AMERİKA'NIN YANIK ÇOCUKLARI

Kısa öykü tüm Dünya'da yayıncıların pek ilgisini çekmeyen bir tür. Öykü romanın ezici baskısı altında yok olmuş gibi. Çok az sayıda öykü kitapları basılıyor. Oysa öykü edebiyatın deneye en açık türlerinden. Tüm gelişmeleri öykünün izini sürerek yeni öyküler okuyup, yeni öykücüler tanıyarak anlayabiliriz. Kuşkusuz bu iz sürmenin kaynağı edebiyat dergileridir. Ama başka dillerde yazılan öyküleri ne yazık ki sadece edebiyat dergileri ile izlemek mümkün değil. Zadie Smith'in sunumu ile yayımlanan Amerika'nın Yanık Çocukları (çev. Özlem Gayretli Sevim, Everest yay.) öncelikle bu nedenle ilgimi çekti. Amerika'da kuşaklar X, Y, Z diye harflerle tanımlanıyor. Harfler ilerledikçe yitiklik oranı artıyor. Bu antolojide yer alan öyküler Y Kuşağı yazarlarının ürünüymüş. David Foster Wallace, Jonathan Lethem, A.M. Homes ve Jonathan Safran Foer gibi önemli yazarlar bunlar. 1980 sonrası doğmuşlar. 90'lı yılların gençleri, günümüzün yetişkinleri. Tam anlamıyla tüketim toplumu. Tüketirken kendileri de tükeniyor. Süreç içinde yitik bir hal alıyorlar. Zadie Smith onları 'kendileriyle çatışma halinde, kararsız ve bir o kadar da hüzünlü' diye nitelemiş.
Öyküler ise oldukça ilginç. Çoğu sert bir gerçekçi uslüpla başlıyor ilerleyen sayfalarda fantastik ögeler ağır basıyor ya da öyküyü yönlendiriyor. Tanıtımlarda belirtildiği gibi 'Uykudan yaratılan dublör eşler, fakir insanların kulaklarının arkasına yerleştirilen reklam çipleri, dokuz parmağı farklı kapıyı açabilen bir çocuk, Amerika'nın büyük sanayicilerine mektup gönderen bir köpek'' öykülerin kahramanı olabiliyor. Ama hemen hepsi günümüz Amerika Birleşik Devletleri'nin orta ve alt kesimlerine ayna tutuyor, onları yaşamlarını keskin bir biçimde yansıtıyor. Sıradan olanın, gündelik hayatın içinden fantastik yanlar fışkırıyor. Aile ilişkileri, ana-baba çocuk arasında yaşananlar, ev hayatı ağır basıyor öykülerde. Bizden pek de farklı yaşamadıklarını hissediyor, özdeşleşiyoruz.

22.07.2010

Yorumlar