Kültür Endüstrisi Müsteşarlığı



“Kitaba, sinemaya, tiyatroya para harcamayız” diye bir inancımız var. Contemporary Istanbul ve Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) “Türkiye'de Kültür (Kreatif) Sektörünün Boyutları Araştırması”nda kültür endüstrisinin boyutlarını araştırmış. Sanata ne kadar para harcadığımız da ortaya çıkmış.
Araştırmaya göre Türkiye’de kültür ekonomisinin büyüklüğü 46, 1 milyar dolar. 2011 yılında turizm gelirlerimizin 30 milyar dolar olduğu göz önüne alınırsa turizme yapılan desteğin yüzde birini bile alamayan kültür endüstrisinin bu boyutlara ulaşmış olması ilginçtir.
Kültür ekonomisinin milli gelirin %6’sını oluşturduğu da hesaplanmış. Bu önemli bir rakam. Birçok ülkede bu yüzde çok daha düşük. ABD, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde ise kültür endüstrisinin GSMH’de önemli bir payı olduğu, kültür ihracatından büyük gelirler sağladığı biliniyor. Birleşmiş Milletler’in geçtiğimiz yıl açıkladığı araştırmada Hindistan’dan sonra 18,3%’lük oranla kültür alanında en hızlı büyüyen ikinci ülke Türkiye olmuş. 2011’de Türkiye’nin kültür ürünleri ihracatı 2,1 Milyar dolar, ithalatı ise 850 Milyon dolar.
Bilinen gerçek bir kez daha teyit edilmiş; devlet sanata para harcamayı sevmiyor. Bunu Kültür Bakanlığı’na ayrılan bütçeden de biliyoruz, kamu kuruluşlarının olmayan kültürel faaliyetlerinden de. Belediyeler olmasa kamunun kültür ve sanat faaliyeti yok denecek düzeyde. Halkın kültüre harcadığı para ise dikkati çekici. TAVAK’a göre kültür harcamasının %48’ini halk yapıyor. Kamu bütçelerinde kültürün payı %13, vakıfların payı %2, sponsorluklar %3, özel sektörün kültürel yatırımları da %6.  
Devlet katında kültür endüstrisinin önemi ve büyüklüğü bilinmese de Kültür ve Turizm Bakanlığı gelişmenin farkında. Bakanlığın yapısının “Kültür Endüstrisi”ndeki büyümeyi destekleyecek ve artıracak bir biçimde düzenleneceği söyleniyor. Kültür endüstrisini oluşturan sinema, müzik, tiyatro, yayıncılık ve görsel ve plastik sanatların tek bir çatı altında, bir genel müdürlükle yönetilmesi planlanıyormuş.
İlk bakışta “Kültür Endüstrisi Genel Müdürlüğü” kurmak iyi bir düşünce gibi görünse de TAVAK’ın araştırmasında ortaya çıkan boyutları görünce bakanlıkça kültür endüstrisine biçilen gömleğin şimdiden dar geleceği kesin. Kültür endüstrisinin gelişme hızı, çözülmesi gereken sorunların büyüklüğü bir müsteşarlıkla yönetilmesi gerektiğini gösteriyor. İdeali kültür bakanlığıdır ama Başbakan Erdoğan’ın kültürü turizmin destek unsuru olarak gördüğünü biliyoruz.
Devlet artık kültür endüstrisinin yarattığı değeri görmek, hangi desteklerle bu endüstrinin daha da hızlı büyümesinin sağlanacağını planlamak durumunda. Bu planlamada kuşkusuz en büyük görev Kültür ve Turizm Bakanlığı’na düşüyor. Bakanlık kültür endüstrisini oluşturan sektörlerle birlikte çalışarak bir geliştirme politikası oluşturmak durumunda.
Yasanın taslak aşamasında olmasını da göz önünde bulundurursak böyle bir düzenleme için en uygun zamandayız. Yasa hazırlanırken kültür endüstrisi üzerine çalışmalar yapan TAVAK, İstanbul Bilgi Üniversitesi, BAUKEM, İKSV, Anadolu Kültür gibi kuruluşların, Abdurrahman Çelik, Suay Aksoy, Serhan Ada gibi az sayıdaki araştırmacının ve özellikle kültür endüstrisini oluşturan sektör temsilcilerinin görüşleri alınırsa çok daha doğru bir yapılanma kurulacaktır. 
21.08.2013

Yorumlar