ZAFİYET KURAMI

Ersan Üldes'in son romanı Zafiyet Kuramı'nın (Plan B yay. Ekim 2007) kahramanı Meriç, aylaklığın sınırında bir genç adam. Ölmek üzere olan babasıyla birlikte, şehir merkezine bir buçuk saat mesafede bir sitedeki stüdyo tipi bir apartman dairesinde yaşıyor. Tercihi hiçbir şey yapmamaktan yana. Ama hayat maddi nedenlerle onu zorladığı için Almanca'dan çeviriler yapıyor. Yaptığı çevirilerde kafasına göre değişiklikler yaptığı anlaşılınca işsiz kalıyor. Bir yandan da babasının metinlerinden oluşan bir dosyayı yayınlatmak amacıyla yayınevlerine gidiyor. Sürekli red cevapları alıyor. Ama babasının manevi baskısı nedeniyle dolaşmaya devam ediyor. Bu çileden kurtulması ancak babasının ölümüyle oluyor. İyice aylaklığa veriyor kendini. İçinde günden güne büyüyen sıkıntıyla yaşıyor. Mümkün olduğunca insanlarla ilişki kurmadan yaşamak istiyor. Çünkü çevresindeki herkes, sitenin bahçıvanı, bakkal, yönetici, komşular, ona rahatsızlık veriyor. Sürekli görüştüğü üç kişi var, bir robot olarak tanımladığı sevgilisi Sevgi, ne iş yaptığını bir türlü anlayamadığı ama her zaman cebinde parası olana tek arkadaşı Bahadır, onun çekici bir kadın olan sevgilisi Ayla.

Bahadır'ın "Yazmalısın sen, mutlaka yazmalısın" demesi ile bu romanı yazıyor. Yani romanı nasıl yazdığını, o sırada neler yaşadığını anlatırken roman yazılmış oluyor. Babasının hayat felsefesi öneren dosyasını da katınca içiçe geçmiş anlatılar söz konusu. Postmodern yöntemle postmodern anlayışın parodisini yaptığını düşünüyorum. İronik, mizahi bir dili var.

Son yıllarda romanda ana eğilim olay anlatmak. İlginç olaylar, kişiler, kimlikler bulup, olabildiğince akıcı cümlelerle anlatmak tercih ediliyor. Çünkü, çok satmak için ortalama okuyucunun anlayabileceği romanlar yazmak gerek. Üslup, dil, anlatım özellikle gözardı ediliyor. Ersan Üldes'in Zafiyet Kuramı, yapısı, anlatımı gibi edebi nitelikleriyle ana eğilimden farklılaşıyor. Okura ilginç bir konu değil, edebiyat eseri sunmak niyetinde.

Yorumlar