Şimdi O Güzel Bahçede

Şimdi O Güzel Bahçede, Haydar Ergülen ve Orhan Tekelioğlu’nun Mehmet H. Doğan Kitabı (Haziran 2010, Kırmızı yay.) adlı çalışmalarının üst başlığı. 28 Haziran 1931’de doğan Mehmet H. Doğan için hazırlanmış bir “saygı” kitabı. Haydar Ergülen ve Orhan Tekelioğlu, öncelikle arkadaş olarak sevip saygı duydukları, “Türk şiirinin, Türkçe şiirin arkadaşıydı” dedikleri Mehmet Abi’lerini dostlarının anlatımıyla okurlara tanıtma arzusuyla oluşturmuşlar.

Mehmet H. Doğan edebiyata 1940’larda şiir ve öyküyle başlamış. 1960’larda deneme/eleştiri türü yazılarla eddebiyat ortamında tanınmış. Şiir, roman, öykü üzerine eleştirel denemeler yazmış. Özellikle İkinci Yeni Şiiri üzerinde yoğunlaşmış. 1980’den sonra yalnızca şiir üzerine yazmış. 80’li yılların şiiri yazılarının konusu olmuş. 1992 - 2005 yılları arasında Şiir Yıllıkları hazırlamış. 2001’de yayınlanan Yüzyılın Türk Şiiri (1900-2000) adlı antolojisi ile birlikte belki de en çok tartışılan şiir eleştirmeni olmuş. Eleştiriyle birlikte çevirmen olarak da edebiyata katkıda bulunmuş, çok değerli çeviriler de yapmış. Mehmet H. Doğan, 17 Şubat 2008 günü İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Mehmet H. Doğan yapısı itibariyle önde durmayı sevmeyen bir kişiydi. Yazdığıyla, eseriyle anılmak, bilinmek isterdi. Hayattayken yayınladığı anı kitapları Şimdi Uzaklardasın (1998) ve Alçak Uçuş (2003) onu bir nebze olsun tanımamıza yardımcı olmuştu.

Mehmet H. Doğan Kitabı, yaşamı, dostlarının anıları, yapıtları, edebiyatçı kimliği üzerine yazılanlar ve anısına yazılanlardan oluşuyor. Doğan’ın fotoğrafları da yazılara eşlik ediyor. Onlarca şair ve yazar Mehmet H. Doğan için yazmışlar. Bu derleme, “Mehmet H. Doğan’ı yakından tanımaya yardımcı olabilir mi?” sorusunu soruyor kitabın sonundaki mektupta Orhan Tekelioğlu ve “böyle bir işlevi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” diye sorusunu cevaplıyor.

Bence de kitap “Mehmet H. Doğan’ı yakından tanımaya yardımcı olabilir” ama yeterli değil. Son dönemde bu tür birçok “saygı” kitabı yayınlandı yayınlanıyor. Hemen hepsinde benzer yöntem izleniyor. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu tür kitapların yayınına yoğunlaşması ile bu yöntem genel kabul görmüş oldu. Yani kitapların yapısı hemen hemen aynı…

Açıkça söylemeliyim ki, “ısmarlama” yazı yöntemi bir yerde yetersiz kalıyor. Evet, işini ciddiye alıp sıkı tutmuş yazarların çok değerli çalşımaları var ama “görev icabı” yazılmış yazılar bu tür tüm kitaplarda ağır basıyor. Boş laflar, değeri sahibinden menkul anılar, mesnedi belirsiz aşırı övgüler... Mevcut saygı kitabı oluşturma yönteminin bir süre sonra okurun bu tür kitaplara ilgisini azaltacağını ve anılarına kitap hazırlananları tanıtma amacına bir katkısının kalmayacağı da bir gerçek. Bu iyi niyetli çabaların kalıcı birer esere dönüşmesi nasıl sağlanır, üzerinde düşünmek gerekiyor.

02.09.2010

Yorumlar