İstanbul Edebiyat Haritası

İstanbul 2010 AKB Ajansı’nın daha kuruluşunda ilan ettiği en önemli projelerinden biri “İstanbul'un Edebiyat Haritası”ydı. Tüm tanıtım kitaplarında ve broşürlerinde yer alan proje, ilan edilmiş birçok benzeri gibi hayata geçirilmedi. Ajansın, web sitesinde duyurusu var ama yılın bitimine beş ay kala bu projenin hayata geçirilmesi pek mümkün görünmüyor.

İstanbul 2010 AKB Ajansı, proje ile İstanbul’da yaşamış edebiyatçıların envanterinin çıkartılmasını amaçlıyordu. İstanbul’da doğmuş, büyümüş veya yaşamını İstanbul’da tamamlamış olan edebiyatçıların oturdukları semtler belirlenerek, bu mekânlara yazar ve şairler hakkında bilgi veren tabelalar, panolar yerleştirilmesini hedefliyordu. Proje ile İstanbul’da yaşamış edebiyatçıların oturdukları evlerin günümüze dek ayakta kalıp kalmadığı araştırılacak ve yaşayan binalara levhalar konulacaktı. Sokaklara isim verilmesi, heykel veya büstler yerleştirilmesi de projenin hedefleri arasında yer alıyordu.

Gerçekten de bir kültür başkenti için en gerekli projelerden biri İstanbul'un Edebiyat Haritası”nı çıkartmak. Hürriyet Gazetesi de İstanbul 2010’da görülmesi gereken 10 projeden biri olarak önermişti Edebiyat Haritası’nı.

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (Turing), ajansın ilan ettiği birçok proje gibi bunu da yapmayacağını düşünmüş olmalı ki durumdan vazife çıkartıp, ya bu projeyi sahiplenmiş ya da devralmış. Turing başkanı Dr. Uğur İbrahimhakkıoğlu, yaptığı bir basın toplantısında gerçekleştirecekleri projelerin ilki olarak İstanbul Edebiyat Haritası’nı anlatmış. Turing’in projesine göre, ünlü yazarların, şairlerin İstanbul`da doğup büyüdükleri evler ile ünlü hikayelerde adı geçen köşkler tespit edilip bu evlere birer plaket koyulacak, evlerin bulunduğu sokaklara ise oranın önemini anlatan küçük hitabeler yazılacak. Ardından buralar bir haritada belirlenecek ve bu haritalar ışığında kültür turları düzenlenecek. Projenin ilk adımı olarak da araştımacı akademisyen Bahriye Çeri’nin İstanbul Edebiyat Haritası adlı kitabı Turing’den yayınlanmış.

Dr. Uğur İbrahimhakkıoğlu kitabın girişindeki yazısında, İstanbul’un edebiyatın başkenti olduğunu vurgulayarak Bahriye Çeri’nin çalışmasının projenin ilk ve en önemli ayağı olduğunu belirtiyor. Bu çalışma baz alınarak harita belirlenecek ve tespit edilen binalara plaketler çakılacakmış.

Bahriye Çeri, “Başlarken” başlıklı bir buçuk sayfalık yazısında çalışma yöntemini, kaynaklarını açıklayan bir bilgi vermiyor. Sadece eserin amacından ve yaşanan zorluklardan söz ediyor. “Bu kitabın amacı edebiyatta İstanbul incelemesi yapmak değil, İstanbul’da yaşamış, yaşayan edebiyatçıların mekanlarına, mahallelerine, dünyalarına yönelik bir gezi rehberi oluşturmaktır” diyor.

Bahriye Çeri’nin İstanbul Edebiyat Haritası, Suriçi, Beşiktaş, Beyoğlu, Boğaz, Üsküdar, Kadıköy, Adalar, Uzak Semtler olarak bölümlenmiş. Bu bölümlemenin gezi rehberi mantığına uygun olduğunu söyleyebiliriz. Her bölümün başında da o bölgede yaşamış ve haritada işaretlenmiş edebiyatçıların listesi var. Suriçi’nde (yanlış saymadıysam) 38 edebiyatçı tespit edilmiş. Hemen izleyen sayfada da Suriçi’nin haritası var ve bazı sokaklar işaretlenmiş. İşaretlenen yer sayısı 25. Suriçi denilen yer İstanbul’un kalbi. Topkapı Sarayı’ndan başlayıp Fatih’e, Yedikule’ye kadar ulaşan geniş bir bölgeyi kapsıyor. Siyasetin, ticaretin ve tabii yayıncılığın kalbi. İstanbul kurulduğundan beri edebiyatçıların en yoğun olarak yaşadığı, kullandığı bölge. Bahriye Çeri, yöntemini açıklamadığı için kimi edebiyatçı saydığını, neye göre bir seçim yaptığını bilemiyorum. Ama listelenen adlara bakıldığında yelpazesinin çok geniş olduğu, Divan Edebiyatı’ndan günümüz edebiyatçılarına kadar ulaştığı anlaşılıyor. Şeyh Galip de var, Oktay Akbal da. Bu geniş yelpazeye göre bu sayının çok eksik olduğunu düşünüyorum. Sadece Fatih’te yüzlerce edebiyatçının yaşadığını söyleyebilirim. Bir kıstas olmadığı için de bu sayı rahatlıkla binlere ulaşabilir.

Diğer yandan, kesin bir adres veremiyorsanız, örneğin “Halit Ziya Uşaklıgil çocukluğunda Saraçhanebaşı’nda yaşamıştı” diyorsanız bu bilginin kitabı rehber edinip gezecekler açısından bir yararı yoktur. İstanbul gibi cadde ve sokakları yok edilmiş ya da isimleri, ev numaraları sık sık değiştirilmiş bir şehirde verilecek adreslerin doğruluğu da çok tartışmalıdır. Birkaç farklı kaynaktan doğrulatmadan adres vermek özellikle geçmişte yaşamış edebiyatçıların yaşadıkları yerleri belirlemek açısından yanıltıcı olacaktır. “Oktay Akbal 1946’da Fatih’de babadan kalma iki katlı, üç odalı bir evde oturmuş ve Garipler Sokağı’nı bu evde yazmıştır” diyor Çeri. Oktay Akbal’a evin adresi sorulmuş mu belli değil. Yaşayan edebiyatçılarla görüşerek adreslerin tespiti mümkündür, anlaşılan bu da tercih edilmemiş. Hemen ekleyeyim yaşayan edebiyatçıların halen oturdukları evlerin adreslerini vermek en azından özel hayata saygı ve güvenlik açısından bana doğru gelmiyor.

Bahriye Çeri yazılı kaynaklardan çalışmasını oluşturmuş sanıyorum. Bu da bir yöntemdir ama yararlandığınız kaynakların ne olduğu önemlidir. İstanbul Edebiyat Haritası’nın sonunda bir kaynakça yok. Kaynakları ancak ilgili sayfaların altında verilen dipnotlardan izleyebiliyoruz. Oldukça az dipnot kullanılmış. Çoğu bilginin kaynağı açıklanmıyor. Örneğin Divan Şairi Nevi’nin ev adresi “Küçük Mustafa Paşa Nu: 16” olarak veriliyor ve sayfada Nevi’nin evi olduğu belirtilen bir fotoğraf var. Fotoğrafta sokağın adı “Şair Nevi” sokağı olarak görülüyor. Fotoğrafın altında ise Ataol Behramoğlu’nun “Kirazlı Mescit Sokağı” adlı şiiri var. Dipnot olarak sadece şiirin alındığı antoloji verilmiş. Aradaki bağlantı nasıl kurulmuş anlayamadım. Şair Nevi “Kirazlı Mescit Sokağı”nda yaşıyordu da daha sonra sokağın adı bir saygı işareti olarak “Şair Nevi” sokağı diye mi değiştirildi?

Kaynak sorununa geri dönersek, dipnotlardan geçtiğimiz yıllarda yayınlanan ve tanıtım yazısına göre “Adalet Ağaoğlu'ndan Ara Güler'e, Doğan Hızlan'dan Elif Şafak'a kadar” pek çok ismi içeren ve çoğun denemede de yazarların kendi yaşadıkları sokağı anlattıkları 101 Yazardan 100 Sokak (Yapı Kredi yay. Editör: Murat Yalçın) ve İstanbul 2010 AKB Ajansı’nın hayata geçmiş nadir edebiyat projelerinden Heyamola Yayınları’ndan çıkan İstanbulum 40 Semt 40 Yazar dizisinden yararlanmadığını anlıyoruz. Eğer isimler indeksi doğru ise kitapta Adalet Ağaoğlu, Ara Güler, Elif Şafak yok ve Doğan Hızlan’dan sadece Baylan Pastanesi’ne giderdi diye söz ediliyor.

Bahriye Çeri, giriş yazısında bu çalışmanın hem İstanbul, hem de Türkiye için “ilk ve tek örnek” olduğunu belirtiyor. Bu nedenle alçakgönüllülük göstererek çalışmasında eksikler, kusurlar olabileceğini belirtip bu tip çalışmalara ilham kaynağı olmasını, daha iyi çalışmalar çıkmasına vesile olmasını diliyor. Turing Başkanı Dr. Uğur İbrahimhakkıoğlu’nun açıklamalarına göre “Bu eser bir çalışmanın sonucu değil, belki birçok çalışmanın başlangıcı olacaktır.” İbrahimhakkıoğlu’nun arzusu ve projenin amacı öncelikle bu kitaptan yola çıkarak edebiyatçıların yaşadıkları yerleri İstanbul haritasında işaretlemek. Sonra da evlere, sokaklara plaketler, açılayıcı levhalar koymak ve nihayetinde edebiyatseverler için bir tur rotası oluşturmak. Ben, Bahriye Çeri’nin İstanbul Edebiyat Haritası’ndan yola çıkarak böyle çalışmalar yapılamayacağını, yapılırsa öncelikle eksik ve de yanlış olacağını düşünüyorum. Önemli olan gelecek kuşaklara doğru bilgiler aktarmaksa Turing’in yapması gereken, eser sahibi olarak Bahriye Çeri’nin de içinde yer alacağı, bu konuda uzmanlaşmış edebiyat araştırmacılarından bir kurul oluşturmak ve onların tespit edeceği isim belirleme yöntemi ile çalışmaları yeniden başlatmaktır.

12.08.2010

Yorumlar