Kitapla Direniş



Yapı Kredi Yayınları, doğumunun 70. yılında Tomris Uyar’ı hasretle anan okurlarına güzel bir sürpriz yaptı. Bizi Tomris Uyar’ı unuttuğumuz ya da hiç bilmediğimiz bir yönüyle tekrar tanımaya çağırdı. İyi araştırmaları ile tanıdığımız Handan İnci, Kitapla Direniş’te (Mart 2011, Yapı Kredi yay.) Tomris Uyar’ın dergilerde, gazetelerde kalmış yazılarını, söyleşilerini ve soruşturmalara verdiği cevapları biraraya getirmiş.

Tomris Uyar, çağdaş öykücülüğümüzün en önemli adlarından, ustalarından. Öykülerinin yanında günlükleri ve çevirileri ile biliyoruz kendisini ama iyi ve verimli bir deneme yazarı ve eleştirmen olduğudan hemen hiç söz edilmez. Kendisi de hemen hiç bu yönüne değinmemiş. Sağlığında düzyazılarını biraraya getirmemiş, kitaplaştırmamış.

Tomris Uyar ilk çevirisini 1962’de Varlık’ta (Tagore’dan “Şekerden Bebek”), ilk öyküsü Kristin’i 1965 Mart’ında Türk Dili’nde, ilk eleştirisini Haziran 1966’da Papirüs’ün ilk sayısında yayımlatmış. Yani eleştirmenliği çeviriyle ve öyküyle aynı zamanlarda başlıyor. 1966’da Oktay Rifat’ın Elleri Var Özgürlüğün kitabı hakkında kısa ama önemli tespitler içeren yazısı ile başlayıp ölümüne dek öykücülüğünün, çevirmenliğinin yanında eleştiri ve deneme yazılarını sürdürmüş.

Tomris Uyar’ın özellikle Edip Cansever, Salâh Birsel, Gülten Akın, İlhan Berk gibi çağdaşı şairlerin eserleri üzerine yazdığı eleştiriler dikkatle okunacak önemde. Uyar, daima eserden, kitaptan yola çıkarak değerlendirmelerini yazmış. Kısa yazılarda çok önemli tespitler, dikkate değer çözümlemeler yapmış. Çağdaş şiir üzerine yazanların, düşünenlerin Uyar’ın yargılarını dikkatle okumalarında fayda var. Bu şairlere bakışları değişecektir.

Uyar, şiirin yanında öykü üzerine yaptığı çalışmalarla dikkati çekiyor. Öykücülüğünü emin adımlarla geliştirmesinde bu çalışmaların önemli payının olduğu anlaşılıyor. Hikayede olay, yoğunluk ve kişinin değişmesi üzerine yazıp ard arda yayımladığı yazıları onun isteseydi çok iyi bir öykü eleştirmeni olabileceğini gösterdiği gibi öykücülüğünün temelinde ne denli sağlam bir altyapı ve yoğun bir okuma süreci olduğunun da kanıtı. Tomris Uyar, başta İngilizce olmak üzere çağdaş Dünya edebiyatını sıkı bir şekilde takip edip önemsediği sevdiği eserleri Türkçeye kazandırırken bir yandan da onları tanıtmış, eleştirmiş. Türk edebiyatını da ihmal etmemiş. Dünya edebiyatı üzerine yazdığı yazılarda da birçok önemli bilgi ve farklı bakış açıları, yargılar var.

Eleştirilerinin yanında çok sayıda kitap tanıtma yazısı da var Uyar’ın. Jürisinde bulunduğu ödüllere katılan eserler hakkında yazdığı yazılarda yer alan kısa ve çarpıcı eleştiriler onun yaptığı işleri ne denli ciddiye aldığının, sorumlulukla davrandığının bir göstergesi.

Kitapla Direniş’in önemli bir bölümünü Uyar’la yapılmış söyleşiler oluşturuyor ki bunların çoğu eleştirilerindeki kadar önemli yargıları, çözümlemeleri içeriyor. Tabii, yazarı eninie boyuna tanımak açısından da önemli bir kaynak oluşturuyor bu söyleşiler.

Handan İnci’yi ve Yapı Kredi Yayınları’nı bize Tomris Uyar’ın bilmediğimiz ya da unuttuğumuz bir yanını hatırlatıp edebiyat eleştirisine önemli bir katkı yaptıkları için kutluyorum. Handan İnci, önsözde bu kitabın Tomris Uyar’ın biyografisini yazmak amacıyla yaptığı çalışmalar sırasında ortaya çıktığını yazıyor. Tomris Uyar’ın “öyküleri kadar etkileyici olan hayatını ve içdünyasını ortaya çıkaracak” bu biyografiyi heyecanla bekliyorum.

28.04.2011

Yorumlar