John Boyne, Çizgili Pijamalı Çocuk adlı kült romanı ile tanıyoruz. Sinemaya da başarıyla uyarlanan bu çocuk edebiyatı klasiğinde II. Dünya Savaşı Nazi Almanya’sını ve Nazi toplama kamplarını iki çocuğun gözünden anlattır. 43 dile çevrilmiş, ödüller almış, birçok ülkede çok satanlar listelerinde haftalarca kalmış. 5 milyondan fazla satmış. Böyle büyük bir başarı başınızdan çıkaramayacağınız altın taç gibidir. Çıkarıp bir kenara koyamazsınız. Başta destekken, yeni kitapların önünü açarken zamanla köstek olabilir. Kitaplarınızın kapağına yapışıp kalır; “Çizgili Pijamalı Çocuk’un yazarından” diye yazarlar adınızın altına. Tabii okur da okuyup hayranı olduğu kitap gibi kitaplar bekler sizden. Çoğunlukla yazarlar da bu beklentiyi karşılamak için başarılı eserlerini benzerlerini yazarlar.
Bunları eleştirmek için söylemiyorum. Birer olgu olarak
anlatıyorum. John Boyne Çizgili Pijamalı Çocuk’u yazmasa da başarılı, ilgiyle
okunan, yazdıkları takip edilen bir yazar olacaktı. Çünkü iyi bir yazar. Ne
yazsa okutuyor denilenlerden. Bunu da Delidolu Yayınları’nın ısrarla Türkçeye
kazandırdığı eserlerinden anlıyoruz.
Boyne’un Türkçedeki yeni kitabı “Kalbin Görünmez
Öfkeleri” 630 sayfalık dev bir eser. Bir
varoluş mücadelesi romanı. Bir dönem romanı. 1945’te İrlanda’nın küçük bir
köyünde başlıyor. 16 yaşındaki Catherine Goggin, evli olmadığı halde hamile
kaldığı gerekçesiyle köyün rahibi tarafından fahişe denilerek cemaatinin önüne
aşağılanır ve kovulur. Bu aslında
köyünden, evinden de kovulması demektir. Çünkü o zamanlar ülkede en yetkili ve
etkili kişiler Katolik rahiplerdir, herkesin hayatına karışırlar ve politikacılar
dahil kimse onların sözünden çıkmaz.
Catherine’in tek çaresi kaçmaktır. Dublin’e giden bir otobüse biner. Otobüste
Sean MacIntyre adlı bir gençle tanışır. Sean de evini terk etmiş büyük şehre
gitmektedir. Dublin’de Sean’in köyünü
terk etmesinin nedeni olan Jack Smoot’un evinde birlikte kalırlar.
Hamileliği ilerleyen ve bir bekar anne olarak hayatta
hiçbir şansı olamayacağını, büyük bir şehirde de olsa iş bulmayacağını bilen
Catherine doğurduğunda bebeğini evlatlık vermeye karar verir. Catherine doğum
sancıları çekerken Sean’in babası evi basar. Oğlunu döverek öldürür ve Sean’in
sevgilisi Jack'i de hastanelik eder. Bu saldırı yaşanırken aynı evde olan Catherine
de doğum yapar.
Cyril şanslıdır. Evlatlık verildiği bankacı bir baba, yazar bir anne tarafından büyütülür. Hiçbir zaman kötü muamele görmese de sevgi de görmez ya da öyle zanneder. Kendisi de sevgi göstermez. “Evlatlık” olduğunu bilerek büyür. Zaten o da kendisini farklı hissetmektedir. 7 yaşındayken, babasının yakın arkadaşı ve avukatının oğlu Julian Woodbead ile tanıştığında hisseder, 14 yaşında aynı yatakhanede oda arkadaşı olduklarında bunun iyice bilincine varır. Kızlara değil erkeklere ilgi duymaktadır. Julian’a karşılıksız bir aşkla bağlanır. Eşcinsel olmanın büyük bir suç sayıldığı bir toplumda bu aşkı ifade edemeyeceğini bildiği için onun yakın arkadaşı olarak kalmayı tercih eder. Sahte aşklar, sahte evlilikler yapıp cinsel kimliğini gizlemeye çalışır.
Mert Doğruer’in Türkçeye çevirdiği “Kalbin Görünmez
Öfkeleri”nde John Boyne 70 yıllık bir yaşamı anlatıyor. Eser “bildungs roman”
başka bir adlandırmayla “oluşum romanı” olarak adlandırılabilir. Tanıma uygun
olarak kahramanın, Cyril’in serüvenleri, başarıları, yenilgileri ve hatalarıyla
yavaş yavaş olgunlaşarak bilgelik kazanmasının öyküsünü okuyoruz. “Kalbin
Görünmez Öfkeleri” aynı zamanda bir dönem ve mücadele tarihi romanı. 1945’te
İrlanda’da başlayıp oradan “özgürlükler ülkesi” Hollanda’da Amsterdam’a, ardından
ABD’ye New York’a uzanıyor ve Dublin’de noktalanıyor. Dünyanını yaşadığı toplumsal değişim, bunun
bireylere yansıması anlatılıyor. Zihniyetlerin söylendiği gibi değişip
değişmediği sorgulanıyor.
John Boyne, Cyril’in cinsel kimlik mücadelesini ve o
mücadele sırasında Dünya’nın nasıl bir değişim geçirdiğini 7 yıllık
sıçramalarla anlatıyor. Cryril’in doğumunu, 7 yaşında başından geçenleri, 14,
21, 28 yaşını ve sonraki yedi yılları okuyoruz. Boyne, her yedi yıllık bölümde
bir andan yola çıkıyor. Uzun gelebilecek ama akıcı diyaloglarla ve geriye
dönüşlerle öyküyü geliştiriyor. Cyril’in öyküsü ile birlikte IRA’nın eylemleri,
11 Eylül Saldırısı, AIDS salgını gibi birçok çarpıcı olayı da anlatıyor yazar. Tabii
Cyril ve arkadaşlarının başından geçen çarpıcı olaylar da var.
John Boyle’un çok akıcı, okuru kendine bağlayan bir
anlatımı var. Tempoyu hiç düşürmüyor.
Çok boyutlu, çok kahramanlı, çok mekânlı bir roman. Cyril’le
bağlantısı olan herkesin ayrı ayrı öykülerini de romanın ana konusundan
kopmadan okuyoruz. Cyril’i doğuran Catherine Goggin ‘in kadınları yok sayan bir
toplumunda tek başına varoluşu, evlatlık alan Maude Avery’nin hiç istemese de
ünlü ve çok satan bir romancı olması gibi başarı öyküleri de babası Charles
Avery gibi sahtekarlıkla var olanların hapiste noktalanan “başarı” öyküleri de
var. Boyne çok acı olayları tatlı dille,
güçlü bir mizahla anlatıyor.
“Kalbin Görünmez Öfkeleri” cinsel kimliği için mücadele
eden Cyril'in hayatından yola çıkarak başta İrlanda'da olmak üzere Dünya’da son
yetmiş yıldır yaşananları ve değişimleri anlatan çarpıcı bir roman. (28.07.2024)
Yorumlar