“İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür Exposu” ile Kore büyük
bir kültür çıkartması yapıyor. 31 Ağustos-22 Eylül 2013 tarihleri arasında
gerçekleşen Kültür Exposu dans, tiyatro,
tekvando gösterileri, el sanatları, fotoğraf, çağdaş sanat, mimarlık sergileri,
İpek Yolu
Pazarı, geleneksel el sanatları atölyesi, moda gösterisi, Kore
Pop müziği konseri, Şifalı Yiyecekler Tanıtımı, Kore mutfağı tanıtımı ve
Kore Senfoni Orkestrası gösterisi gibi “kültür” tanımının içine giren her şeyin
yer aldığı büyük bir etkinlik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş’ın söylediğine göre “kültürel, siyasi ve ticari alanlarda iki ülke
halklarının tanışması-kaynaşması ve aradaki dostluğun pekişmesini
hedefleniyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Gyeongju Belediyesi’nin
birlikte hazırladığı İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür Exposu’nda 23 günde 35 mekânda
28 etkinlik yapılması planlanmış. En önemlilerinden biri 13 -19 Eylül tarihleri
arasında yapılacak olan Türk - Kore
Film Haftası. Sinemaseverler Kore Sineması’nın iyi örneklerini izlemenin
yanında Kim Ki Duk’la da buluşacak.
Expo’nun tek edebiyat etkinliği 4-5 Eylül tarihlerindeki “Türkiye - Kore Edebiyat Sempozyumu”ydu. Türk
ve Koreli akademisyenlerin katıldığı sempozyumda Kore ve Türk edebiyatları, dil
eğitimi, çeviri sorunları gibi konularda bildiriler sunuldu. Amaç Kore
Edebiyatı’nı Türkiye’de tanıtmaksa tek bir akademik toplantının yetersiz
kalacağını açık. Okuru hedefleyen etkinlikler de yapılmalıydı. Örneğin sempozyumu
katılan Yi Mun-Yol gibi Dünyaca tanınmış, eserleri Türkçeye de çevrilmiş
yazarların okurlarla buluşmasını sağlanabilirdi.
Türkiye ile Kore’nin edebi alandaki ilişkisi pek parlak
değil. Doç. Dr. Göksel Türközü’nün bildirisine göre Korece’den Türkçe’ye 13
kitap, Türkçe’den Korece’ye 34 kitap çevrilmiş. Koreceye çevrilenlerin dokuzu
Orhan Pamuk’un kitapları.
Orhan Pamuk Kore’de çok tanınıyor, seviliyor ve kitapları
çok satanlar listelerine giriyor. Koreli akademisyenlerin Orhan Pamuk üzerine
çalışmalar yapması şaşırtıcı değil. Prof. Dr. Hae-Choon Ryoo’nun “Kore ve Türk
Edebiyatında Doğu-Batı Çatışması” adlı bildirisi de Orhan Pamuk’un “Benim Adım
Kırmızı” ve Kore’nin en büyük yazarlarından Kim Dongni’nin “Kadın Şaman Resmi”
adlı eseri hakkındaydı. Prof. Ryoo konuşmasına organizasyonun Türk tarafının
Orhan Pamuk’un Türkiye’de sevilen bir yazar olmadığını bildirdiğini ve bildiri
konusunu değiştirmesini istediğini söyleyerek başladı. Bu nedenle Pamuk’tan
kısaca söz edip Kim Dongni’nin “Kadın Şaman Resmi” adlı eserine ağırlık
vereceğini belirtti. Simultane çevirmen de Pamuk’la ilgili bölümlerde hemen hiç
çeviri yapmadı. Daha sonra Türk akademisyenler Orhan Pamuk’un önemine değinen
konuşmalarla durumu kurtarmaya çalıştılar ama Koreli konukları ikna ettiler mi
bilemem.
Esas sürpriz ise Kim Dongni’nin Şaman bir anne ile Hıristiyan
oğlunun tartışmalarını anlattığı “Kadın Şaman Resmi”nin Türkçe – Korece
kitapçığının sempozyumu izleyenlere dağıtılmasına izin verilmemesiydi. Türkiye tarafını temsil eden İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin Orhan Pamuk’la ilgili ne sıkıntısı vardı, Kore’deki Şamanlık ile
Hıristiyanlık arasındaki çatışmanın akademisyenlerce bilinmesini neden
istemediler merak etmiyorum. Net olan tek şey yasakçılığın hayatın her alanına
nüfuz ettiği, akademik sempozyumlara kadar yansıdığı.
11.09.2013
Yorumlar