Özenle Unutulmuş Parçalar

Azad Ziya Eren, ilk şiirini yayınladığı 1997'den beri yakından takip ettiğim bir şair. Yeni kitabı Özenle Unutulmuş Parçalar'ın (Şubat 2009, Yapı Kredi yay.) arka kapağında bir önemli eleştirmen (Orhan Koçak) ve iki usta şairin (Haydar Ergülen ve Gültekin Emre) cümleleri var. Anlaşılan kitabı yayınlanmadan önce okumuş, görüş bildirmişler. Orhan Koçak tek cümle etmiş, "Özenle Unutulmuş Parçalar; Kendini bir zorluk içinden çağıran, kışkırtan bir kitap" demiş. Haydar Ergülen ise "Yalnızca Türkçe şiire değil, dünya şiirine de açıklığını belli eden şiirleri, onun bütün okumaları ve etkilenmeleri erken bir ustalıkla özümseyip dönüştürerek, buradan Azad Ziya Eren'e özgü bir şiirle çıkmasının eşsiz örnekleri; mitolojinin, söylencelerin içinden geçerek süren yolculuğunda Azad Ziya, bir nesneler müzesinden topladıklarını doğal tarihle buluşturuyor, şiiriyle can veriyor adeta" demiş. Gültekin Emre de "Azad Ziya'nın yaşadığı coğrafyanın büyük payı var onun şiirlerinin derinleşmesinde. O da, bir şair olarak yörenin kültür ve tarihinden payını alıyor ve bunları şiirlerine ustaca ağdırıyor: O, çağdaş destanlarla el sıkışıyor sanki" diyerek övmüş.

Arka kapaktan bu alıntıları yapmamın nedeni, kitabı okurken benim de benzer düşüncelere kapılmam. Azad Ziya'nın Türk ve Dünya edebiyatını ciddiyetle okuduğu, onlardan kaynaklandığı daha ilk dizelerde anlaşılıyor. Çalışkan, araştıran, okuyan, yazdığıyla yetinmeyip yeniyi bulmaya çalışan bir yapıda. Özellikle mitoloji üzerine çalışmış. Okumaların tortusu şiirlerinin hemen hepsinde ağırlığını hissettiriyor. Mitolojiden birçok ada, olaya sürekli göndermeler yapıyor. Bir süre sonra şiirler mitolojinin öykülerinin içinde boğulacak hissine kapılıyorsunuz. Toplanan bilginin yeterince özümsenmediğini düşünüyorsunuz. Dizeler alabildiğine uzun, yoğun. O da yetmiyor, birçok dizeye birden çok imge, kavram ve gönderme yığıyor. Ve kitap bir şiir kitabında alışılmadık ölçüde kalın; 182 sayfa. Bir süre sonra, bu ustalık gösterisine hayran oluyor ama okumaktan yoruluyorsunuz.

26.03. 2009 Cumhuriyet Kitap

Yorumlar