Boyundan büyük işler yapanları severiz. Çocukların, gençlerin başarıları hep ilgi çeker, haber olur. Yiyun Li, Kazkafanın Kitabı’nda böyle bir yeteneğin öyküsünü anlatıyor. 1950’lilerin Fransası’nda küçük bir köyde geçiyor roman. Kahramanı ilk gençlik çağlarında, 13 yaşında iki kız. İkinci Dünya Savaşı’nın yaraları sarılmaya çalışıyor. Savaşın anıları hâlâ belleklerde.
Fabienne ve Agnes, yakın arkadaşlar, günümüzün deyimiyle
kankalar. Fabienne lider, Agnes onun takipçisi rolünde. Agnes okula gidiyor, anne
ve babası ölen Fabienne ise okulu bırakmak zorunda kalmış ve çobanlık yapıyor.
Agnes okuldan çıkar çıkmaz Fabienne'e koşuyor. Birbirine yeten iki arkadaş
oyunlar oynuyor, bol bol sohbet ediyor, sözün bittiği yerde de köy mezarlığına
giderek mezarların üzerine uzanıp hayallere dalıyor.
Tek düze hayatlarından bıkan Fabienne sık sık oyunlar
icat ediyor. İcat ettiği yeni oyun da
birlikte kitap yazmak. Fabienne söyleyecek, Agnes onun söylediklerini güzel
yazısı ile kâğıda geçirecek ve ortak bir kitapları olacak. Oyunu ciddiye alıp
kitabı yazmakla kalmıyor, köyün tek kitap okuyan kişisi olan ve şiirler de
yazan postane yöneticisine götürüp okutuyorlar. Postacının yaptığı, düzeltmeler
ve önerileri ile kitabı yeniden yazıyor Agnes.
Postacı kitabı Paris’e, bir yayıncıya yollamaya karar
verince Fabienne kitabın kapağında sadece Agnes’in adının yazılmasını istiyor.
Çünkü ona göre Agnes bir yazardan beklenen tüm niteliklere sahip. Agnes her
zamanki gibi liderin, Fabienne'ın planını kabul ediyor ve macera başlıyor.
Yiyun Li'nin roman için ilham kaynağı, Françoise Sagan ve genç yaşta ün kazanan benzeri yazarlar ve sanatçılar olmuş. Françoise Sagan’ın 1954’te yayınlanan ve ona 15 yaşındayken ün kazandıran romanı “Bonjour Tristesse”nin yayınlanış öyküsünden yola çıkmış. Yiyun Li aynı yıllarda Fransa’da birçok küçük yeteneğin keşfedildiğini öğrenince romanı yazmaya karar vermiş.
Yiyun Li, Çin kökenli bir yazar. Çin’in başkenti
Beijing’de (bizim deyişimizle Pekin’de) doğup büyümüş. Halk Kurtuluş Ordusu'nda
bir yıl zorunlu hizmet verdikten sonra 1996 yılında Pekin Üniversitesi'nden mezun
olmuş. Aynı yıl ABD'ye taşınmış. 2000’de Iowa Üniversitesi'nde immünoloji
alanında yüksek lisans yapmış. 2005 yılında aynı üniversiteden yaratıcı kurgu
alanında Güzel Sanatlar Yüksek Lisans derecesi almış. Li'nin öyküleri ve
makaleleri The New Yorker, The Paris Review ve Zoetrope gibi önemli yayınlarda
yer alıyor. Eserleri sinemaya uyarlanıyor. Yayınlanmış yedi kitabı var.
Eserleri birçok dile çevrilmiş. Türkçede de “Akıl Ermeyince” (Sahi Kitap 2022)
ve “Bin Yıllık Dua” (Domingo Yayınevi, 2016) kitapları yayınlanmıştı.
ABD’de, Oakland’da yaşayan, İngilizce yazan bir yazarın
Fransız kahramanlarla Fransa’da geçen bir roman yazması tabii ki ilgi çekiyor. Yiyun
Li ara sıra gezmeye gitmek dışında Fransa ile pek ilgisi olmadığını, romanın
geçtiği dönem olan 2. Dünya Savaşı sonrasında Fransa’sı hakkında tarihi
araştırmalar yaptığını açıklamış. Ancak gerçeklere ve bilgilere odaklamamayı
seçtiğini çünkü romanının açık bir şekilde gerçeğe benzerlik sunması gerekmediğini
düşünüyormuş.
Romanlarda inandırcılık her zaman tartışılır. Anlatılan olaylar,
mekanlar gerçekte olmasa da varlıklarını ikna olmamız gerekir. Türkiye’den bir
okur olarak kahramanların yoksul Fransız köyü Saint Rémy’de yaşadıklarına beni
ikna etti ama Fransız okurlar ya da o dönem Fransa’sını bilenler için ikna
edici oldu mu bilemiyorum.
Eleştiriler daha çok romanın teması üzerine yoğunlaşmış
ve roman çoğunlukla "Övgü dolu" eleştiriler almış. Eleştirmenler,
“Kazkafanın Kitabı” ile Elena Ferrante'nin “Napoli Romanları” arasındaki
benzerlikler bulmuşlar. "Kadın arkadaşlığı hakkında iyi yazılmış herhangi
bir roman" ile Napoli Romanları arasında karşılaştırmaların kaçınılmaz
olduğunu ileri sürmüşler yani bu durum Yiyun Li için dezavantaj olarak
değerlendirilmemiş. Bence de hayalet yazarların Elena Ferrante adıyla kaleme
aldıkları romanları anımsatan bir arkadaşlık söz konusu olsa da “Kazkafanın
Kitabı” farklı bir kitap. Tema
benzerliği üzerinden bir eleştiri geliştirilecekse (ki bu saçma olur) Elena Ferrante imzalı kitapları da
kendilerinden daha önce yazılmış benzer temalı kitapları örnek göstererek
eleştirmek mümkün.
İyi çevirmen Nuray Önoğlu’nun özenli çevirisi ile
okuduğumuz “Kazkafanın Kitabı” bir
yandan "Kadın arkadaşlığı” ya da çocukluk arkadaşlığı temasını işlese de
diğer yandan bir büyüme hikayesi de anlatıyor. Fabienne ve Agnes çocukluktan
gençliğe geçiyor ve kaçınılmaz değişimi yaşıyorlar. Kitap yayınlanıp yazarı
olarak Agnes’in başına gelenler, onun geleceği için yapılan planlar, yeni kitap
için yaratılan baskı ortamı “başarı”dan sonra neler yaşanabileceğini de
tartışmaya açıyor.
Yiyun Li, iyi bir yazar, iyi bir anlatıcı. “Kazkafanın
Kitabı” da çok boyutlu yapısıyla,
anlatımı ve edebi gücüyle okuma keyfi veren, üzerinde düşündüren iyi bir eser. (14.04.2024)
Yorumlar