Kafka eserleriyle önemli bir yazar, yaşam öyküsüyle kült bir
isim. Söylentiler ve efsanelerle oluşturulmuş bir hayat hikayesi yakıştırılmış
Kafka’ya. “Genç yaşta ölmüş olması, hayattayken hiç tanınmamış bir yazar
olması, ‘ben ölünce tüm eserlerimi yakın’ vasiyeti, despot baba, kırık aşk
hikayeleri, kötü iş koşulları, yoksulluk, azınlık olmak...” Bu efsanelerle
oluşturulmuş hayat hikayesi. James Dean, Che Guevera, Marilyn Monroe gibi bir
ikon haline getirilmiş, putlaştırılmış Kafka.
Dünya edebiyatının klasiklerinden Kafka. Hayatı ve eserleri
hakkında sayısız inceleme yazılmış. Bu
çalışmaların önemli bir bölümü sözünü ettiğim Kafka mitosunu yaratan önermeleri
tartışmasız kabul etmiş. Kafka’nın hayat hikayesi bilinmezlere büründürülmüş.
Reiner Stach Kafka
Karar Yılları ve Kavrama Yılları (Mayıs 2013, Sel yay.) adını taşıyan ve henüz iki
cildi yayımlanmış olan çalışmasında tüm bilinmezlerin peşine düşüyor. Dr. Franz
Kafka’nın hayat öyküsünü en küçük ayrıntılarına dek inceliyor. 1370 sayfa tutan
Türkçe baskı usta çevirmen Sezer Duru’nun imzasını taşıyor. İki cildin tamamını
daha kitaplar baskıdan çıkar çıkmaz yıldırım hızıyla okuyup birkaç gün içinde
görüşlerini yazan meslektaşlarımı ne kadar taktirle karşıladığımı ve tabii
kıskandığımı anlatmaya cümleler yetmez. Ben onlardan günlerce sonra ancak
kitabın 660 sayfalık ilk cildini bitirebildim.
Ciltlerin kalınlığı ilk bakışta göz korkutsa da kitap ilk
sayfasından itibaren okuru kendine bağlamayı başarıyor. “Hayat hikayesi
defalarca yazılmış Kafka hakkında bilinmedik ne olabilir” sorusu kafanızın bir
kenarında okumaya başlıyorsunuz. Reiner Stach “Praglı Yahudi sigorta memuru ve
yazar Dr. Franz Kafka’nın yaşamı 40 yıl 11 ay sürdü. Bunun 16 yıl 6,5 ayı okul
ve üniversite eğitimini, 14 yıl 8,5 ayı ise meslek yaşamını kapsar. Franz Kafka
39 yaşındayken emekli oldu. Viyana yakınlarındaki bir sanatoryumda gırtlak vereminden
öldü” diye anlatmaya başlıyor. 41 yıllık hayatının sadece 45 gününü ülkesi
dışında, diğer Avrupa ülkelerinde geçirmiş Kafka. Sadece üç kez denizi görmüş.
Bir dünya savaşının tanığı olmuş. Üç kez nişanlanmış, hiç evlenmemiş. Dört
kadınla aşk ilişkisi yaşamış. Bir kadınla altı aya yakın bir zaman aynı evde
yaşamış. Hiç çocuğu olmamış. 41 yaşında öldüğünde geriye 40 tane tamamlanmış
düz yazı metni bırakmış. Ayrıca 3400 sayfa tutan günlükler ve edebi fragmanlar
da Kafka’dan kalmış. Bunların arasında üç bitmemiş roman da varmış. 1500
civarında da mektup var terekesinde. Birçok defterini ölümünden önce yok ettiği
biliniyor. Vasiyetinde de el yazmalarının yok edilmesini istediği biliniyor.
Max Brod vasiyete uymamış ve bu el yazmalarının ulaşabildiklerinin hepsini
yayınlatmış.
Reiner Stach, sanılanın aksine Kafka’nın “sosyal anlamda
katılımcı” olduğunu belirtiyor. “Küçük ve neredeyse değişmeyen bir dost çevresi
vardı” diyor. Yüzme, kürek, cimnastik yapmış. Bahçe işleriyle uğraşmış. Sağlığına
çok önem vermiş. Vejeteryan. İyi bir eğitim aldığı, hukuk alanında doktora
verdiği adının önündeki “Dr” takısından zaten anlaşılıyor. Sigortacılık mesleğini
sevmese de başarılıymış. Emekliliğe hak kazanacak şekilde bölüm şefliği
yardımcılığına dek yükseldiği bir iş yaşamı olmuş. Şirketini birçok önemli
toplantıda temsil etmiş, sözcülüğünü yapmış. Kadınlarla ilişkileri hep sorunluysa
da hayatında her zaman en az bir kadın olduğu biliniyor. Fahişelerle de cinsel
ilişki kurduğunu saklamamış.
Yazma eylemini her zaman varoluşunun asıl eylemi olarak
görmüş. Yazdıkça sakinleşmiş, mutlu olmuş. Eserlerini tekrar tekrar yazdığı,
tek bir sayfa için on – yirmi sayfa yazıp yok ettiği de biliniyor. Yazdıklarını
çok zor beğeniyor, ondan da daha zor yayınlatmaya değer buluyor. Bu aşırı
titizliğine rağmen yaşarken yayınlattığı eserleri var. Sanılanın aksine yayın
hayatı Prag’la sınırlı kalmamış, Almanya’nın en önemli yayıncıları ile çalışmış
ve kitapları o yayınevlerinden çıkmış.
Reiner Stach, Kafka hakkında gereğinden çok kaynak olduğunu
belirtiyor. İngilizcede küçük bir tarama yapsanız 130 bin kaynağa ulaşırsınız
diyor ama bu kaynakların çoğunun “özgür spekülasyonlar ve zorunlu akademik
çalışmalar” olduğunu da ekliyor. (Google taramasında bugün itibariyle 25 milyon
300 bin kaynağa ulaşıyorsunuz.) Kafka hakkında yapılan çalışmaların çoğunun
birbirini tekrar ettiğini belirtiyor Stach. “Neredeyse her çalışmanın içinde
yarım düzine klasik alıntı var, bunun dışında da durmadan birbirlerinden alıntı
yapıyorlar. Kendi kendine yeten bir işletme gibi, bir çeşit kült, ya içine
girilir ya da girilmez.”
İşin ilginci binlerce yayın yapılıp Kafka kültü oluşturulmuş
olmasına rağmen bütüncül bir Kafka biyografisi yazılmamış olması. Tüm
eserlerinin yayınlandığı Almanca’da bir tek tam Kafka biyografisi bile
olmadığının altını çiziyor Reiner Stach. Dünyada ciddiye alınabilecek Kafka
biyografisi sayısının da üçü dördü geçmediğini söylüyor.
“Bu gürültünün içindeki suskunluk neden kaynaklanıyor, bu
çekingenlik nereden geliyor?” diye soruyor Stach. Yaygın kanının aksine malzeme
eksikliği olmadığını belirtiyor ki ortaya çıkan eser de bunun somut kanıtı. Reiner
Stach’ın Kafka’nın biyografisini yazmaya girişmesi ve S.Fischer Yayınevi’nin
yaklaşık on yedi yıl süren ve halen devam ettiğini anladığımız bu girişimi
koşulsuz desteklemesinde bu gerçeğin büyük payı var sanırım.
Kafka Karar Yılları ve Kavrama Yılları’nın Türkçe baskısının tanıtımı için Türkiye’ye
gelen Reiner Stach, Çağlayan Çevik’e (Hürriyet Keyif, 19.05.2013) çalışma
yöntemini anlatmış. Kafka’nın mektuplarını ve günlüklerini esas aldığını söyleyen
Stach, Prag, Berlin, Viyana ve Münih’te ulaşabildiği bütün kaynakları
taradığını belirtiyor. Bu taramaya Kafka’nın yaşadığı yıllarda Prag’da
yayınlanan Almanca ve Çekçe tüm günlük gazeteler de dahil. Stach biyografi
yazarının hayatını yazdığı kişiyle empati kurması gerektiğine inandığı için
Kafka’nın yaşadığı dönemde Prag’ın nasıl bir yer olduğunu, insanların nasıl
yaşadıklarından ne giydiklerine, hatta iklim koşullarına kadar her şeyi
araştırdığını söylüyor. “Kafka ile yatıp Kafka ile kalkmış” on yedi yıl.
Reiner Stach, önsözde “montaj ve patchwork” yöntemini
uygulayarak yazdığını söylüyor. “Elinizdeki Franz Kafka biyografisi boş
taslakları renklendirmek istememekte; tüm ayrıntılar, doğrudan doğruya görülen
olaylar delillendirildi; hiçbir şey uydurulmadı. Olaylar arasındaki ilintiler,
büyük bir olasılıkla, buna rağmen yalnızca dolaylı biçimde neticelendirilen
tarihlemeler, bazı olaylarda delillerle eşleştirildi. (...) Güvenilir olmayan
kaynaklar mümkün olduğunca belirtildi” diyor.
İlk cilt Kafka Karar Yılları, Kafka’nın doğumundan,
yani 1883’den değil de 1910’dan başlıyor. 1910’un başlangıç olarak alınmasının
nedeni, günümüze ulaşan Kafka’nın günlüklerinin başlangıcının bu tarihi
taşıması. Ayrıca bu zaman dilimi Kafka’nın en ayrıntılı belgelenmiş yaşam
kesitiymiş. Stach 660 sayfada 1910’dan Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarına
kadar geçen zamanı kaleme almış. Yani beş yıl.
Kafka bu yıllarda hem birçok öyküyü bitirmiş ve geriye
bıraktığı üç roman fragmanının ikisini kaleme almış yani en verimli dönemini
geçirmiş hem de gelecek için tüm önemli kararları almış. Bu nedenle cildin adı Karar Yılları. Kafka en önemli
mektuplaşmasını da bu dönemde gerçekleştiriyor. İki kez nişanlandığı Felice
Bauer’le yaşadıkları bu mektuplar yardımıyla çok ayrıntılı bir biçimde
anlatılıyor. Stach, Felice Bauer’in terekesini ABD’de keşfetmiş. Bu terekenin
de önemli bilgiler sağladığı anlaşılıyor.
Beş yılı 660 sayfada anlattığına bakıp Reiner Stach’ın
bulduğu gerekli gereksiz her bilgiyi kitaba yığdığını sanmayın. Reiner Stach,
klasik ve akademik biyografilerde alıştığımızın tersine metni alıntılarla,
kaynaklarla, dipnotlarla boğmuyor. Aksine çok fazla ayrıntıya giriyor gibi
görünse de ana metinde olabildiğince az dipnot veriyor ve metnin kesintisiz
akmasını sağlıyor. Bir roman gibi okunuyor Kafka
Karar Yılları. Bir kere kendinizi
kaptırdınız mı Sezer Duru’nun büyük emek ürünü çevirisinin de katkısıyla kitaba
kapılıp gidiyorsunuz.
06.06.2013
Yorumlar