Buradayız (2013,
Alef yay.) Kerem Eksen’in ilk romanı. Kerem Eksen edebiyat dünyasında tanıdık
bir isim değil. 1976 doğumlu. Sosyoloji ve felsefe eğitimi almış. Tiyatro ile
uğraşmış, çeviriler yapmış. Halen İTÜ’de felsefe dersleri veriyormuş. Bunlar
kitabın ilk sayfasındaki kısacık biyografiden öğreniyoruz. Edebiyatla daha önce
nasıl bir ilgisi vardı bilemiyoruz.
Buradayız “Mayısın
sonlarına doğru bir akşamüstü roman yazmaya karar verdim” cümlesi ile başlıyor.
Romanın anlatıcı kahramanı bir yayınevinde çalışıyor. Çağdaş Sanatla uğraşan
arkadaşı Onur’la aynı evi paylaşıyorlar. Roman yazmaya karar vermiş ama ne
yazacağına, nasıl yazacağına dair bir fikri yok. Daha önce bu tür bir denemesi
olmadığını da anlattıklarından anlıyoruz. Bir yayınevinde çalışmasına rağmen
kitap okumayı da pek sevmiyor. Roman yazmaya karar verdikten sonra nasıl bir
roman yazması hakkında düşünmeye başlıyor. Kitapçıya gidip romanlar satın alıp
fikir sahibi olmaya çalışıyor.
Nasıl bir roman yazmayacağına dair ise birçok fikri var.
Kitabın arka kapağına da alıntılanan şu sözleri her şeyi anlatıyor; "Herhangi
bir romanın konusu olabilecek o genç adamlardan biriydim ben de. Genç adam
evinde oturur, genç adam hülyalara kapılır, genç adam sever, sevmez, sevmeyi
bilmez, hayat ona yabancı gelir. Genç adam... Bıkıp usanmadan birbirinden
sıkıcı sayfalarda dolaşır durur. O genç adamdan nefret ediyorum, dedim odamda
oturmuş içimdeki kasveti dağıtmaya çalışırken, onun hayatını dolduran bütün o
berbat ayrıntıların ne kadar sıkıcı olduğunu düşündüm. O ayrıntıların
hiçbirinin romanımda yeri olmayacak, dedim, benim romanımda bütün olayların bir
ağırlığı olacak."
Hayata, insanlara sürekli eleştiren gözlerle bakıyor,
onlarda kusurlar buluyor. Hiçbir şeyi beğenmeyen ama kendisi de hiçbir şey
yapamayan bir tip. Ev arkadaşı Onur’un çalışmalarını küçümsüyor. Onun Avrupa’da
tanınmış olması, sergilere davet edilmesi önemli değil. Zaten bir takım
ilişkilerle ya da sahtekarlıklarla Onur’un bu başarıya ulaştığına inanıyor.
Aynı şekilde kendisinden oldukça entelektüel biri olduğu anlaşılan iş arkadaşı
Yurdaer’i küçümsüyor. Onun da bir roman yazdığını, üstelik üçte ikisini
tamamladığını öğrenince dehşete düşüyor. Boş laflarla Yurdaer’i romanının kötü
olduğuna ikna edip, metni yok etmesini sağlıyor. Ama kendisi daha bir romana
başlamak için gerekli olduğuna inandığı defteri satın almayı bile başaramamış.
Emekli olup Avşa Adası’na yerleşmiş babası da bir başka
utanç kaynağı onun için. Babasının adanın yerel gazetesinde yazdığı köşe
yazılarını, belediye meclisi üyeliğini ve özellikle bir düşmandan kurtuluş günü
olmamasına rağmen Avşa’ya bir kurtuluş anıtı yaptırma çabasını ve bunu hayata
geçirmesini de küçümsüyor.
Hiç kimseyi hiç bir şeyi beğenmeme ruh hali gönül
ilişkilerine de yansıyor. Ablası Bahar’la adaş olduğu için “Uzun Bahar” diye
adlandırdığı genç kadınla ilişkisi de böyle gelişiyor. Uzun Bahar’ı,
sevgilisini, ilişkilerini küçümsüyor, beğenmiyor. Ama sevgilisi askere gidince
roman yazıyorum diye Uzun Bahar’la ilişki kurunca, onun tipindeki kadınları
beğendiğine kendini inandırıveriyor.
Hayat hakkında bir deneyimi, kültürel bir alt yapısı,
insanlarla sağlıklı bir ilişkisi olmadığı için roman yazması da mümkün değil,
insanları anlaması da... Kerem Eksen Buradayız’da
romanın anlatıcısını bir anti kahraman olarak var edip “hayatını dolduran bütün
o berbat ayrıntıların” da bir roman malzemesi olabileceğini kanıtlıyor. İronik,
akıcı bir anlatımı var Kerem Eksen’in. Kahramanı Camus’ün Yabancı’sını
çağrıştırsa da konuyu işleyişi, ironi ve kara mizahı Thomas Bernhard’ı
çağrıştırıyor. Kendine has anlatımı olan yeni bir romancı Kerem Eksen. Umarım Buradayız’la kalmaz, yazmaya devam
eder.
04.07.2013
Yorumlar