Yazarın Odası

Paris Review, Dünya edebiyatının efsane dergilerindendir. Dergi, Harold L. Humes, Peter Matthiessen ve George Plimpton tarafından 1953 yılında Paris’te yayınlanmaya başlamış. Samuel Beckett, Jack Kerouac Italo Calvino, Philip Roth gibi önemli yazarların eserlerine yer vermiş. Ama esas önemini yazarlarla yaptığı kapsamlı röportajlarla kazanmış. Jorge Luis Borges, Truman Capote, Lawrence Durrell, T.S Elliot, Ernest Hemigway, Ilya Ehrenburg, Henry Miller... Liste uzayıp gidiyor. Akla gelen gelmeyen hemen tüm önemli yazarlarla röportajlar yapılmış. Röportajların bu kadar önemsenmesi sadece önemli yazarlarla yapılmış olmasından kaynaklanmıyor. Orhan Pamuk’uın deyimiyle, “Paris Review röportajları yazarların tanıtmak zorunda kaldıkları son kitapları ya da eserleri üzerine değildi. Artık ünlenmiş, herkes tarafından kabul edilmiş yazarlar burada çalışma alışkanlıklarını, meslek sırlarını, nasıl yazdıklarını, kırılganlık anlarını, zorluklarla nasıl baş ettiklerini anlatıyorlardı.” Yani, bir yazar için bu röportajlar oldukça öğretici. Okur içinse hayranı olduğu yazarın çalışma odasına gizlice girip onu izlemek gibi bir şey.

Derginin yayınına başladığı yıldan itibaren düzenli olarak her sayıda yer alan bu röportajlar “The Paris Review Interviews” adıyla kitaplaşmaya başlamış. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan İngilizce yeni baskısı dört cilt, 1946 sayfa. Timaş Yayınları Yazarın Odası adıyla (Çev. Öznur Ayman), Ustalar Yazma Sanatını Tartışıyor alt başlığıyla ve Paris Review’a röportaj vermiş yazarlardan Orhan Pamuk’un önsözüyle bu röportajları türkçeye kazandırmış. Hazırlayan olarak Philip Gourevitch olarak görünse de sanırım türkçe baskı için özel bir seçme yapılmış. Türkçe çeviride Ernest Hemingway, T.S. Eliot, Rebecca West, William Faulkner, Graham Greene, Truman Capote, Stephen King, Gabriel Garcia Marquez, Jorge Luis Borges’le yapılmış röportajlar yer alıyor. Kitabın başında çevirmenin bir Sunuş’u var ama bu yazarların niye seçildiği anlatılmamış. Yani antolojiyi hazırlayan mı yoksa çevirmenin mi seçimi anlaşılmıyor. Ama tüm Dünya yazarlarının yer aldığı bir çalışmadan neden bu yazarların öncelikle seçildiği merak konusu. İzah edilse iyi olurmuş. Örneğin Rebecca West ve Stephen King benim Dünya Edebiyatından seçeceğim ilk dokuz yazarım arasında yer almazdı.

Yazarın Odası, keyifli ve samimi havasıyla hem yazar adayları için, hem de sevdikleri yazarları merak eden okurlar için iyi bir kaynak.

3 Aralık 2009

Yorumlar