Öykünün büyük ustası Sait Faik Burgazada’nın simgesidir.
Adaya ayak bastığınızda heykeli sizi karşılar. Evi de birkaç adım ileridedir.
Burgazada Çayır Sokak 15 numaradaki ev 1938’de satın alınmış. Önceleri yazlık
olarak kullanılan ev 1945’den itibaren Sait Faik’in zamanının çoğunu geçirdiği
mekânı olmuş. 11 Mayıs 1954’de vefatına kadar bu evde annesiyle birlikte
yaşamış.
Annesinin isteği ile 1959’da ev müzeye dönüştürülmüş.
1964’de de Sait Faik’in tek varisi Darrüşafaka Cemiyeti’nin yönetimine geçmiş.
Sait Faik Müzesi’nin ülkemizin en çok
bilinen ve ziyaret edilen yazar müze evlerinden biri olduğu söyleniyor.
Müzeyi ilk kez lise yıllarımızda edebiyat öğretmenimizin
öncülüğünde ziyaret ettiğimizi hatırlıyorum. 70’li yılların sonu. Harap, eski,
biraz da terk edilmiş bir havası vardı. Belleğimde müzenin bekçisi olduğunu
anladığımız ailenin üyelerinin garipseyen bakışları kalmıştı. Nereden geldi
bunlar, diyen bakışlar... O bakışlar öyle içime işlemiş ki ilerleyen yıllarda ödül
törenleri ya da anma etkinlikleri vesilesi ile çeşitli nedenlerle Burgazada’ya
gittiysem de bahçe kapısından giremedim. Sait Faik’in müzesine değil bekçinin
evine girip onları rahatsız edecekmişim duygusu ağır bastı.
Sait Faik Hikâye Armağanı ödül töreninde Darrüşafaka
Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş üç yıldır süren restorasyon
çalışmalarının bittiğini, 11 Mayıs’ta müzenin yeniden kapılarını açacağını müjdeleyince
meraklanmış, basında açılış töreninden fotoğraflar gördüğümde de ilk fırsatta
Sait Faik Müzesi’ni ziyaret etmeye karar vermiştim.
Burgazada’ya yolumuzu “Sait Faik Müzesi” için düşürdük. Müzenin
sokağına girip beyaz boyası ile ışıldayan binayı gördüğümde eski halinin imgesi
siliniverdi. Heyecanlandım.
Bahçenin girişinde bizi Sait Faik heykeli karşılıyor. Heykeli
selamlayıp kapıdan giriyoruz. Giriş ücretsiz. Görevli bizi buyur edip gözden
kayboluyor. Sait Faik’le, eviyle başbaşa kalıyoruz. Eşyası, mobilyası,
fotoğrafları, mektupları, el yazmalarını tamamlayan panolar bizi sadece yazarın
dünyasına sokmakla kalmıyor, yaşam öyküsünü de anlatıyor.
Sait Faik’in kitaplarının editörü Sevengül Sönmez müzenin küratörlüğünü
yapmış. Tetrazon Yapı da sergi tasarımını yapıp uygulamış. İyi iş çıkartmışlar.
Sait Faik’e yaraşan, örnek bir müze olmuş. Sergiyi kitaplık, okuma odası ve
çocuklar için etkinlik odası ile desteklemişler.
Müzeyi öğleye doğru ziyaret ettik, o sırada biri çocuk
toplam yedi kişiydik. Yılda kaç kişi ziyaret eder merak ediyorum. Medyada
yazılan yazıların da özendirmesi ile ilk zamanlar ziyaretçi sayısı normalin
üstünde olacaktır. Ama zamanla ilgimizin dışına çıkacak müze. İkinci, üçüncü
kez gelebilmemiz için yeni vesileler gerek. Adalara daha çok yaz aylarında
gelindiği dikkate alınarak arka bahçede etkinlikler yapılabilir. Sait Faik
hakkında söyleşiler, film gösterileri, eserlerinden yapılmış uyarlamalar
sahnelenebilir. Edebi toplantılar, çalıştaylar, küçük sergiler düzenlenebilir. Müzeler
de, adlarına müze açılmış kişiler de böyle yaşıyor.
Darısı, Heybeliada’nın büyük yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın
başına. Hüseyin Rahmi’nin 2000 yılında restore edilen Heybeliada’daki müze-evi
unutulmaya terk edilmiş. Adalar kaymakamı, belediye başkanı duyar umarım. Müze ilgi
bekliyor, ziyaretçi bekliyor. Sait Faik Müzesi örnek olmalı.
10.07.2013
Yorumlar