Güzel Bir Kız

Joyce Carol Oates günümüz Amerikan Edebiyatının en verimli ve önemli yazarlarından. 1938 doğumlu yazar, ilk kitabının yayınlandığı 1963’den beri yaklaşık 60 kitap yayınlamış, bunların 30’dan fazlası roman. Öykü, deneme, oyun ve eleştiri alanlarında da eserler veriyor. Türk yayıncıların bu tempoya yeterince cevap verebildiğini söylemek zor. Türkçede yayınlanmış on kadar kitabı var. Ama Oates’e yayıncılarımızın ilgisinin son yıllarda arttığını da söylemeliyiz. Nitekim Oates’in İngilizcede 2010 başında yayınlanan romanı “A Fair Maiden” de Güzel Bir Kız adıyla hızla türkçeleştirildi (Mayıs 2010, çev. Merve Sevtap Ilgın, Siren yay.). İngilizce adının türkçede karşılanması güç çoklu vurgusunda ağırlık “masal”da ve “genç kız”da olsa gerek. Türkçe baskının kapağına New Statesman’dan kimin yazdığı belirtilmeyen (Lucy Beresford’un eleştirisinden sanırım) “Mutlu sonlara inancımızı çoktan yitirdiğimiz bir çağda, modern bir masal. Yoğun ve çarpıcı” cümlesi alınmış. İtiraf etmeliyim ki, bu alıntının koşullaması ile “modern bir masal” okuyacağımı ve “mutlu son”la biteceğini umarak okumaya başladım kitabı.

Romanın anlatıcısı, Katya Spivak, on altı yaşında, lüks bir sayfiye bölgesi olan Bayhead Harbor’da, yeni zengin bir ailenin iki çocuğuna dadılık yapan, yoksul bir yer olan New Jersey-Vineland’den gelme güzel bir kız. İkinci kahraman da bölgenin saygın isimlerinden altmış sekiz yaşındaki, çocuk kitapları yazarı, ressam, Marcus Kidder. Kidder, soyadının da yaptırdığı çağrışımla Katya’yı ilk gördüğü andan itibaren izlemeye almış. Tanışmaları da zor olmuyor. Katya’yı bir içgiyim mağazasının vitrinine bakarken yakalıyor ve “bir dilek hakkın olsaydı hangisini seçerdin,” diye soruyor. Katya, beğendiği seksi kırmızı atlet ve dantelli külot yerine Viktorya stili beyaz geceliği gösteriyor ama Marcus onun aslında neyi istediğini bilmektedir.

Oates, romanı öyle bir anlatımla kurmuş ki Katya’nın ikilemlerini ve her zaman “bunu yapmamalıyım” dediğini yapmasındaki ruh halini çok iyi aktarmış. Yekta Kopan’ın romanla ilgili yazısında belirttiği gibi okudukça bizi rahatsız eden olayların derinliğine inilmemesi, hep yüzeyde kalması, derinleşceği anda da yazarın bunu önlemesi... Bir masal değil ama sanki bir film öyküsü okuyoruz hissi yaratması... Üstüne üstlük bu tür zengin ihtiyar adam – yoksul genç kız ilişkisinde yaşanacak tüm klişeleri de kullanıyor Oates. Bir yandan da ihtiyar adam –genç kız ilişkisinde neyin aşk, neyin pedofili olduğu üzerinde düşündürecek çarpıcı olaylar da yaşatıyor kahramanlarına.

Güzel Bir Kız, kapağında belirtildiği gibi masalsı hava verse de Katya’nın kimliğinde ve her zaman çıkarcılığın ağır bastığı davranışlarında günümüz gerçeklerine bağlı. Finalinse “mutlu son” olduğu oldukça tartışmalı. İlgiyi hep yüksek tutan kurgusu ve anlatımıyla hızla, merakla, keyifle okunan bir roman.

19.08.2010

Yorumlar