. Bu sırada inşaat sektöründe dönen oyunlara da şahit oluruz. Bu cinayetin çözülmesinde kasaba emniyetinde görevli Donna ve şefi Chris de onlara yardımcı olacaktır ki onların görevlerini yapma biçimleri, aralarındaki ilişkiler ve özel yaşamları da romanı zenginleştirir. Tabii bir de güç gerektiren işleri yapmakta yardımcı olan, suçluyu bulmak için suç işlemekten çekinmeyen Polonyalı tamirci Bogdan var. 

Elizabeth Best, eski bir MI5 ajanı olarak grubun lideri konumundadır. Ketum, ciddi, ser verip sır vermeyen bir yapısı vardır. Emekli hemşire Joyce Meadowcroft da naif ve saf halleriyle Elizabeth’e zıt ama iyi bir yardımcı halini alır. Richard Osman Elizabeth ve Joyce’un aralarındaki zıtlıklardan, yaşlı kahramanlarının kendi aralarındaki, huzurevinin yöneticileri ve diğer sakinlerinin ilişkilerden yola çıkarak eleştirel yanı da olan, mizah dozu yüksek bir polisiye yazmış.

Serinin ikinci romanı olan ‘İki Kere Ölen Adam’ Elizabeth'in bir gizli servis ajanı olan eski kocası Douglas Middlemiss’dan gelen bir mektupla başlıyor. Mektubu yazan Douglas'ın huzurevinde bir dairede kaldığının anlaşılması ile mektupta anlatılanlar daha da ilginçleşiyor Perşembe Günü Cinayet Kulübü üyeleri için. 

Douglas görevi gereği yaptığı bir takipte Dünya suç örgütlerinin kendi aralarında yaptıkları alışverişlerde güvenilir bir kasa görevi yapan Martin Lomax'ın evine girmiştir. Evine gizlice girildiğinden şüphelenen Martin 20 milyon sterlinlik elmasın kaybolduğunu anlar. Güvenlik kameraları kayıtlarını inceleyince de elmasları Douglas’ın aldığından şüphelenir. Elmasları New Yorklu mafya liderleri yasadışı bir alışveriş için teminat olarak vermiştir. Martin alışveriş sonucu elmasları iade etmezse canından olacağını bilmektedir. Douglas’ın elmasları iade etmesini ister. Douglas elmasların kendisinde olmadığını söylese de Elizabeth’e göre pek inandırıcı değildir.   

Mektubun geldiği sırada grubun psikiyatrist üyesi İbrahim bir sokak çetesinin kendisine saldırıp cep telefonunu gasp etmeleri sırasında yaralanmakla kalmaz depresyona da girer. Perşembe Günü Cinayet Kulübü üyeleri saldırgan gurbun elebaşısını bulup polise teslim etse de genç delil  

yetersizliğinden serbest bırakılır. Perşembe Günü Cinayet Kulübü üyeleri İbrahim’in öcünü almak, genci hapis ettirmek için de planlar yapar.

Ard arda işlenen cinayetler işe İngiliz gizli servisinin de katılmasını gerektirir. Ajanların eski mensupları Elizabeth’le kurdukları ilişki de romanın bir başka boyutunu oluşturur. Tüm bunlar yaşanırken kasaba emniyetinde görevli Donna ve Chris bir suç örgütünün lideri olan bir kadını izlemektedir. Tabii ki tüm bu olaylar birbirine geçer ve sık sık gülümseten heyecanlı bir macera yaşanır.

Richard Osman iyi bir yazar. Esprili bir anlatımla hem polisiye olayları ustaca birbirine bağlıyor hem de çağdaş bir polisiyenin gerektirdiği gibi gerçekçi ve eleştirel bir yaklaşımla toplumsal yapıya, suç örgütlerini yapılanmasına, onlarla mücadelede yaşanan eksik ve yanlışlara odaklanıyor. Bu arada kahramanlarının özel yaşamlarını da ihmal etmiyor ve yaşlılığın hem bireysel olarak hem de aile ilişkileri açısından nasıl sonuçlar doğurduğunu da yansıtıyor. Olayların akışına ve sık sık gülümseten mizahi anlatıma kapılıp hızla okunan iyi bir polisiye. (20.01.2023, Hürriyet Kitap - Sanat).         

Yorumlar