Akan Zaman Duran Zaman

Çağdaş Türk Şiiri’nin büyük şairlerinden Melih Cevdet Anday, aynı zamanda has bir düzyazı ustasıydı. Cumhuriyet’te yayınlanan fıkraları da deneme tadı alınarak okunurdu. İlk baskısı “Akan Zaman Duran Zaman I” adıyla 1984’de çıkan anılar kitabı Anday’ın düzyazı ustalığının bir kanıtı gibi. Anday, 25 Ocak 1982 ile 12 Aralık 1983 tarihleri arasında yayınlanan köşe yazılarında anılarını anlatmış. Anday anılarını belirli bir kronoloji ile uzun uzun anlatmıyor. Köşenin sınırlarını da gözeterek çeşitli konulardan dem vururken yeri geldikçe kaleme alıyor. Örneğin “Ozan İmgesi” başlığında ozan denince insanların aklına ne geldiğini anlatırken konuyu Yahya Kemal ve Orhan Veli’den gülümseten anı parçaları ile örnekliyor.

Anday, Garip Akımı’nı birlikte oluşturdukları gençlik arkadaşları Oktay Rifat ve Orhan Veli ile yaşadıkları hoş olayları, edebiyat ortamına girişlerini, ilk eserlerini yayınlama çabalarını, Sabahattin Eyüboğlu, Ataç, Cahit Sıtkı, Dranas gibi tanıdığı edebiyatçıları, Köy Enstitüleri, MEB Klasiklerinin yayınlanışı gibi içinde yer aldığı, izlediği önemli değişimleri, okul yıllarını, iş bulma çabalarını hep denemeler içinde gelişen anılarla dile getiriyor. Kahkahalarla gülünecek, fıkra olarak anlatılabilecek bir çok olayı, anıyı tatlı tatlı yazıya geçiriyor.

Melih Cevdet Anday, dilde öncülüğe önem veren yazarlardan. Yeni sözcükler türetmeyi, yazılarında kullanmayı seviyor. Akan Zaman Duran Zaman’ın (Eylül 2009, Everest yay.) yeni baskısını yayına hazırlayan Sevengül Sönmez, Önsöz’de “Melih Cevdet Anday’ın kullandığı –başkaları tarafından pek kullanılmayan ve bugünün okurunun pek bilmediği- Öztürkçe sözcükleri ve bu sözcüklerin anlamlarını önsözden sonra bir liste halinde verdim” diyor. Anday’ın 25 yıl önce kullandığı, Sönmez’in “başkaları tarafından pek kullanılmayan ve bugünün okurunun pek bilmediği”ni düşündüğü sözcüklerden ilk on tanesi şunlar; anıştırma, ansımak, ayırt, ayrımlaşmak, azmak, benzeti, bili, bilisiz, bulutsu, çağrı... Bu sözlükten Anday’ın çok güzel sözcükler (kelimeye karşılık olarak ‘sözcük’ü de Anday önermiş.) bulduğunu, çoğunu da Sevengül Sönmez’in düşüncesinin tersine günümüzde de kullandığımızı anlıyoruz. Eğer şimdiye dek üniversitelerde yapılmamışsa, bir Anday sözlüğü yapılması gerek. Sevengül Hoca öğrencilerine bu ödevi vermeli.

Akan Zaman Duran Zaman 40’lı, 50’li yılların edebiyat ve sanat ortamını bir yap bozun küçük parçaları olarak anlatmakla kalmıyor, büyük usta Anday’dan düzyazı keyfini almayı da sağlıyor. Adı gibi su gibi akan, okunan bir kitap. Keşke Melih Cevdet Anday devamını da yazabilseymiş.

12.11.09

Yorumlar