Gizli Aşk Bu

“Yeni bir dosya açtı bilgisayarda ve adını yazdı dosyanın: ‘Gizli Aşk Bu.’ (...) Çekmek istediği filmi yazmaya başladı. Gerçek hayattaki kahramanların adını yazmaya gelince tereddüt etti. Hemen kahramanların adını değiştirmeye başladı. Filmde o karakterde kimin oynamasını istiyorsa o oyuncunun adını kullandı. Kendi adıyla, hayatındaki bir kaç arkadaşının adını değiştirmedi. Ama herkes bir başkası olmuştu senaryosunda. Es kaza herhangi birinin eline geçse hiç kimse gerçekte Cihangir’de yaşayan o insanların kim olduklarını çıkaramayacaktı. Sadece ismini bilmedikleri insanların fevkalade bir semtte yaşadıkları bir hikaye olarak göreceklerdi bu senaryoyu. Zaten muhtemelen o oyuncuların hiçbiri de böyle bir filmde oynamak istemeyecekti. Ama gene de keyfince bir film yazıyordu. Eski Türk filmleri tadında olsun istiyordu.” (s.170)

Özen Yula, Gizli Aşk Bu’yu (Mayıs 2009, Everest yay.) tam da istediği gibi eski Türk filmleri tadında yazmış. Roman adını eski Türk filmlerinde söylenen bir şarkıdan almış. Zeynettin Maraş'ın eserini film/roman boyunca arka planda Mediha Demirkıran’ın sesinden duyoruz. Türk filmlerinde olduğu gibi romanın en uygun ve de gerekli yerinde de kahramanlardan Özgü tarafından seslendiriliyor. Başlıca rollerde Müjde Ar, Şener Şen, Özgü Namal, Oktay Kaynarca, Adile Naşit, Lale Belkıs, Suzan Avcı, Hümeyra, Ayşenil Şamlıoğlu, Serra Yılmaz gibi önemli isimler var.

Gizli Aşk Bu, Başkomiser Hulusi ile Adile Hanım’ın kızı Müjde’nin onlarca yıl sonra yanında kızı Özgü ile mahallesine, babadan kalma iki katlı eve dönmesi ile başlıyor. Müjde, baba mesleğini sürdürüp emlakçılık yapmakta olan Şener’le gizli bir aşk yaşarken ani bir kararla pek sevilmeyen delikanlılardan Uğur’la evlenip Cihangir’i terk etmiş ve bir daha da görünmemiştir. Müjde’nin dönüşü başta eski arkadaşları olmak üzere, onu tanıyan mahallenin eskileri arasında heyecan yaratır. Ama en çok heyecanlanan Şener’dir doğal olarak. Onun Müjde’ye sorulacak soruları vardır; kendini niye terk ettiği, bunca yıldır nerede olduğu, Uğur’da ne bulduğu...

Müjde’nin mahalleye dönüşü tarihe gömülmüş birçok anının ve tabii sırrın hatırlanmasına neden olur. Müjde ile Şener’in aşklarının gizli kalmasının, mutlu sona ulaşamasının en önemli nedeni Müjde’nin annesinin Ermeni asıllı olmasıdır. Şener’in babası Ali Bey bu nedenle oğlunun Müjde ile evlenmesine razı olmamıştır. Müjde’nin Uğur’la evlenip mahalleyi terk etmesinin bir nedeni de Uğur’un Müjde’yi benimle evlenmezsen Şener’i öldürürüm diye tehdit etmesidir. Şener yaşasın diye Müjde zengin çocuğu, kötü adam Uğur’la evlenmiştir.

Müjde’nin Uğur’la kaçması üzerine, Müjde aniden döner umuduyla aylarca kendini içkiye vurup bekleyen Şener, sonunda acısını bağrına basmış, Hümeyra ile evlenmiş, dükkanda yanında çalışan oğlu Oktay ile krem meraklısı kızı Binnur dünyaya gelmiştir. Hümeyra, Şener’in gizli aşkından haberdardır ve Müjde’nin mahalleye dönüşü bir nebze de olsa huzurunu bozmuştur. Çünkü gazetede işadamı Uğur Korağan’ın intihar haberini okuduğundan beri Müjde’nin mahalleye dönmesini beklemektedir ve Şener’in “Ben onu çok sevdim Hümeyra. Sana açık olacağım. Günün birinde bana dönerse ona hayır diyebileceğimi sanmıyorum” dediğini hatırlamaktadır.

Klasik Türk filmlerinin en önemli unsuru tesadüflerdir. Özgü ile Oktay bir tesadüf eseri yolda karşılaşırlar ve birbirlerine âşık olurlar. Özgü ile Oktay’ın aşkları da gizli aşktır. Bu kez de Şener, Özgü’yü gelini olarak istemeyecektir.

Özen Yula, “postmodern” romanın parodi türünün tanımına çok uygun bir roman yazmış. İronik, eğlenceli bir anlatımı var Gizli Aşk Bu’nun. Akıcı, kolayca okunan bir roman… Kuramın gerektirdiği gibi, varolanı, bildiğimizi yeniden yaratırken dönüştürücü bir yaklaşım geliştirmiyor. Eski Türk melodramlarını roman aracılığıyla tekrar “okuyor”. Türk filmlerinin senaryoları ile metinlerarası bir ilişki kuruyor. Anlatıcının metnin içinde yer alması ise postmodern roman için bir gereklilik olarak görülse de Gizli Aşk Bu’da romanı anlatan/yazan kişi olduğunu son sayfada öğrendiğimiz Özgür’ün varlığı pek vazgeçilmez değil. Özgür, romanda hiç olmasa ne fark ederdi, düşünmeye değer.

Özgür Ankara’dan İstanbul’a çalışmaya gelmiş genç bir reklamcı olarak Cihangir’de emlakçı Şener aracılığıyla ev tutup yaşamaya başlayarak hem olaylara uzaktan şahit oluyor, hem de romanın mekanı olarak seçilen Cihangir’i tanımamızda bize yardımcı oluyor. Özgür’ün yaşadıkları semtin yaşadığı değişimi ve günümüzdeki halini anlamamızı sağlarken tam olarak dillendirilmemiş bir yaşam biçimi eleştirisi de getiriyor. Özgür, bir yandan da, pek de geçmişinin farkında olmadığı değişmiş/yeni Cihangir’de yerleşmek, yaşamak arzusunda. Bize rehber olup sokak sokak Cihangir’i gezdiriyor, balarıı, cafeleri tanıtıyor (s. 125-126). Çünkü Cihangir’de kabul görmek İstanbul’un entelektüel, bohem hayatında da yer edinmek demek. Romanın sonunda işini kaybetmesinde Cihangir sosyetesine girememiş olmasının bir payı var mutlaka.

Küçük bir teknik bir ayrıntı ama Müjde’nin kızı Özgü ile anlatıcı Özgür’ün adlarını kolayca birbirine karıştırmak mümkün. Yazarın bunu bilerek yaptığını, romanın sonunda, birçok Türk filminde olduğu gibi bu isim benzerliğinden de bir şey çıkmasını bekledim. Örneğin Özgü ile Özgür doğum sonrası hastanede ayrı düşmüş tek yumurta ikizleri çıkabilirlerdi, ya da romanın yan öykülerinden birini oluşturan krem meraklısı Binnur’un sevgilisi bir barmen değil de Özgür olabilirdi ve Şener Özgü ile Özgür”ü birbirine karıştırıp, ahlaka aykırı şeyler yaşanıyor diye çıldırabilirdi. Ama Özen Yula, anlatıcısını olaylara çok fazla katmamayı tercih etmiş. Özgü’yle Özgür arasında başlamasını beklediğimiz ilişkiyi de geliştirmeden bırakmış. Alaverelerin, dalaverelerin bol olduğu anlaşılan reklam ajansında yaşadıklarını ya da oldukça renkli olduğunu Bakkal Menderes’le hafif kadın Suzan’ın ortaya çıkan ilişkisinden anladığımız yaşadığı apartmanda ve sokakta şahit olduklarını olabildiğince az anlatmış. Birbaşka deyişle konuyu dağıtmamış.

Gizli Aşk Bu’da birçok Yeşilçam trük’ü kullanılmış. Bunlardan biri de esas kız Müjde’nin radyoterapi nedeniyle saçları dökük başını bir perukla gizlemeye çalıştığı ölümcül hastalığı. Müjde hastalıkla mücadelesini kazanamıyor ve melodrama yakışır bir şekilde Özgü radyoda Gizli Aşk Bu’yu okurken ölüyor. Binnur’un saplantı haline gelmiş krem merakının da kötü bir sonucu olmasını bekliyoruz ama bir gelişme olmuyor. Hele, kızın birdenbire yazarı yakışıklı diye kitap okumaya başlaması ve kitap okumanın bir saplantı haline gelmesi ile yararlı bir kişiliğe evrilmesi izaha muhtaç kalıyor. Binnur’un içindeki cevheri anlatıcı kadar keşfedemiyoruz.

Özen Yula kahramanlarının hemen hepsine sevecenlikle yaklaşıyor. Belki bu nedenle örneğin kötü adam Uğur tipinin de altı çok çizilmiyor. Müjde”nin görümcesi Dolunay da Uğur’un tam tersi, bir iyilik meleği. Adlarından yola çıkarak Türk filmlerinin kötü kadınlarını hatırladığımız Lale ve Suzan da özlerinde iyi kişiler. Hümeyra’nın markette bayılan Müjde ile karşılaşmasında olduğu gibi herkes birbirine iyilik etmek için yarışıyor. Hemen herkesin sevgi halesi ile çevrili olmasıyla yoğunlukla Ertem Eğilmez’in aile komedilerini hatırlıyoruz ama o filmlerde Müjde’nin karşısında emlakçı Şener değil iyi yürekli fabrikatör Hulusi’nin oğlu Tarık olurdu ve Şener bir yan hikayede çirkin ama iyi yürekli saf kız Ayşen’le evlenmeye çalışır, bir türlü Ayşen’in babası Münir’i ikna edemezdi. Özen Yula, Ertem Eğilmez filmlerindeki gibi dramatik gelişmelere de yoğun olarak girmiyor. Büyük bir çatışmanın çıkmasını sağlayabilecek olan Oktay ile Özge’nin ilişkisine Şener çok fazla direnmiyor. Bu direncin kırılmasında, kuşkusuz Müjde ile buluşup konuşmasının, tartışmasının payı var.

Gizli Aşk Bu keyifle, bir solukta okunan bir roman. Bu sıcak yaz günlerinde edebiyat zevkiyle hoşça vakit geçirmek isteyenlere öneriyorum.

02.07.2009 Cumhuriyet Kitap

Yorumlar