Şiir ve Cinayet



Salah Birsel bana göre çağdaş denemenin iki büyük ustasından biridir. Nermi Uygur denemenin felsefe ile nasıl buluştuğunu örneklerken Salah Birsel de diliyle, anlatımıyla, denemelerinin içeriğini oluşturan bilgi donanımı ile seçkinleşir.
Salâh Birsel edebiyata şiirle başlasa da emeğinin büyük bölümünü denemeye ayırmış. 1937’de ilk şiirinin yayımlanışından 60’lara kadar onu şair kimliği ile görüyoruz. Şiiri ile nasıl bir denemeci olacağının ipuçlarını da veriyor. Döneminin gerçeküstücülükten Garip’e evrilişi içinde kendine has söyleyişi, ironisi, zekası ve yergileri ile ayrılıyor. Bir “Salah Birsel Şiiri”nden söz etmek mümkün oluyor. Dili zorluyor, kırıyor büküyor, sınırlarını araştırıyor. 1950’lerde dergilerde günlüklerini yayımlamaya başlıyor. 1952’de yayımlanan Şiirin İlkeleri ile de denemenin sularına yelken açıyor. Hızlı ve çalışkan bir denemeci. 70’li yıllarda ustalığının zirvesine ulaşıyor. Peş peşe kitaplar yayımlıyor.
Salah Birsel, şiirini kendine has kılan söyleyişini, ince zekasını, ironisini denemelerine ustalıkla aktarmakla kalmıyor, düzyazının verdiği rahatlıkla günlük konuşma dilinin de sınırlarını zorluyor. Kendine has deyimler, sözcükler yaratıyor. Ve tüm bu nitelikleri büyük bir bilgi yumağı ile harman ediyor. Her denemesinden yüzlerce yeni ve değişik bilgi ediniyorsunuz.
Salah Birsel onlarca kitaptan oluşan deneme külliyatını iki ana başlıkta topluyor "Salâh Bey Tarihi" ve “1001 Gece Denemeleri”.  "Salâh Bey Tarihi"nde İstanbul’un tarihini ağırlıklı olarak Beyoğlu ve Boğaziçi ekseninde sanat ve edebiyat ağırlıklı bilgilerle anlatıyor. 1001 Gece Denemeleri’nde ise "Denemelerimin kahve söyleşileri gibi daldan dala konmasını ve başladığı yerde değil başlamadığı yerde bitmesini severim” dediği anlatımını Türk ve dünya edebiyatçıları başta olmak üzere binlerce kitaba göndermeyle örüyor ve bu arada kendine has anlatımını da ihmal etmiyor.
Salah Birsel’i unutulmak tozlarının arasından çıkartıp biz okurlarına hatırlatan Sel Yayınları büyük ustanın külliyatını yayımlamaya "Salâh Bey Tarihi" ile başlamıştı. Şimdi bu ciltlere “1001 Gece Denemeleri” de ekleniyor. “1001 Gece Denemeleri”nin yeni kitabı Şiir ve Cinayet (2012, Sel yay.). Şiir ve Cinayet’in ilk baskısı 1985’de çıkmış. Salah Birsel’in ustalık döneminin bir örneği de diyebiliriz bu 160 sayfalık kitaba. Salah Birsel denemelerinde kendine has tüm özelliklerini sergiliyor. Adeta bir beyin fırtınası estiriyor, Türk ve dünya edebiyatında değinmediği konu, yazar bırakmıyor. Tek bir denemede, yazarlıkta doğallığın gerekliliğinden başlayıp romana kahramanlarına kadar uzanırken yazmak ve yazarlıkla ilgili onlarca konuya değinip onlarca yazar hakkında ilginç bilgiler verip, yargılar getiriyor. Onunla ilk kez karşılaşacaklar için iyi bir başlangıç. Tekrar buluşmak isteyenler için de iyi bir vesile. Şiir ve Cinayet’deki denemeleri okurken Salah Bey’in “Benzersiz bir denemeci ve üslupçu” olduğunu bir kez daha kavrıyoruz.  
Muzaffer Buyrukçu, “Salah Birsel, denemelerinde yetkinliğe ermiş bir düşünce mekanizmasının ayrıntılı bir biçimde nasıl çalışabileceğini gösterir. Bu çalışmada sınır, bir yerde saplanıp kalma yoktur. Tam tersi sınırsızlık, alabildiğine bir arayış, alabildiğine gizliliklere ustaca sokuluş vardır. Oradan oraya sıçraması, gülerken somurtması bu düzenin gereğidir. Bütün nesneler, bütün sorunlar, bütün konular birbiriyle ilişkilidir ve her şey birbirinin içindedir” demiş. Salah Birsel’in denemelerini okuduğunuzda Buyrukçu’nun bu yargılarında ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz. 
10.03.2013

Yorumlar