Dergilerin dönüp dönüp işlediği konulardandır “Edebiyatımızın unutulmuş adları”. Yapılan soruşturmalarda bazı isimler sayılır, yayıncılar, araştırmacılar vefasızlık etmeseydi hâlâ onları okurduk denir. Ben kıymetli olan hiçbir eserin unutulmayacağına, unutturulamayacağına inanırım. Belki bir dönem gözden ırak olur ama bir gün yeniden çıkar gelir ve yine değerlendirilir.
Bugünden baktığınızda Abdülkadir Bulut bu unutulmuş, unutturulmuş adlardan biri. Antolojilerin saramış sayfalarında terk edilmiş bir şair olarak görünüyor. Ancak iyi şiir okurlarının, okuması olan şairlerin adını andığı biri... 1942’de doğmuş, şiir yazmaya ortaokulda başlamış, 70’li yılların toplumcu şiiri içinde, Akdenizliliği, yerel kültürü işleyişi, özgün imgeleri, kendine has duru ve sıcak şiir söyleyişi ile dikkati çekmiş, sevilmiş. 1976’da yayımlanan ilk şiir kitabı Sen Tek Başına Değilsin’den itibaren 1985’de ölümüne dek verimli bir şiir yaşamı olmuş bir şair. 43 yaşında pis bir kazada öldüğünde yedi şiir kitabı yayınlanmıştı, şiirinin olgunluk çağındaydı. Cemal Süreya, Bulut’u şöyle değerlendiriyor; “Her şeyi türkü tadında eritiyor. Yerel görünümlere, durumlara dayanıyor. Ordan soylu imgeler yaratıyor. (...) Kasabalı bir Loca. Her şiirinde şiir var.”
Bütün şiirleri daha önce yayımlanmamış şiirler de eklenerek Ülkemin Şiir Atlası adıyla 1987’de Can Yayınları’nda çıkmıştı. E Yayınları 23 yıl aradan sonra Ülkemin Şiir Atlası’nın ikinci baskısını yapmakla kalmadı, Abdülkadir Bulut’un yaşam öyküsü ile birlikte daha önce kitaplaşmamış 33 şiir, 30 yazı ve 5 söyleşisinden oluşan, Ali ve Saadet Bilir’in hazırladıkları Abdülkadir Bulut Kasabalı Lorca ve Bulut hakkında yazılmış yazılardan oluşan Abdülkadir Bulut’a Sevgi Sözleri adlı kitapları da yayımladı. Böylelikle okurlar 70’li yılların önemli şairlerinden Abdülkadir Bulut’la yeniden hem de tüm yönleriyle tanışmış, hasret gidermiş olacak.21.04.2011
Yorumlar