Şaşkın Karayolu Balinaları, Boşlukta, Tuhaf
Günler, Kutsal Aile isimli dört kitap, Güle Güle, Gülüm, Çinliler
Geliyor filmlerinin senaryolarını yazmış deneyimli bir yazar Fatih Altınöz. Dut
Ağacı isimli bir tiyatro oyunu da var. En çok Kutsal Aile adlı
romanı ile tanındığını düşünüyor olmalı ki çok kısa biyografisinde başka kitabı
olduğundan söz etmemiş. Belki de yeni kuşak okura yeni bir yazar olarak
tanıtmak istemiş kendini ya da o kitapları artık anımsamak istemiyor. Neyse ki
Şizofrengi dergisinden söz etmiş.
Fatih Atlınöz’ü yayımcısı ve yazarı olduğu
Şizofrengi dergisindeki yazıları ile tanımıştık. Yıl 1992’ymiş. Express,
Özgür Gündem, Gazete Pazar ve Matbuat gibi gazete ve dergilerde de yazmış. En
son afilifilintalar.com’da yazılarını, öykülerini okumuştuk. 25 yılı aşan
yazarlık emeği var. Bu arada belirteyim, efsane dergi Şizofrengi’nin tüm
sayılarına sizofrengidergisi.com adresinden ulaşmak halen mümkün.
Fatih Altınöz’ün 7 yıl aradan sonra yeni yayımlanan romanı
İktidarsızlar’ın (Mart 2017, Çınar yay.) kapağında Murat Menteş’in “Kahkaha
vanasını açıyor, eleştiri tetiğine basıyor” sunuş cümlesi yer alıyor. Arka
kapakta da Met Üst’ün “Kaçırdığınız sahneler olursa ağır çekimde de okunabiliyor”
ve Figen Şakacı’nın “Fatih erkek olma hallerini delikanlılık taslamadan
kulağımıza üfleye üfleye anlatmış. Ne de iyi etmiş” cümleleri var. Bu cümleler
hem kitabın biçimi ve içeriği hakkında ipuçları veriyor hem de yazarı
anımsamazsınız diye güvenilir adlarla sunarak size bu kitabı aldırmayı
umuyor.
Arka kapaktaki tanıtım yazısından devam edersek, “İktidarsızlar,
tam bir mizah fırtınası.
Bu romanı okurken sesli güleceksiniz. Peki, bunca kahkaha
nereden geliyor? Gerçeklerden geliyor sevgili okur. Fatih Altınöz, hepimizin
aşina olduğu gerçeklere, mizahın tertemiz merceğiyle eğiliyor” deniyor. Romanı
doğru olarak ifade etmiş cümleler...
Anahtar sözcük “mizah”. Mizahı yaşamımızdan çıkartıyoruz.
Gırgır Dergisi “mahalle baskısı”, “okur tepkisi” gibi bir mizah dergisine
yakışmayacak sudan bahanelerle patronu tarafından kapatılmıştı. Penguen Dergisi
okur azlığından kapanacağını duyurdu. Diğer mizah dergilerini de aynı sonun
beklediği düşünülüyor. Geçimini mizah dizileri yazarak geçiren bir dostum “TV
yöneticileri artık komedi dizisi istemiyor” diye yakınıyordu. Parmakla
sayılacak kadar az mizah kitabı yayımlanıyor. Gani Müjde’nin Nbr Cnm’ı (İndigo
Kitap), Atilla Atalay’ın Yavaş Tren’i (İletişim yay.), Metin Üstündağ’ın Bir
Delinin Mal Beyanı (Çınar) mizah ustalarının son kitapları. Onları da buı
vesile ile anımsatayım.
Mizahı yaşamımızdan çıkartıyoruz ama mizaha en çok
gereksinim duyduğumuz dönemlerden birini yaşıyoruz. Yaşama biraz mizahla
bakabilsek kızdığımız şeylerin komik yanlarını görebilsek sinirlerimiz gevşeyecek,
rahatlayacağız, çevremize daha dostane davranacağız.
Fatih Altınöz’ün İktidarsızlar’ının üç kahramanı var. Üçü de
erkek. Emekli Bahtiyar, Taksici Nuri ve ünlü anchorman Faruk. Bahtiyar
sevgilisinden gelen mesajın karısı tarafından okunması ile suçüstü yakalanmış.
Karısı ve büyük oğlu Bahtiyar’ı kapının önüne koyuvermiş ve o da onlarca yıl
sonra ana evine dönmüş. Altı aydır yaşlı annesinin babası hakkında anlattığı
bitmez tükenmez öykülerden usanmış, televizyon karşısında göbeğinin üstünden
tuzlu fıstık yemekten bıkmış, zaman geçirmek için bir öykü uydurmaya karar
vermiş.
Bahtiyar’ın sık sık müdahil olacağı öykünün tanıdığımız ilk kahramanı
Taksici Nuri. Nuri karısını kendi evlendirdiği sevgilisi ile aldattığı bir
gecenin sabahında erken saatlerde işe çıktığında Çitehavuzlarda şık giyimli ama
berbat durumda olan bir adamı alıyor taksisine. Pahalı montunun ceplerine taş
doldurmuş Boğaz Köprüsü’ne intihar etmeye giden bu adam ünlü anchorman
Faruk’tur.
Nuri Faruk’un ayakkabısı dahil her şeyini “intihar ettikten
sonra nasılsa işine yaramaz” diye almıştır. “Belki başka maddi çıkarlarım da
olabilir” diyerek Faruk’u başına neler geldiğini, neden intihar etmeye karar
verdiğini anlatmaya ikna eder ve köprüyü geçip otoyol kenarında durur. Otoyola
bakan bir yamaçta Faruk anlatmaya başlar.
Faruk Bollu ülkenin en ünlü televizyon yüzlerindendir ve
eğer televizyonu kapatmazsanız onu görmeden bir gün geçirmeniz olanaksızdır.
Gazete ve dergilerde de o vardır. Televizyonu kapatsanız, gazete dergi
okumasanız da yoldaki reklam panosunda karşınıza çıkar. Faruk başarının her
türüne ulaşmıştır. Ün, para ve güç ondadır. Görüşemeyeceği kişi,
yaptıramayacağı iş yoktur. Gezip görmediği yer, yemediği yemek, içmediği içki
kalmamıştır. Kadınlarla ilişkiler konusunda bir başarı abidesi gibidir. Bir
güzellik kraliçesi ile evlenmiş, ülkenin tüm ünlü kadınları ile birlikte olmuş,
hepsini memnun etmiş. Artık o değil, kadınlar onun peşindeymiş.
Talihin tersine döndüğü günler vardır. Faruk da Nuri’nin
taksisine bindiğinde öyle bir günün sabahındaymış. En İyi Anchorman Ödülü’nü onuncu
kez kazandığı gece gözü çok güzel bir kadına takılmış. Neslihan Amerika’dan
yeni gelmiş, Faruk o nedenle tanımıyormuş. Sonunda Neslihan’la birlikte
olmuşlar. “Hayatımın en güzel performanlarından biriydi” diye düşünüyormuş. Her
zamanki gibi “Nasıldı güzelim?” diye sormuş ve aldığı cevap onun düşüşünü
başlatmış ve intihar kararına kadar varmış.
Fatih Altınöz’ün İktidarsızlar’da farklı kesimlerden, farklı
yaşam koşullardındaki üç erkek kahramanının yaşadıkları aracılığıyla erkeklerin
kadınlarla ilişkilerine bakıyor. Birbirinden sevimsiz tipler olan
kahramanlarını anlatırken ayrıntılı bir toplumsal çözümleme ve gündelik yaşam
tahlili yapıyor. Faruk üzerinden yaptığı medya eleştirisi ise iyice ağır. Tüm
bunları da neşeli bir dille, gerçekten de güldürerek anlatıyor.
Mizah romanı az bulunan bir şeydir. Sonuna dek merakla ve de
güldürerek kendini okutmayı başartan mizah romanı daha da azdır. Fatih Altınöz eleştiriyi
hiç ihmal etmeden güldürmeyi başaran bir mizah romanı yazmış. İçimizin gittikçe
karardığı bugünlerde İktidarsızlar’ı okuyup kendi halimize gülmenizi
öneriyorum. 11.05.2017
Yorumlar