Tatilde ne okunur?



Okulların kapanması ile birlikte aileleri tatlı bir tatil telaşı sardı. Özellikle temmuz ve ağustos ayları en çok tatile çıkılan dönemler. Gelenekselleşmiş bir şekilde gazetelerin kitap ekleri, sanat sayfaları da “Tatilde ne okunur?” konulu anketler yayınlayacak, özel bölümler hazırlayıp listeler yayınlayacak. Bu listelerde yılın çoksatanlarını göreceğiz çoğunlukla. Plajlarda güneşlenirken kitap okuyanların ellerinde de onlar olacak. Oysa yılın ilk altı ayında birbirinden ilginç ve önemli birçok edebiyat eseri yayımlandı. Çoğunu yoğun yayın akışı sırasında okumaya fırsat bulamadık.
Öncelikle tatilin ruhuna uygun olduğunu düşündüğüm kitaplardan söz etmek istiyorum. Haydar Ergülen’in editörlüğünü yaptığı ve şair ve yazarlarımızın bu kitaplar için özel olarak yazdıkları anılardan, öykülerden oluşan “Yolculuklar ve Kentler” dizisinin ilk iki kitabı Cümleten İyi Yolculuklar ve Trenler Kalkar Haydarpaşa'dan (Kırmızı Kedi yay.) iyi birer yol arkadaşı olmaya aday. Cümleten İyi Yolculuklar’da otobüsle yapılan unutulmaz yolculuklar anlatılıyor. Trenler Kalkar Haydarpaşa'dan’da da tahmin edebileceğiniz gibi tren yolculukları... Dizi uçak ve gemi yolculukları kitapları ile devam edecekmiş.
Tatil yaptığımız yerle ilgili kitaplar okumakta ilginç olabilir. Özellikle o yörenin tarihi, arkeolojisi ile ilgili kitaplar. Bunların güzel örneklerini Arkeoloji Sanat, Homer ve Ege Yayınları gibi birçok yayınevi yayınlıyor. Belki o zaman zamanımızı sahilde güneşlenerek tüketmek yerine bulunduğumuz yöreyi tanıtmakta heyecan verici olabilir. Mehmet Yaşın’ın “damak çatlatan lezzetleri” sunan lokantaları tanıttığı Lezzet Durakları’nın (Doğan Kitap) yeni baskısı da ağzının tadını bilenlere gidecekleri tatil yörelerinin iyi lokantalarını bulabilmeleri için iyi bir rehber.  
Kadir Aydemir’in hazırladığı, özel olarak bu kitap için yazılmış öykülerden derlenen Olimpos Öyküleri (2. Baskı, Yitik Ülke yay.) ise edebiyatçıların gözünden, imgeleminden Olimpos’u tanıtıyor, hissettiriyor. Aynı diziden Bozcaada ve Cunda öyküleri de yayınlanmıştı. Yurtdışı tatil planı yapacaklar için Serhat Öztürk’ün gittiği şehre farklı bir gözle yaklaşıp her yönüyle kavramaya çalıştığı kitaplarının en yenisi Tiflis (Can yay.) iyi bir yol arkadaşı olabilir. Serhat Öztürk’ün daha önce Halep ve Selanik kitapları da yayımlanmıştı.
2012 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Mo Yan’ın eserleri ilk kez Türkçede yayımlanmaya başladı. İlk kitap Mo Yan’ın başyapıtı sayılan Kızıl Darı Tarlaları (çev. Erdem Kurtuldu, Can yay.) Mo Yan, “Japon istilasına karşı verilen Direniş Savaşı, Çinlilerin birbirleriyle çatışmaları, Komünist Devrim, Kültür Devrimi gibi Çin tarihindeki önemli halk hareketlerini ve bütün bu yıllar içindeki tutkulu aşkları” Shandong ailesinden üç kuşağın, 1923-1976 yılları arasındaki yaşadıklarıyla birlikte romanlaştırmış.
Everest Yayınları Leslie S. Klinger'ın editörlüğünde hazırlanan Açıklamalı Notlarıyla Sherlok Holmes dizisini yayımlamaya başladı. “Victoria Çağı İngiltere'siyle ilgili tarihi bilgilerin yanı sıra Sherlock üzerine üretilen en önemli teorileri de içeren binden fazla notla” farklı bir okuma vaad ediyor bu dizi. İlk ciltte, 1891-1893 arasında Strand Magazine'de yayımlanan öykülerin özgün halleri yer alıyor. Baskısı, cildi ve sayfa düzenleri ile de göz alan ilk cildi Berrak Göçer ve Kaya Genç çevirmiş.  
Yordam Kitap’ın Necatigil, Tahsin Yücel, Salâh Birsel gibi usta çevirmenlerin çevirileri ile yeniden yayımladığı Stefan Zweig dizisi dokuz kitaba ulaştı. Karışık Duygular’da (Çev. Ali Avni Öneş) Zweig yaşlı bir profesör, genç eşi ve bir öğrenci arasındaki gerilimli ilişkiyi anlatıyor. Genç öğrenci hocasının eserini tamamlamasına yardım ederken karı kocanın dışarıdan uyumlu görünen garip ilişkilerine şahit olmakla kalmıyor zamanla önemli bir oyuncu halini de alıyor. Zweig, bastırılıp gizlenmeye çalışılan cinsel tercihlerin insanları nerelere sürükleyeceğini günümüzde bile çok rastlanmayan bir cesurlukla anlatıyor.
Can Yayınları Azra Erhat’ın Colette çevirilerinden Cicim ve Diş Kedi’yi yayımlamış. Colette kadın erkek ilişkilerini özellikle genç ve yaşlı çiftlerin yeni bir oyuncu ile bozulan uyumlarını alaycı, neşeli ama hafif de hüzünlü bir dille ve lafı uzatmadan anlatır. Kadın erkek ilişkilerini anlatan bir usta da John Cheever. “Amerikan edebiyatının Çehov’u” olarak tanıtılan Cheever iki Dünya Savaşı arası dönemde “Amerikan Rüyası” ile hayatlarını biçimlendirmeye çalışan ve çoğunlukla da düşkırıklığına uğrayan insanların sıradan gibi görünen ama birbirinden ilginç öykülerini anlatıyor. Usta çevirmen Roza Hakmen’in Türkçesi ile yayımlanan Boşanma Mevsimi (Everest yay.) John Cheever’in Toplu Öyküler Dizisi’nin üçüncü kitabı.
Nazilerin otuz dokuz yaşında Auschwitz'te ölüme terk ettiği Irène Némirovsky’nin öyküleri Pazar Günleri adıyla yayımlandı (Çev. Ebru Erbaş, Can yay.). “Némirovsky'nin 1934-1942 yılları arasında yazdığı on beş öyküden oluşan bu derleme, sevilmemiş kadınlarla, kimliğinden utanan erkeklerle, kızlarıyla rekabet eden annelerle, kısacası insana ait türlü meselelerle, iki savaş arası Fransız toplumundan etkileyici görüntüler sunuyor”muş.
Beat Kuşağının efsane isimi, Kerouac’ın Yolda’sının kahramanı Neal Cassady’nin ilk gençlik çağlarını anlattığı Üçün Biri (çev. Gonca Gülbey, Altıkırkbeş yay.) yeni bir çeviriyle yayımlandı. Cassady ile birlikte Beat Kuşağı’nın büyük şairi Allen Ginsberg’in “Atom bombası, sınırsız artan nüfus, gelişen kitle iletişim araçları ve düşünce özgürlüğüne yönelik baskıların damgasını vurduğu 1952-1995 yıllarının Amerikası”nı emleşetirdiği günümüzde tartışılan birçok konuyu farklı yaklaşımlarla değerlendirmemizi sağlayacak olan Toplu Halüsinasyon’u da (çev. Süha Sertabiboğlu, Sel yay.) okumanızı tavsiye ederim. Tabii Ginsberg’in başyapıtı Uluma’nın da (çev. Şenol Erdoğan, Altıkırkbeş yay.) yeni baskısının çıktığı ekleyeyim.  
Geçtiğimiz günlerde Independent Çeviri Roman Ödülü’nü kazanan Gerbrand Bakker’in Dolambaç’ı (çev. Türkay Yalnız, Metis yay.) hoş bir tesadüfle ödül duyurusu yapıldığı sırada dilimizde yayımlandı. Dolambaç’ta “Adının Emilie olduğunu söyleyen Hollandalı bir kadın Galler'in kuzeyinde eski bir çiftlik evine taşınması” öncesi ve sonrasıyla anlatılıyormuş. Bakker kendine has yalın ve duru anlatımıyla dikkati çeken farklı bir yazar, bu ödüllü romanda iyi bir okuma vaad ediyor. Bir başka taze kitap Michel Faber’in Derinin Altında’sı (çev. Ayça Çınaroğlu, Sel yay.). Michel Faber, birçok eseri Türkçeye çevirilmiş iyi bir yazar.  
Derinin Altında’da “Yolda gördüğü yalnızca belirli özelliklere sahip otostopçu erkekleri arabasına alan bir kadın”ın öyküsü anlatılıyormuş. Arka kapakta “insan-doğa ilişkisine dair çarpıcı bir hiciv” olduğu söyleniyor.
Okuma listemin ilk sırasında Çağdaş Türk edebiyatının önemli adlarından Selim İleri’nin Mel’un’u (Everest yay.) var. “Usta’dan bir başyapıt!” ibaresiyle sunulan roman “Tarih sırtımızdaki kambur mu: Nerede yanlış yapmıştık?” sorusuna Selim İleri’nin huysuz ve aksi kahramanın gözünden kendine has bir üslupla bakışı. Aldığı eleştiriler, gördüğü ilgi Mel’un’u yılın romanları arasında sayacağımızı düşündürüyor. 
Kendine has dünyası ve anlatımıyla ilgi çeken Nazlı Eray’ın anılarının ikinci cildi Bir Rüya Gibi Hatırlıyorum Seni (Doğan Kitap) Çağdaş Türk Edebiyatı’ndan en yeni kitaplardan. Nazlı Eray bir roman gibi anlatmıştı ilk ciltte anılarını... Anlatımıyla, diliyle, konuları ile ilgi çeken bir yazar da Hüseyin Kıran. Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır'da (Ayrıntı yay.) “Bir akıl hastahanesini, yaşadığımız dünyanın metaforuna çeviren Hüseyin Kıran normali, anormali ve normları kendine özgü ironisiyle sorgul”arken “kötülüğün, karanın, tiksindirici olanın, dışarıda bırakılmışların, kapatılanların izini sürüyor”muş. Karikatürün önemli ustalarından Ergin Ergönültaş ilk romanı Minare Gölgesi’nde (İletişim yay.) iyi bir kurgu ve anlatımla İstanbul’un gözden ırak bir kenar mahallesinden insan manzaraları çizerken yakın geçmişin çok boyutlu bir analizini yapıyor.
Yusıf Çopur’un “hiçbir yere sığamayan iki kardeş”in yaşadıklarını anlattığı Bir Uzak Düş’ü (Kırmızı Kedi yay.), Müge İplikçi’nin “günlük yaşamın gözden kaçan ayrıtıları”nın ardında örülen gerçekleri anlattığı öykülerinden oluşan Tezcanlı Hayalet Avcıları (Everest yay.), usta çizer, iyi kısa öykü anlatıcısı Tuncer Erdem’in Güzel Eşya, Alelade Dünya’sı (Yapı Kredi yay.), isimlerini ilk kez duyduğum ve arka kapak yazılarına kapıldığım için aldığım Kerem Eksen’in Buradayız’ı (Alef yay.) ve Erdinç Mutlu’nun İsmilazımdeğil’i (Yitik Ülke) okunacak kitaplar listemin diğer kitapları.
İyi tatiller!
27.06.13

Yorumlar