Anahtar


Cuniçiro Tanizaki, çağdaş Japon edebiyatının en önemli ve popüler yazarlarından. 1886’da doğmuş, 1965’de ölmüş. Bazı eserleri Japon toplumunda şok yaratıcı etkiler yapmış. Japonya’da 1956’da yayımlanan Anahtar da (Kasım 2011, Çev. H.Can Erkin, Can yay.) bu eserlerinden. Anahtar’da 56 yaşındaki profesör bir koca ile 45 yaşındaki karısının kurdukları şehvet üçgeni anlatılıyor. Erkek artık ihtiyarlamaya başladığını, belki de kocalık görevlerini yeterince yerine getiremediğini düşünmektedir. Yirmi yıllık evllilik hayatının getirdiği monotonluk adamın cinsel duygularını köreltmiştir ama karısının bünyesi zayıf olmasına rağmen “iş oraya gelince hastalık denecek ölçüde güçlü” olduğunu bilmektedir. Feodal bir ortamda yetişmiş, geleneklere, eski değerlere sıkıca bağlı bir ailenin kızı olan karısı ile bu tür konuları doğrudan konuşamayacağı da ortadadır. Çözüm olarak o yılbaşından itibaren karısına anlatamadığı konuları, endişelerini günlüğüne yazmaya ve günlüğünü de kilit altında tutmamaya karar verir. “Doğuştan sinsi ve gizemli işlere bayılır” diye düşündüğü karısının günlükte yazılanları okuyacağını ummaktadır.
Umduğu gibi karısı 4 Ocak’ta günlüğü bulur ve kendi günlüğüne kocasının günlüğün bulunmasını kasten sağladığını, oyuna gelmeyeceğini, mahrem bir şey olan kocasının günlüğünü okumayacağını yazar. Ama bu durum onun da kocası ile cinsel ilişkisini sorgulamasına neden olur ve bu konudaki düşüncelerini günlüğüne yazar. Böylelikle karı – koca okunup okunmadığını bilmedikleri günlükleri aracılığıyla cinsel ilişkilerini tartışmaya başlarlar. Günlükler bir anlamda karı- kocanın arasındaki soruna çözüm bulma yolunda anahtar işlevi görürken ilişkilerinde yepyeni bir evrenin başlasının kapısını da açar.
Bir akşam kızları Toşiko ile evlendirmeyi düşündükleri öğrencisi Kimura’nın evlerine ziyarete gelmesi ile birlikte profesör iki keşifte bulunur. Karısının alkole pek dayanıklı olmadığını, bir kaç kadeh içince hemen sızdığını ve karısının diğer erkeklere ilgi göstermesinin kendisini kıskandırdığını ve bu kıskançlığın cinsel yönden tahrik olmasına neden olduğunu anlar. O gece profesör karısının gerçekten sızdığını mı yoksa kocasının istediklerini yapması için uyuyor numarası mı yaptığını anlamaz ama durumdan yararlanır. Karısının daha önce tamamen çıplak göremediği vücudunu inceleyip iyice tahrik olur. O geceki şevişmede yirmi yılık evlliklerinde belki de ilk kez karısının tam olarak tatmin olduğunu düşünerek bu oyunu sürdürmeye karar verir. Damat adayı Kimura’yı sık sık eve davet ederek içki masaları kurar. Tahmin edemediği bu oyunun nereye varacağı, kurduğu şehvet üçgeninde rollerin nasıl değişeceğidir.
Erotik filmlerin umutulmaz yönetmeni Tinto Brass’ın aynı adla filme çektiği Anahtar konusuyla olduğu kadar biçimiyle, anlatımıyla da ilginç bir roman. Tanizaki iki ayrı günlükle olaya farklı açılardan bakmamızı sağlayarak oldukça modern bir yapı kurarken karı ve kocanın günlüklerde kullandığı üslupla da geleneksel olanla modernin karşıtlığını vermiş. Profesör modern “Katakana” anlatım biçimini karısı oldukça geleneksel “Hiragana”yı kullanıyormuş. Romanın ingilizceye çevirisini yorumlayan eleştirmenler ne kadar başarılı çeviri yapılsa da bu anlatımların yabancı dillerde yansıtılmasının mümkün olmadığını belirtiyorlar. Bu anlatım farklarını Türkçe çeviride de fark edemesek de H.Can Erkin’in Japonca’dan yaptığı çeviriyi başarılı ve akıcı bulduğumu söylemeliyim.
16.12.2011

Yorumlar